Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, Tütün üreticilerinin
sorunları ve çözüm önerilerini gündeme getirdi.
İYİ Parti Denizli Milletvekili Öztürk’ün konuyla ilgili
olarak yaptığı açıklama şu şekilde oldu;
“Türkiye’de Tütüncülük 4733 sayılı Tütün, Tütün mamulleri ve
Alkol Piyasasının Düzenlenmesine dair kanunun yasalaştığı 2002’den bu yana her
geçen gün can çekişmektedir. Yasa çıktığı tarihte 520.000 olan tütün üreticisi
%85 azalarak, 2017 ürün yılında 64.000’li seviyelere düşmüştür.
Şark tipi Oriental tütün piyasasında dünya üretiminin 3 de
Ülkemizde en kaliteli tütünün yetiştirildiği Denizli
ilimizde, yakın zamana kadar çok sayıda çiftçi ailesi geçimini tütün ekiminden
sağlamakta idi.
Genç nesil; tütün tarımının zorluğu ve gelirinin azlığı
nedeniyle üreticilikten uzaklaşmış, Ege bölgesinde
üreticilerin yaş ortalaması 50 yaş civarına yükselmiştir.
AK Partisi hükümeti döneminde Tekel’in kapatılması ve
Tekel’e bağlı sigara fabrikalarının kapatılması sonucunda ilimizde tütün ekimi
ile uğraşan vatandaşlarımız geçinemedikleri için Büyükşehirlere göç etmek
durumunda kalmıştır.
Piyasaya tümüyle hakim olan çok uluslu şirketler ürün
fiyatlarını kendisi dikte etmektedir. Bundan 20 yıl öncesine kadar tütün baş
fiyatı 1 Karton Uzun Samsun sigarası fiyatına eşdeğer iken (1 Karton Uzun
Samsun 90 TL), şimdi ise tütün baş fiyatı 2 adet Uzun Samsun etmiyor. Geçen yıl
fiyatlar 9 TL’ye kadar düşmüştü.
Ürün maliyetlerinde yaşanan artışlar (2018 TurkıshTaboco
Tütün Tarımı Raporu- üreticinin tütün maliyeti 19,36 TL/KG), Düşük fiyat
sorununun çözülmemesi tütün üreticilerinin durumunu daha da güçleştirmektedir.
2017 Ürün yılında Denizli; 12.280 üretici, 235 bin hektar
alanda 22.900 ton tütün üretimi ile Türkiye üretiminin %24’ünü gerçekleştirmiş,
tütün üretiminde Türkiye’de 2. Sırada yer almaktadır.
Tavas, Kale, Acıpayam, Beyağaç, Güney, Buldan, Bekilli
ilçelerimiz başta olmak üzere Denizli’mizin 12 ilçesinde üretilen tütün; Garip
köylümüzün fukara bitkisidir.
Tütün denilince binlerce ailenin yüreği ağzına gelir.
Gece-Gündüz demeden geçimini bu yolla sağlayan çiftçimiz, çalışmak için gece
yarısında evlerinden çıkar, güneşin henüz doğmadığı tarlalarında lambalar
yardımıyla tütün kırar.
Sonuç olarak kamunun tamamen devreden çıktığı, müdahalesiz
piyasa koşullarına terk edilen, dünyada “Türk Tütünü” şeklinde ulusal ad ile
anılan tütün çok kıraç arazilerde yetişir. Yerine alternatif ürün kolay kolay
bulamazsınız.
Bu topraklarda ya tütün ekeceksiniz, ya da bu topraklar
tarım arazisi olmaktan çıkar.
Çiftçimizi bu dertlerinden kurtarmak için izlenecek yollar bellidir;
TAPDK Fiyatların belirlenmesinde etkin rol almalıdır bu
çiftçilerimiz için oldukça önemlidir, 4733 sayılı kanunda yer alan ve hala
kurulmamış olan Açık Arttırmalı Satış Merkezleri dünyanın önde gelen tütün
üreticisi ülkelerinde olduğu gibi mutlaka kurulmalıdır. Tütün ticareti yapan
firmalara belirli oranda tütünü bu merkezlerden alma zorunluluğu getirilmelidir.
Özelleştirme kapsamında satılmamış olan eski Tekel depoları bu merkezler için
depolama alanı olarak kullanılabilir.
Tütün üreticileri, alım
yapan firmaların aralarında yapabileceği gizli anlaşmalara karşı kalite ve
fiyat yönünden denetlenmeli ve korunmalıdır.
Tütün mamulleri üzerinde bulunan %80 civarındaki ÖTV’den
çiftçimize pay ayrılıp ürettiği ürün kadar destekleme pirimi olarak verilmelidir.
Nihayetinde geliri her geçen gün daralan tütün üreticilerinin toprak yapısına uygun,
gelir kazandırıcı alternatif ürünler konusunda destek sağlanmalıdır.
Ve nihayetinde toprak yapısı sebebiyle tütün ekmesi dışında
başkaca gelir kaynağı olmayan çiftçimize alternatif ürün yetiştirme ve
alternatif kazanç sağlama hususunda büyük ölçekli araştırmalar yapılarak
yardımcı olunmalıdır.”