‘’Tosca’’, Atatürk’ün de çok sevdiğiİtalyan yazar Giacomo Puccini’nin Roma'da"Cumhuriyetçilerle faşistlerinçekişmesini" konu alan ölümsüz eseridir.Aşk, özgürlük vatan uğruna pek çok tehlikeyigöze alan Tosca, Cavaradossi ve Angetotti’ninhikayesini ‘’kentin tarihsel ve politik’’fonunda ele almıştır Puccuni...Üç perdelik eserde; Baron Scarpia,Tosca’ya deli gibi aşık devrimci ressamCavarodossi, aşkını üst tutan şarkıcı Toscave her birinin ödediği bedeller, dramatikgerilimle hayat bulur.
***Semiha Berksoy, Türkiye’nin ilk operasanatçılarındandır.Ressam da olan Berksoy, ‘’DramatikSoprano’’ olarak anılır.Cumhuriyet’in , Atatürk’ün sanatçısı’dır,O’nun tarafından defalarca takdir edilmiştir.80 yıl önce "Avrupa’da sahneye çıkan ilk Türk sopranosudur".Türkiye’de ve yurt dışında defalarca da ‘’Tosca’’yı oynamıştır.‘’Atatürk Opera Ödülü’’ne layık görülmüştür.94 yıllık ömrü; sanat aşkıyla dopdoludur.
***Nâzım Hikmet Ran; güzel Türkçesi'yle‘’Cumhuriyet’in Şairi’’dir.Sevdadır, isyandır tepeden tırnağa!1938’den 1965’e kadar şiirleriyasaklansa da, yazdıkları yüzünden12 yılı aşkın zindanda yatsa daNâzım, Özdemir İnce tanımıyla;’’Dünyanın, edebiyatın ve sanatın nasıl olmasınıgerektiğini düşünen bir şair, yazar ve insandır.Sadece yazınsal değil siyasal olarak daülkemizde mihenk taşıdır.’’Şilili Pablo Neruda’nın, Fransız Louis Aragon’un,Yunan Yannis Ritsos’un ve Kübalı Nicholas Guillen’in‘’Çağının en önemli şairi’’ noktasındabirleştiğidir de ‘’mavi Gözlü Dev’’...
***Nâzım’ın yaşamında kadınların dabüyük ve önemli yeri vardır.Çocukluk ve gençlik arkadaşı Va-Nu’dandır bu tespit;‘’Birini severse -iyice severse- ona sadık kalmak isterdi.Sevemediği sıralarda da sevilecek birini daldan dala arardı.’’‘’Gövdesindeki Kurt’’ Nüzhet Hanım,‘’Kalbinin kızıl saçlı bacısı’’ Piraye, ‘’Dayı Kızı’’ Münevver, ‘’Saçları saman sarısı kirpiğimavi’’ Vera, fırtınalı evlilikleriydi.Dr.Lena, Dr.Galina ve diğer kadınlarlabirlikteliği de söz konusuydu.Nâzım 'ın aşık olduğu ama birlikteliğe ikna edemediği tek kadın Türkiye'nin ilk kadın gazetecisi Suat Derviş'tir. Ona; yazdığı "Gölgesi" şiirindeki şu dizeler ne kadar manidardır;
"bir kere eğemedim bu kadının başını.kaç kere sürükledi gururumu ölüme.fırtınalar yaratan benim coşkun gönlüme."
***Büyük Şair'in aşklarından biri de yazarı olduğu‘’Kafatası’’ isimli tiyatro oyunununprovasında tanıştığı Semiha Berksoy’dur.Ona; ‘’pırlanta ne kadar toz toprak içine atılsagünün birinde yine pırlantalığını belli eder ve hakkını ister.Semiha bizim Türk kadın sesinin pırlantasıdır’’ı yazmıştır.Aşkının cezaevi ziyaretleri, dönemin ünlü ‘’komünist’’iNâzım’a yetmemiştir.Radyodan da olsa Semiha’sının sesini duyabilmeyi hep beklemiştir.Semiha, savaş yıllarının ve ardından gelen soğuksavaş ikliminin, dünya çapındaki opera kariyerininasıl etkileyeceğinin, başarısının ve şair içingösterdiği özverinin nelere yol açacağınınhenüz farkında değildir.Nâzım da insanlara inancının insanlıkadına en ağır bedelini öder.
