“İnna lillahi ve İnna ileyhi raciun”
Her canlı ölümü tadacak.
Yani her canlının sonu ölüm.
Bunu herkes biliyor.Zira,herkesin evinden bir
Ölü çıkmıştır.
Ölümün ve ölmenin inkar edilir bir tarafı yok..
Mesele,ölüm ve ötesidir.
Eğer insanın ölmesi ile her şey bu dünya yaşamı
İçinde kalacaksa ve ölmeden evvel yapılan bütün
Fiiller zaman aşımına uğrayacaksa,o zaman mesele yok.
Yani yaptığımız her şey yanımıza kâr kalacaksa,
Ezen ile ezilen,patron ile işçi,fakir ile zengin
Bu dünyada sadece yaratılmaya bağlı olarak,
Doğuştan kader mahkumu olacaksa,o zaman
“İLAHİ ADALET” olmaz..
Kıyamet /36.”İnsan kendisini başıboş bırakılacağını mı
Zanneder.”
Zayiyat/56 “ ve iyi bilsinler ki,Ben,insanları ve cinleri
Bana ibadet yapsınlar diye yarattım”
Ayetlerden de anlaşılacağı gibi,insanlar başıboş değillerdir.
Tıp kı,dünyada olduğu gibi.
Bu dünyada insan istediği her şeyi demokrasi ve hürriyet
Var diye yapabilir mi?
Karşısına yasalar çıkar..
Herkes yaşadığı toplumun mevcut hukuk sistemine
Ve yasalara uymak zorundadır.
Aksi olursa,işte o zaman ANARŞİ olur,demokrasinin
Yerine terör hakim olur.
Demokratik-hukuk Düzenini sağlayan,yasalardır.
İnsanlar da bu yasalara uyar,saygı gösterirlerse,
Kişi hak ve hukukları korunmuş olur…
İşte insanların daha doğrusu mazlumların hak ve
Hukukunu korumak için İlahi adaleti sağlayacak olan
FIKIH KAİDELERİ getirilmiştir.
1400 sene evvel ki Mekke’de yaşayan Kureyş Kabilesinde
Mevcut düzeni ortaya koyan,Mekke’nin zengin,itibarlı,
Güçlü insanları idi.
O zaman,insan hak ve hukukundan söz etmek mümkün değildi.
Kız çocuklarının diri,diri toprağa gömülmesi,
Köleliğin hüküm sürdüğü,faiz,rüşvet ve her türlü
Hukuksuzluğun süre geldiği bir zamanda,İlahi bir sistemin
Tesisi için,yine yaratılan insanın hukukunun sağlanması,
Mevcut köhne ve üstünlerin üstünlüğünü yok etmek için,
İslami bir düzen tebliğ edilmiş oldu.
“Cahiliye Arap devrinde İlahi yasalara ihtiyaç duyulabilir.
Ama şimdi hukukun üstünlüğü için,insanların kendi haklarının
Korunmasını gerektiren yasalar yapılmıştır,” diyebilirsin.
İlahi yasalar,bir din kuralları ve kurumları içinde,
Peygamberlere bildirilmiş,Peygamberler de,bulunduğu
Topluluğuna tebliğ etmiştir.
İlahi yasaların hiç birisi akıl dışı kurallar değildir.
Hiç birisi insanın hak ve hukukunu yok sayan kurallar değildir.
İslam dini,İbadet ve itikat ile ilgili olan ayetleri ve diğer taraftan
Da,sosyal kurallar denilen yaşama dair kurallar vardır.
Ayetlerin bir kısmı MUHKEM ayetlerdir,asla değiştiremez.
Bir kısmı da MÜTEŞABİH ayetlerdir.
Bu ayetler MÜCTEHİTLER tarafından içtihatlar halince
Topluma ifade edilir.
Nasıl Yargıtay’ın İÇTİHATLARI varsa,Kur’an’da da içtihatlar
Vardır.Aynı zamanda Kur’an,MÜCEDDİTLER vasıtası ile
İslam’ın laboratuarında,iyi-kötü,Güzel-Çirkin,yanlış-doğru,Günah-sevap,
Hâk-batıl olanı analiz etmektir.
Bütün bunlar insanın saadeti içindir.
Geçmişte,İmam-ı Azam,İmam-ı Gazali,İmam-ı Maturidi ve
Ve İmam –ı Eşâri hep bunu yapmışlardır.
Diğer taraftan dört büyük mezhep imamının da yaptıkları
Bundan ibarettir.
Kur’an’ı Kerim de MÜCEDDİTLER,”Ulema-ı Rasihin” adı verilen
İlimde yüksek payeye sahip olan insanlardır.
Diyanet İşleri Başkanlığı sadece bu ulemaların,din-i alimlerin
Görüşlerini bize anlatmaktalar.Sadece anlatsalar razıyım.
İlahi ilimlerde Profesör olmuş bazı zatlar,kendilerin yorumunu
Katarak,Toplumun örf ve adetlerinde,sıkıntılar yaratmaktadır.
Dinler,toplumun barışı ve huzuru için gönderilmiştir.
Kuran’dan sonra başka bir kitap,Hz.Peygamberden(s.a.v)
Sonra başka bir Peygamber gelmeyeceği ve en son din
İslam olduğu bildirildikten sonra,din olarak başka yollara,
Başka mecralara girmeye gerek yok.
Din,itikat,ibadet ve inanç sistemidir.
İman etmeden Müslüman,Müslüman olmadan da
Cennete giremezsiniz.
Şimdi Cumhuriyet yasalarımız var.Birde insanın vicdanının
Yasaları var.Yasalar maalesef her zaman her şeyi halledemiyor.
Yasa koyucu ile yasaları uygulayanlar farklı yorumlar yapabiliyorlar.
Mevcut yasalar içinde hakkını alamayanlar MAHŞERİ VİCDANA
Haklarını bırakanlar var!
Çok ilginç değil mi? Madem ki hukuk herkese lazım,o zaman
Mahşere bir şeyin kalmaması gerekir.
Heyhat! İnsanın kendisi de,koyduğu yasalar nizamı da,
Her zaman,altı deşilecek bir durumdadır.
Zira,insanın olduğu yer,hem cennettir hem de cehennem.
Cennet ve cehennem insanlar içindir.
Herkes,inandığı inanç sistemine göre yargılanır.
Din bir gönül,vicdan ve ahlak işidir.
Benim yaşama biçimim buna göredir.
Belki de,AHRET Ya yoksa diyeceksin..
Ben biz şey kaybetmem.YA VARSA!