Aylardan yine Kasım, hazan mevsimidir benim için, hep buruk yaşarım Kasım ayını, kasımpatı çiçeklerini de hiç sevmem nedense… Bana ölümü hatırlatır. Daha çok da Atamı…
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, büyük devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk'ü sonsuzluğa uğurladığımız gündür 10 Kasım. Bu yıl, aramızdan ayrılışının 77. Yıldönümü… O’nu bir kez daha şükran, minnet ve rahmetle anıyoruz. Daha çok özlüyoruz, daha çok arıyoruz sanki…
Her Türk vatandaşının görevi Atatürk’ü her 10 Kasım’da anmak ve anlamaktır ve sonra yeni nesillere anlatmaktır. Ulu Önderimiz, Atamızın emek verdiği yolda, hiç durmadan yürümek, daimi hedefimiz ilkelerini korumak, devrimlerini sonsuza dek yaşatmak yegane görevimizdir. Hele şu zamanlarda unutturulmak için, yıpratmak için çok yoğun çaba sarf edildiği dönemde, Atamıza sahip çıkmak, her Türk vatandaşın en büyük görevidir.
Atatürk, “Zorunluluk olmadıkça savaş cinayettir” demiş ve sadece yurdumuzu saldıran düşmanlara karşı savaşmıştır. “Yurtta sulh, cihanda sulh” diyerek de, bütün dünya ülkeleriyle kardeşçe yaşamamız gerektiğini söylemiş bir dünya lideridir.
Atatürk’ü anlamak kazandırdığı ilke ve inkılaplara uymakla olur. Ülkenin yönetimini ve seçme hakkını milletine vermesi, Atatürk’ün ne kadar vatanına ve milletine düşkün önder olduğunu gösterir. Kendini Türk milletinin özgürlüğü için feda etmiş, milletin menfaatlerini kendi menfaatinin önüne koymuş bir önderdir.
Şimdi ki liderler gibi savaş çığırtkanlıkları yapmamış, bütün bir hayatını vatanına ve milletine adamıştır. Bütün hayatı cephede geçmiş, hiçbir zaman kendisi için bir şey istememiştir. Ne sarayları, ne gemicikleri olmuş ne de lüks içinde yaşamıştır.
Affet bizi Atam…
Tüm hayatın boyunca askerdin… Ülkeni kurtarmak için kanını canını, son anına kadar yurdu savunmak, halkı kalkındırmak için harcadın… Senden sonraki çoğu liderler ne yaptı? Yattı keyfine baktı… Kimi kolay köşe dönmeye, kimi hortumlarını çalıştırıp geleceğini kurtarmaya, kimi ise kendi çıkarları uğruna ülkeyi karış karış kiralattı… Hem de o senin kurtarmak için savaştığın, topraklarını paylaşmak isteyenlere!
Senden sonraki nesillere Seni tanıttık ama anlatamadık. Hissettiremedik. Oysa görevimiz Senin resmini göstermek değil, düşüncelerini, kişiliğini, sevecenliğini, içindeki yurt ve halk sevgisini anlatamadık.
Bu vatan için uğruna kendini feda eden şehitlerimizin, gazilerimizin katilleri zafer işaretleri ile bir bir geri dönüyor. Sen bu ülkeyi cephede kazandın ama bu ülkenin vekilleri masa başında ülkeyi kaybediyor.
O mavi gözlerin her daim bizlere ışık saçtı ve bakışların her daim bize ileriyi gösterdi. Bu günlerde geçecek Atam…Ve dünya durdukça Sen ilelebet yaşayacaksın…