Eğitim-İş sendikası Denizli Şube Basın Yayın Sekreteri Nevhis Elvan Güneş Kaşgören 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle yaptığı açıklama şu şekilde;
10 Ocak Dünya Çalışan Gazeteciler Günü, maalesef ülkemiz için kutlamadan
çok utancın günü haline gelmiştir. Bu takvim yaprağı, artık bizler için
mesleğini hala icra edebilen gazetecileri tebrik etmenin yanı sıra, iktidar
baskıları sonucunda mesleğinden koparılan, özgürlüğü elinden alınan
gazetecileri de düşünmenin günüdür.
Cumhuriyetimizin kurucusu olan Büyük Önder Atatürk'ün ülkede basını kendi
elleriyle var ettiği güzide ülkemiz, şu anda basın özgürlüğü konusunda 180 ülke
arasından 154. sırada olmanın utancını yaşamaktadır.
Gerçeği gizlemek, onu eğip bükmek için 20 yıla yakındır canhıraş bir
mücadele veren AKP, gelinen noktada medyanın yüzde 70'inden fazlasını ele
geçirmiş, ele geçiremediği az sayıda medya kuruluşuna da savaş açmıştır.
Hakikatin kıymetini korkuya değişen ya da konfora satan havuz medyasının
hakimiyetinin yükseldiği ülkemizde, inadına doğruyu söyleyenler Aziz Nesin'lik
terör davalarına ya da işsiz bırakılarak sefalete sürüklenmeye maruz
kalmaktadır.
Ülkenin daha da karanlık cenderelere girmesine sebebiyet veren gelişmeleri
iktidardan dahi daha hararetli savunan ‘gazeteciler’ her köşe başını tutmuşken,
“kral çıplak” diyenler, büyük bir tehdit altındadır.
Bu noktada kaygılanmaktan fazlası gerekmektedir çünkü bilinmelidir ki basın
üzerindeki baskılar, tutuklu gazeteciler sorunu yalnızca medyanın meselesi
değildir.
Gerçeğin köprüsünün başındaki bu deli dumrulluk hali, bu zorbalık, sadece
tutuklanan gazetecilerin hürriyetini değil, yurttaşların da haber alma
özgürlüğünü gasp etmektir. Gerçek ile bağı koparılan, habersizliğe ya da yalan
haber bombardımanına maruz bırakılan bir halkın daha "itirazsız"
yönetilebileceği tezini şiar edinen iktidarın medyadaki saldırıları aynı
zamanda demokrasiye darbe niteliğindedir.
YAŞASIN İNADINA "KRAL ÇIPLAK" DİYEBİLENLER!
Biz eğitimciler, gerçek ile; bilim ile; doğru ile davranarak, geleceğimizin
teminatı olan yavrularımızı bu ilkelerle yetiştirmeye adanmış insanlarız.
Hakikatin şaşmaz terazisinin kıymetini yüreğinde hissedenleriz. Ve biliriz ki
hakikatin hakkını veren gazetecilerin olmadığı bir ülkede, hangi tarikat
yurdunda ufacık yavrulara tecavüz edildiğini kimse öğrenemez, hangi yobazın
yönetimindeki bir kursta ufacık kız çocuklarının cayır cayır yandığını kimse
bilemez, devlet –mecbur olduğu ve ödeneği bulunduğu halde- taşrada bir yere
okul açmadığı için eğitime ulaşmaya çalışan çocukların nasıl tehlikelerle karşılaştığını
kimse öğrenemez…
Fakir Baykurt’un yoldaşı olan öğretmenler için, hakikatin peşini bırakmayan
gazeteciler, henüz tanış olunmamış yoldaşlardır.
Bilinsin ki; hakikatin namusunu hiçbir güce, vaade satmayan; her türlü
baskıya rağmen “gerçekleri” bize ve halkımıza ulaştırma gayreti içinde olan
aydın, ilerici, demokrat, yurtsever gazeteci ve yazarlarımızın sonuna kadar
arkasındayız.
Bu yüzden Çalışan Gazeteciler Günü’nü, sadece çalışma fırsatı olan
gazetecileri tebrik ederek değil, muktedirleri rahatsız ettiği için işsiz
bırakılan ya da özgürlüğünden edilen gazetecileri de hatırlayarak kutlamayı bir
borç biliyoruz.
Eğitim-İş olarak, hapishanelerde tek bir tutuklu gazetecinin olmadığı,
“kral çıplak” demenin bir beyan kabul edildiği, 10 Ocak'ların tam
anlamıyla bayram gibi kutlanabildiği bir Türkiye için mücadele edeceğimizi
vurguluyoruz.