İnsan hep bir arayış ve iletişim isteği içindedir.
Esasen en büyük arayışı da kendi iç dünyasındadır.
İnsanoğlunun en büyük iletişim arayışı da kendi içinde
zihni ve gönlü arasında kurmak istediği iletişimdir. Neden mi?İnsanı insan yapan
ve birbirinden asla ayrılmayan, olmazsa olmaz olan gönül yani duygu ile zihin
yani düşünce birlikteliğidir.
Günümüz insanının bugünkü doyumsuzluğu da duygu
açlığındandır.
İnsanoğlu kendisi için daha konforlu bir hayat
sağlayacak fikirleri üretmiş ve hayatını şekillendirmiştir. Ancak şehirler
büyüdükçe, kalabalıklar arttıkça, sözde ulaşım ve iletişim imkanları arttıkça
insanlar bireyselleşmiş, bireysel ihtiraslar artmış, insanlar birbirinin kurdu
olmuş, güç sahibi olanların çoğu şehir eşkiyası olmuştur.
Ve en çok insanlar; insanları ve onlarla anıları
biriktirmekten çok insanlara gösterme merakına düşmüştür.
Oysa ki insan sosyal bir varlık olarak
birlikteliklerden besler ruhunu ve paylaştıkça zenginleşir hayatı.
Düşünün; Sokaklarda oyunlarını paylaşmamış,
oyuncaklarını paylaşmamış çocuklar, düşen arkadaşının elinden tutup
kaldırmayan, dizi kanayan arkadaşına yardım etmeyi bilmeyen çocuklar büyüyünce
sosyal hayatta başkalarının sevinçlerini ve acılarını nasıl paylaşacaklar?
Böylesi insanlar duygu fakiri değil midir? Peki duyguları yoksa bir insan
vicdanlı olabilir mi, adaletli olabilir mi, kısacası insan olabilir mi?
Kendini keşfetmeli insan... Ben kimim, neyim, ne
yapıyorum, yaşamımın gayesi ne, bir başka insanın mutluluğunda katkım var mı,
bir başka insanın derdine ortak olabiliyor muyum diye sormalı kendine... Günümüzde
böyle mi? HAYIR...
Kalabalıklar içinde yalnızlaşan, hayat mücadelesinde
boğulan, dayatmalar arasında sıkışıp kalan, bırakın Dünya'yı anlamayı, hayatı
anlamlandırmayı, kendini bile tanımayan insan kitleleri ile karşı karşıyayız.
Yaprak misali rüzgârlarla savrulan insanlar.
Ne yapmalıyız?
Kucaklamalıyız insanları, paylaşmalıyız sevinçleri ve
acıları, söylemekten çok yapmalıyız iyi ve doğru olanı.
Ama önce en çok zihnimizle gönlümüzü, düşüncelerimizle
duygularımızı eritmeliyiz bir potada...
İnsanlar katmalıyız hayatlarımıza, hayat katmalıyız hayatlara....
Av.Halil Sarı.