Değerli hemşerilerim, 2020 yılında insanlık adeta bir üçüncü dünya savaşı yaşadı. İlk iki dünya savaşı insanların kendi aralarında idi; ancak içinde yaşadığımız “Pandemi” yani dünya ölçeğindeki salgın, bir virüse karşı tüm insanlığın birlikte mücadele ettiği dünya çapında adeta bir savaş.
Geriye dönüp baktığımızda ülkemizde son beş yıl içinde meydana gelen bazı siyasi ve ekonomik gelişmeler, beni iş hayatında temkinli davranmaya yönlendirmişti. 7 Haziran 2015 tarihinde yapılan benim de Denizli Milletvekili Adayı olarak yer aldığım Genel Seçimlerin aradan dört ay geçtikten sonra 1 Kasım 2015’de yenilenmesi… 15 Temmuz 2016 askeri darbe girişimi… 2017 yılında yapılan referandumda halkın yaklaşık yarı yarıya farklı kararda olup ortamın bir ölçüde gerilmesi gibi…
Dünya ve ülkemiz ölçeğinde, yıllar içinde yaşadığımız siyasi ve ekonomik gelişmeler beni iş hayatında temkinli olmaya iterken “edindiğim deneyimler nedeniyle” bu öngörümün bir salgınla savaş sürecinde işe yarayacağı aklıma hiç gelmemişti.
Uluslararası Para Fonu “IMF” Başkanının geçtiğimiz Nisan ayında yaptığı açıklama önemlidir. Dünya en son 1929 yılında küresel bir ekonomik açmaz yaşamış, yani 91 yıl önce. Hayatta olan hiçbir kimsenin o dönem yaşananları anımsaması mümkün değil. 2021 yılı itibariyle yaşayacağımız ekonomik zorlukların ne boyutta gelişeceğini kuramlar yoluyla, fikir yürüterek şimdiden kestirmek mümkün değil; hep birlikte yaşayıp göreceğiz.
Her birimiz kendi mesleklerimiz ve iş hacimlerimizle ülkemize, halkımıza katkıda bulunmaya çalışan yurttaşlarız. Salgın günlerinde her yurttaşımız gibi, ayrıca ülke ve dünya siyasetini yakından takip eden kişiler olarak bizlerin sorumlulukları, endişeleri elbette kat be kat artmıştır.
Her birimiz kendi mesleklerimiz ve iş hacimlerimizle ülkemize, halkımıza katkıda bulunmaya çalışan yurttaşlarız. Salgın günlerinde her yurttaşımız gibi, ayrıca ülke ve dünya siyasetini yakından takip eden kişiler olarak bizlerin sorumlulukları, endişeleri elbette kat be kat artmıştır.
Bazı şahsiyetler vardır; zor günlerin adamıdır. “İyi kaptan fırtınalı havada belli olur” misali yeteneklerini böyle günlerde ortaya koyarlar. Savaş çıkar diye korkan adam Harp Okuluna yazılmaz; hastalık bulaşır diye korkan kişi de sağlıkla ilgili okullara, Tıp Fakültesine girmez. İçinde bulunduğumuz günlerde, sağlık çalışanlarının dünya ölçeğinde verdiği mücadele insanlığa şeref katıyor! Nazım’ın dediği gibi:
“Beyaz gömleğinle laboratuarda
İnsanlar için ölebileceksin
Hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
Hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken…”