***‘’Nâzım Hikmet Tosca’sı Semiha Berksoy/Mektuplaşmalar’’, şiirlerine de vurgunSemiha ve onun sanatına, alımına hayran,dünya çapında değerini herkesten önce fark edenNâzım arasındaki mektuplardan oluşuyor.Ortak yönleri sanat olan ikilinin mektupları;sevginin yüceliğini tüm yoğunluğu vesaflığıyla ortaya koyandır.Bir örnek;
‘’Şu yeşil tesbihi muratların yerini bulsun diye,buradan çabuk çıkman için getirdim!Bu tesbihin her bir tanesine benim dudaklarımınsıcak duaları sinmiştir. Bundan dolayı tılsımlıdır!19 Ekim 1939-Semiha’’
‘’Tesbihe, çiçeğe, armuta, mecmuaya teşekkür.Bugün hayırlı haber aldım. Cezamın birbuçuk seneye inmesi suretiyle yakındaçıkacağımı söylediler.Doğrudur diyelim. Selâm ve hasret-Nâzım’’
***Mektuplar ki, sonu mutsuz Semiha-Nâzım aşkının belgeleridir...Ve 70 yıl öncesinden bugüne, bugünden sonsuzataşıyor…
***Her mektubunu ‘’Hasret’’, ‘’Hasretle’’ sözcükleri ilebitiren Nâzım’ı ünlü şiiri ‘’Hasret'’i ile analım.Kimbilir bu dizeleri belki de Semiha Berksoy’a yazmıştır:
‘’yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli,belini sarmayalı,gözünün içinde durmayalı,aklının aydınlığına sorular sormayalı,dokunmayalı sıcaklığına karnının.yüzyıldır bekliyor benibir şehirde bir kadın.aynı daldaydık, aynı daldaydık,aynı daldan düşüp ayrıldık.aramızda yüz yıllık zaman,yol yüz yıllık.yüzyıldır alacakaranlıktakoşuyorum ardından.’’
***Semiha Berksoy, Türkiye’nin ilk operasanatçılarındandır.Ressam da olan Berksoy, ‘’DramatikSoprano’’ olarak anılır.Cumhuriyet’in , Atatürk’ün sanatçısı’dır,O’nun tarafından defalarca takdir edilmiştir.80 yıl önce "Avrupa’da sahneye çıkan ilk Türk sopranosudur".Türkiye’de ve yurt dışında defalarca da ‘’Tosca’’yı oynamıştır.‘’Atatürk Opera Ödülü’’ne layık görülmüştür.94 yıllık ömrü; sanat aşkıyla dopdoludur.
***Nâzım Hikmet Ran; güzel Türkçesi'yle‘’Cumhuriyet’in Şairi’’dir.Sevdadır, isyandır tepeden tırnağa!1938’den 1965’e kadar şiirleriyasaklansa da, yazdıkları yüzünden12 yılı aşkın zindanda yatsa daNâzım, Özdemir İnce tanımıyla;’’Dünyanın, edebiyatın ve sanatın nasıl olmasınıgerektiğini düşünen bir şair, yazar ve insandır.Sadece yazınsal değil siyasal olarak daülkemizde mihenk taşıdır.’’Şilili Pablo Neruda’nın, Fransız Louis Aragon’un,Yunan Yannis Ritsos’un ve Kübalı Nicholas Guillen’in‘’Çağının en önemli şairi’’ noktasındabirleştiğidir de ‘’mavi Gözlü Dev’’...
