"Güller, laleler, karanfiller, bütün çiçekler solar.
Çelik ve demir kırılır.
Ama gerçek dostluk ne solar, ne de kırılır..."
(Nietzche)
Kilosu 100'ün çok çok üzerinde.
Her türlü hastalıkla yakından dost.
Ama elinde simgeleşen bastonuyla kent adına
düzenlenen etkinliklerin hepsinde var.
Meslek Büyüğümüz Gürkan Ertaç, onu şöyle anlatır;
‘’İzmir’in ölüsüne dirisine hizmeti sürdürüyor.
Görevlerini tanımlayabilmek çok zor.
İzmirli Sivil Toplum Lideri mi desek,
Türkiyenin kültür-sanat elçisi mi?
Gazeteci/Yazar- Stratejik İletişim ve Organizasyon
Sistem Uzmanı, aynı zamanda.
Ve de İzmirlilerin
kurduğu nadir önemli derneklerden İZFAK'ın
(İzmir İl Fakirlerine Yardım Derneği)
uzun yıllardır başkanlığını yapıyor,
yoksullara giyecek, yiyecek ve
sünnet imkanı yardımlarında bulunuyor.’’
***
Tam 40 yıldır tanırım Sancar Maruflu’yu..
Nam-ı diğer ‘’İzmir Baba’’yı..
İlk tanışmamız; ‘’Boksör ’’lakaplı İhsan Alyanak’ın
belediye başkanlığı zamanındaydı.
Sancar Baba, belediyenin Basın Halkla
İlişkiler ve Protokol Müdürü’ydü.
Hiç unutmam fuarda bir etkinlikte
üniversite öğrencisi olduğumu,
sarı basın kartımın da henüz gelmediğini
öğrenince belediyenin bu durumdaki
gazetecilere tanıdığı paso imkanından
söz etmiş, ertesi gün de yanına çağırıp çıkartmıştı.
***
Sakıp Ağa’nın(Sakıp Sabancı) çok ünlü bir sözü vardır;
‘’Sancar Maruflu’yu İzmir’in kedileri bile tanır” diye.
İzmir’de otobüse binersiniz karşınızda oturuyordur.
Pasaport-Karşıyaka vapurlarında herkesin sevgilisidir.
Tramvayın Çankaya Durağı’ndadır,
bir bakarsınız metroda!
Mutlaka çevresi sarılıdır.
Biriktirdiği insanlar ve anılar asla bitmez!
Ayrı acılar ve ayrı sevinçlerini paylaşır dostlarıyla.
***
Bu yazıyı kaleme alırken; bin yıllık dostu Okan Yüksel’i aradım.
Bana
‘’Sancar Maruflu’yu anlatsana’’ dedim;
İşte Ustam ve işte ‘’İzmir Baba’’;
‘’Dostlar, arkadaşlar vardır gün gün,
ay ay, yıl yıl birlikte yaşamış, sevinci ve
hüznü paylaşmış, iyi günlerde de,
kötü günlerde de yan yana omuz omuza olmuşsunuzdur.
Ama, 'hadi anlat dostunu, arkadaşını' dendiğinde
uzunca bir duraksama yaşarsınız.
Anlatacak, yazacak o denli olay ve
konu vardır ki, hangi birinden başlamak gerektiğinde zorlanırsınız.
Sancar Maruflu böyle dostlardan, arkadaşlardandır.
Dostluk ve arkadaşlık tarihimizde sevinçler de vardır, hüzünler de.
Ama hep aynı yürek kulvarında yaşamak koşuluyla.
Gençliğinde pisinlerde yüzdü, pistlerde koştu;
sonra gazetecilik, belediyecilik,
halkla ilişkiler uzmanlığı...
Bir gönül adamıdır!
Çok yaşta yüklendiği önemli apoletler
onu hiçbir zaman şımartmamış, uğraş verdiği
her alanda 'önce insan' kişiliğiyle hep önde gelen olmuştur.
Gazetecilik ve yazarlığında çileler de yaşamış,
zirvelere de kurulmuştur.
Çelebi ve insan yanı ile
çilelerini kimseye yansıtmamış,
kurulduğu zirveleri de hep dostlarıyla paylaşmıştır.’’
***
O, gönül adamı...
İzmir aşığı...
Türkiye sevdalısı... Tepeden tırnağa
kuvvacı...
Ve...
Dillerden hiçbir zaman düşmeyecek bir destan adamıdır Sancar Maruflu!..