Nisa suresi 34.ayeti istediği gibi yorumlayıp, televizyon karşısında ağzını doldura, doldura “KADINI DÖVMEK” erkeği rahatlatacağını söyleyen İlahiyatçıyı! Kınıyorum…Arapça,”DARP, DARBE, DARABE” aynı kökten gelmesine rağmen, kullanıldığı yer itibari ile farklı anlam taşır.İlahiyatçı bozuntuları, ayetlerin meallerini, kendi ruhi depresyon ve nefsi emmarelerine göre yorum yapıyorlar.Bir de “GÜNDEM YARATMAK” amacıyla bunu yapıyorlar…Allah, cinleri, kadın ve erkeği, sadece İBADET etsin diye yarattı.HUCURÂT-13: Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O'na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.ZÂRİYÂT-56: Ben, cinleri ve insanları yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım.Neml-62“O nesneler / putlar mı üstün yoksa, çaresiz kalıp kendisine yalvaran insanın duasını kabul edip sıkıntısını gideren ve sizi dünyada halifeler yapan Allah mı?”Allah (c.c),insanların kadın ve erkek olarak yaratılması, sadece cinsiyet farkıdır. Her ikisi de, önce insandır. Dünyanın, cennet ve Cehennemin kadınlar ve erkek bölümü yoktur…Kadın/erkek, bir bütünün iki ana önemli parçasıdır.Ne kadını erkekten, ne erkeği kadından üstün görecek, bir ilahi kanun yoktur. Zira, Allah indinde herkes eşittirler…Üstünlük ancak,”EHLİ SÜNNET VEL CEMAAT” adabı ile Kur’an ve sünnet üzerine yaşayanlardır…İnsanın insana ve diğer bir canlıya zulmü haramdır.Kur’an ve mer’i kanunlar da, bunu böyle açıklar. Bir eylemin gerek günah Gerekse suç unsuru oluşturmasının değeri, Kur’an’da da, Türk ceza kanununda da yerini bulmuştur.Şeytana ibadet etmezler ama şeytanla arkadaş olmaktan da kendilerini alıkoyamazlar…Dünyada sadece kadın/erkek kavgası yok ki. Demokrasiyi benimseyen ve savunan Devletler, menfaatleri için, diğer mazlum milletlere saldırıyorlar.Çocukları, kadınları cinsel taciz ederek, öldürüyorlar. Ya da aile içi şiddetle kadınlar, çocuklar öldürüyor.Adi zabıta olaylarında azalma olmadığı gibi, artışlar söz konusu..Bütün bunları sadece sosyolojik bir vaka ile ifade etmek yetersiz olur.İşin esasını gözden kaçırmış oluruz…İnsan, sadece nefsi için mücadele eden, bunun için de, manevi değerlerin ulviliği değil, dünyasını cennet yapabilmek için, helal/haram bilmeyen, ben egosuna hizmet eden, vahşi duyguların sahibi bir canlı olarak yaşamayı ilke edinmiştir.Bu tespitte kendisini bile ifade edemeyen, okumayan, yarını için ne yapacağını bilmeyen, hak ve Hukuk yerine hak edilmiş hakkı gibi gören, yaratılanı sevebilecek yaratan sevgisi bulunmayan, şuur yerine sadece şuursuz eylemlerin sahibi olan,aklı olanda şuurlu akıl olmayan insanları, yazılı ya da yazılı olmayan hukukun kuralları durdurabiliyor..Çürümüş bedenin içinde haykıran bir ruhun feryadını duyan yok…İyilik yerine kötülük, sevgi yerine nefret, dua yerine beddua, çalışmak yerine miras yemek, huzur yerine anarşi, aşk yerine seks, gönül yerine vefasızlık, dost yerine düşmanlık hakim olmuş iken,bu pazarda evliya-eren göremezsin..Çare mi;1-Allaha aşk ile bağlanmak2-İhlas ile ibadet yapmak,3-İnsanları sevmek,4-Hoş görülü olmak,5-Kadın ve erkek eşitliği6-Elinin ürettiğini yemek..Başkasından beklememek,7-İlim sahibi olmak.(En büyük ilim, kendini bilmektir.)Her insanın varlık sebebi budur…Kolayı zorlaştıran, varlığı yoklaştıran, insanı zulüm eden dünyada ve ahrette her zaman ziyandadır…
Gündem
09 Mart 2018 - 14:54
SON TAHLİLDE
Ali Koçlu'nun yazısını okumak için tıklayınız
Gündem
09 Mart 2018 - 14:54