***Nâzım’ın yaşamında kadınların dabüyük ve önemli yeri vardır.Çocukluk ve gençlik arkadaşı Va-Nu’dandır bu tespit;‘’Birini severse -iyice severse- ona sadık kalmak isterdi.Sevemediği sıralarda da sevilecek birini daldan dala arardı.’’‘’Gövdesindeki Kurt’’ Nüzhet Hanım,‘’Kalbinin kızıl saçlı bacısı’’ Piraye, ‘’Dayı Kızı’’ Münevver, ‘’Saçları saman sarısı kirpiğimavi’’ Vera, fırtınalı evlilikleriydi.Dr.Lena, Dr.Galina ve diğer kadınlarlabirlikteliği de söz konusuydu.Nâzım 'ın aşık olduğu ama birlikteliğe ikna edemediği tek kadın Türkiye'nin ilk kadın gazetecisi Suat Derviş'tir. Ona; yazdığı "Gölgesi" şiirindeki şu dizeler ne kadar manidardır;
"bir kere eğemedim bu kadının başını.kaç kere sürükledi gururumu ölüme.fırtınalar yaratan benim coşkun gönlüme."
***Büyük Şair'in aşklarından biri de yazarı olduğu‘’Kafatası’’ isimli tiyatro oyunununprovasında tanıştığı Semiha Berksoy’dur.Ona; ‘’pırlanta ne kadar toz toprak içine atılsagünün birinde yine pırlantalığını belli eder ve hakkını ister.Semiha bizim Türk kadın sesinin pırlantasıdır’’ı yazmıştır.Aşkının cezaevi ziyaretleri, dönemin ünlü ‘’komünist’’iNâzım’a yetmemiştir.Radyodan da olsa Semiha’sının sesini duyabilmeyi hep beklemiştir.Semiha, savaş yıllarının ve ardından gelen soğuksavaş ikliminin, dünya çapındaki opera kariyerininasıl etkileyeceğinin, başarısının ve şair içingösterdiği özverinin nelere yol açacağınınhenüz farkında değildir.Nâzım da insanlara inancının insanlıkadına en ağır bedelini öder.
***‘’Nâzım Hikmet Tosca’sı Semiha Berksoy/Mektuplaşmalar’’, şiirlerine de vurgunSemiha ve onun sanatına, alımına hayran,dünya çapında değerini herkesten önce fark edenNâzım arasındaki mektuplardan oluşuyor.Ortak yönleri sanat olan ikilinin mektupları;sevginin yüceliğini tüm yoğunluğu vesaflığıyla ortaya koyandır.Bir örnek;
‘’Şu yeşil tesbihi muratların yerini bulsun diye,buradan çabuk çıkman için getirdim!Bu tesbihin her bir tanesine benim dudaklarımınsıcak duaları sinmiştir. Bundan dolayı tılsımlıdır!19 Ekim 1939-Semiha’’
‘’Tesbihe, çiçeğe, armuta, mecmuaya teşekkür.Bugün hayırlı haber aldım. Cezamın birbuçuk seneye inmesi suretiyle yakındaçıkacağımı söylediler.Doğrudur diyelim. Selâm ve hasret-Nâzım’’
***Mektuplar ki, sonu mutsuz Semiha-Nâzım aşkının belgeleridir...Ve 70 yıl öncesinden bugüne, bugünden sonsuzataşıyor…
***Her mektubunu ‘’Hasret’’, ‘’Hasretle’’ sözcükleri ilebitiren Nâzım’ı ünlü şiiri ‘’Hasret'’i ile analım.Kimbilir bu dizeleri belki de Semiha Berksoy’a yazmıştır:
‘’yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli,belini sarmayalı,gözünün içinde durmayalı,aklının aydınlığına sorular sormayalı,dokunmayalı sıcaklığına karnının.yüzyıldır bekliyor benibir şehirde bir kadın.aynı daldaydık, aynı daldaydık,aynı daldan düşüp ayrıldık.aramızda yüz yıllık zaman,yol yüz yıllık.yüzyıldır alacakaranlıktakoşuyorum ardından.’’