Arap seviciler, Osmanlı toruncukları ha gayret.
Sonumuz onlar gibi olmaya, ramak kaldı.
Başarınız küçümsenmeyecek kadar, büyük maalesef.
Memleket...
Hırsıza, sapığa, haine, caniye cennet oldu.
Elbet...
Bu başarının sırrı, olmaz mı hiç?...
Bence, deve sidiğini bir de...
Direk, kaynağından iç.
Ne dinmiş arkadaş ya...
Nerde sapık, hırsız, soysuz varsa...
Din, maskesi oldu.
Ne kadar, yozu yobazı varsa...
Din, kalkanı oldu.
Bu gerçek islam değil, diyecek...
Sorsan, "gerçek müslümanım" diyene.
Peki öyleyse...
Tüm bunları başımıza sarana, destek niye?
Eskileri unuttuk, daha yeni, yine Kur-an kursunda...
Tecavüz edildi yetim bir çocuğa, daha 9 yaşında.
Gıkı çıkmayan, görmeyen, duymayan müslüman...
Evet evet sen...
Sakın müslümanım deme, dinden bahsetme bana.
Yaşa inancını, kendi dünyanda...
Ve tertemiz duygularla.
Yok hayır...
İllaki, gösterişi olacak.
Yediği b*klara, kalkan olacak.
İlim, bilim, fen...
Kimya, fizik, matematik hiç kalacak...
Küçücük beyinler de, cihad olacak.
Kemalettin Tuğcu'nun...
Eskicinin Köpeği, Balıkçı Kız, Çingene Kızı.
Ömer Seyfettin'in...
Yalnız Efe, Diyet, Kaşağı.
Dünya klasiklerinden...
Kibritçi Kız, Define Adası, Demiryolu Çocukları...
Bunlarla değil...
Cihadla, kinle, nefretle büyüyecek.
Atatürk'ü, Laikliği çıkarınca da...
Size, Arabistan'lı Lawrence kalacak.
Çelik çomak, misket nedir bilmeyecek...
Hayal gücünü kullanıp, kendi oyuncaklarını yapamayacak...
Çam kabuğundan kayığı, belinde sapanı...
Çamurdan çanak çömleği, bezden bebeği olmayacak...
El yapımı tel araba, çember süremeyecek mesela...
Karda naylon çuvalla kayıp, burun kıpkırmızı sümük çekemeyecek...
Baş uçlarında, bayramlık ayakkabıları ile uyumayacak...
Yakan topta, bir can daha kazanamayacak...
Gazoz kapağı biriktirip, artistli sakız çiğnemeyecek.
Sokak aralarında futbol oynayıp, dizleri yaralanmayacak...
Saklambaç, körebe, yedi kiremit oynamayacak mesela...
Kazan, çömlek patlatamayacak...
"Anne ne olur, on dakika daha izin ver." diyemeyecek.
Çünkü...
Erkek çocuğu şaşaalı sünnetle, erkekliğe adım atacak...
6 yaşında kız çocuğu, gelinlik giyecek!
Şarkı, Türkü söylemeyecek...
Kendi çapında, şiirler yazmayacak...
Hikaye, roman nedir bilmeyecek...
Ne sanat, ne edebiyat...
Ne bale, ne tiyatro hepsine kem bakacak.
Sevdiğiyle ele le, tutuşmayacak...
Gözlerine ayna, tutamayacak.
Piknik deyince et, mangal anlayacak...
Kırlarda koşup, kahkaka atamayacak göğün göğsüne.
Sinemaya gidemeyecek mesela...
Mahsuscuktan ben Yılmaz Güney'mişim, sen Danyal Topatan...
Ben Fatma Girik'mişim, sen Fikret Hakan diyemeyecek.
Tanrı aşkına, vatan sizden ne bekleyecek?!
Eğer ki varsa, öbür dünya...
Tarık Akanlar, Kemal Sunallar...
Adile Naşit, Suna Pekuysallar...
Akarsu, Manço Barışlar...
Pastörler, Edisonlar...
Denizler, Mahirler...
Che ve Fideller...
Uğur Mumcular, Ahmet Taner Kışlalılar...
Bahriye Üçok, Türkan Saylanlar...
Franz Kafka, Jack London, Victor Hugolar...
Aziz Nesin, Peyami Safa, Fakir Baykurtlar...
Can Yücel, Attila İlhan, Özdemir Asaflar...
Aşık Veyseller, Mahsuniler ve Neşet Ertaş...
Olsun bana, arkadaş.
Ne 72 huri isterim, ne de nuri olmak...
Ne zemzem isterim, ne de şaraplar akan ırmak...
Hırsızın, arsızın, yüzsüzün, görgüsüzün...
Cehaletin, yalakanın, şakşakçının...
Sapığın, yobazın olmadığı her yer, cennettir bana.
Ve...
Koca Mustafa Kemal Paşa, yeter bana...!