Türk’ü ve Türkleri anlamak için, Türk kelimesinin nasıl türediğine bakmak lazım. Bunun için de, Türk Tarihini okumak gerekir.
“Ne Mutlu Türküm Diyene”,”Ey Türk! Titre ve kendine gel.”
Bu sözler, sadece, kuru, kuruya övünmemizi sağlar. Halbuki Pınarın başına gitmek lazım. O zaman, taşıdığın özel ve önemli kimliğini daha iyi anlamış olacaksın.
Ord. Prof. Dr.Fuat Köprülü’ye göre; ”Tukyu” kelimesinin Türk olduğunu söylediği gibi, aynı görüşü Prof. Dr. Afet İnan Hoca da söylemektedir.
Prof. Dr. Faruk Sümer hoca ise,”Oğuzlar” isimli eserinde,“Türük ve Türk” kelimelerinin bir kavme verilen isim olduğunu belirtir. Türük kelimesinin söylenme biçiminde “Ü” harfi kalkarak, TÜRK olarak söylenmeye başlanmıştır.
Bunun da bir çok sebepleri var…
Selçuklular da Alpaslan ve Melikşah zamanında, vezirlik yapan Nizam-ül Mülk fars idi.Bu vezir, Selçuklularda çok önemli ve etkili biriydi. Devletin bütün idare kadrolarına FARSLI olanları yer vermiş, sarayda konuşma ve yazışma dili olarak FARSCAYI kullanmayı kanunla emirname çıkarmıştır. Halk ise, Türkçe kullanmaya devam etmiştir.
Halkın içinde göçebe olanlara, yürüyen anlamına gelen YÖRÜK kelimesi kullanılmıştır.
Yani kısaca söylemek gerekirse, TÜREMEK yani, üremek,çoğalmak anlamına gelen TÜRK denmiş…
Yürüyen, hareketli anlamına gelen YÖRÜK ismi de, kalkar-göçerlere verilen bir isim olduğu kaydedilmektedir.
Bir başka kaynak da; Thomsen Vestsehrift de, okuduğu Bilge Kağan ve Kültigin kitabelerinin tercümesini yaparken,”TÜRK” isminin delalet ettiği kavim hakkında “TÜRK” de olabilir “ TÜRÜK” de olabilir.
Esasen “KUVVET “ manasına gelir demektedir. Türkler, Gerek Selçuklularda gerek Osmanlılar da, hak ettiği itibarı -ne yazık ki- görmemiştir. Osmanlı İmparatorluğu içinde, Türkler, Arnavutlar, Kürtler, Araplar, Abazalar, Çerkezler gibi kavimler vardı. Osmanlı bir sülalenin adıdır…
Osmanlı, Müslüm ve Gayri Müslümlerin Devleti idi. İlim, İslamiyetin tesiri altında kaldığı için, rütbe, makam hep Arapça, Farsça olmuş. Türk halkı kendi arasındaTürkçe konuştuğundan, Selçuklular devrinde Türkçe Konuşsana avam(halk)anlamına gelen Türk ismi ile Hitap edilmiş.
Osmanlılarda da, aynı şekilde, Türk denilince köylü anlaşılmış…
Türkler, erkek ve kadın olarak, iyi ata binen, kılıç kuşanan gözü pek, cengaver insanlardı…
Kadınlar, her zaman iyi ve yürekli erler yetiştirmiştir. Bu sebeple,”Türk gibi kuvvetli” “Bir Türk dünyaya bedeldir” sözleri,Türkler için boşuna söylenmemiştir..
Koca Yusuf, Kel Aliço, Kurtdereli, Çolak Mümin, Katrancı Mehmet, Hergeleci İbrahim, Kazıkçı Karabekir, Kara Ahmet, Şamdancı İbo, gibi Türk güreşçilerinin acı kuvvetini bütün Hıristiyan alemi görmüştür. Ayrıca, en son yetişen güreşçilerimizden, Yaşar Doğu, Hamit Kaplan, Ahmet Ayık, Gazanfer Bilge, Mahmut Atalay ve Mersinli Ahmet gibi sırtını yere getiremeyenler, altıncı kol faaliyetleri ile bir nesli, içki, uyuşturucu, kumar, fuhuş, alkol ve eğlence merkezlerine sokmuşlardır.
“Cemiyetler meziyetleri ile yaşar, rezaletleri ile yıkılır” sözü gereği, Türk gençliğini ahlaki açıdan çökertmeye çalıştılar. Yetmedi, GDO’su bozulmuş besinlerle neslimizin Gen kodlarının şifrelerini bozmaya çalışıyorlar.
Çikolata da “Seratonin” mutluluk hormonu var diye, çikolataya alışkanlık yarattılar. Böyle giderse korkarım sadece TÜRK diye ismimiz kalacak.
Bilge Kağan, boşuna söylememiş;”Ey Türk! Titre ve kendine dön.”
Türk-İslam kültür ve Medeniyetinden uzaklaşan, başka milletlerin yaşam ve kültürlerini taklit edenler, bu milletinin ferdi gibidirler.
Millet, bir ahali topluluğu değildir. Bir Milletin aynı Tarih, ülkü, din, dil, kültür ve medeniyete sahip olmaları gerekir.
Tarihte devlet olamamış toplulukların sadece isimleri kalmıştır. Bunlardan birisi de Kürtlerdir. Tarihte bir Kürt devleti kurulmamıştır… Türkler de, Kürtler de Osmanlı Tebası olarak beraber aynı topraklarda yaşamış, kader birliği yapmışlardır. Türküm demek, asla bir ırkçılık söylemi değildir.
Bir Milletin adıdır.
Türkçülük ise, kendi ırkımızın, milli ve manevi değerlerine sahip çıkmaktır…
“Ne Mutlu Türküm Diyene” söyleyen bir kişi, diğer ırklara mensup olanları ötelemek, itibarsızlaştırmak değil, bilhassa bu dünya, herkesin ortak dünyasıdır mesajını vermektir…
Ey Türk Milletinin Evladı! Tarihine, Kültür ve medeniyetine, diline, dinine, geçmişine ve de Ülküne sahip çık…
Türklerin içinde olmadığı bir tarih yapılamaz ve de yazılamaz….
Sen, sen ol Tarihini bil, kendine güven, dost kim düşman kim uyanık ol, lünce zaten uyuyacağız…
Esaret altında olan bir Millet, Cuma namazı bile kılamaz. Türkler için; savaş meydanlarında ölmek şereftir. Hasta olarak yatakta ölmek ise,utançtır…
Selamlar…