Esefle belirtmeliyim ki;”İşkencenin”
Mucidi de insanlardır.
Milletler tarihinin dününe ve bugününe
baktığımız zaman,işkencenin bin bir
çeşidini görüyoruz.
İnsanlar hasım olarak gördüklerini,
Ezmek,bezdirmek,kahretmek ve hasmını
Boyun eğdirmek için,elindeki maddi ve manevi
Metot ve vasıtaları geliştirerek uygulamışlardır.
Maddi işkenceler ile,insanın bedenini,
Manevi işkencelerle de insanın ruhunu
Harap etmektedirler.
İnsana her türlü “İşkence”,kamu vicdanında,
Her zaman olumsuz etki yapmıştır.
Yani işkencenin yüzü,her zaman kalleş ve
Kahpeliği ağır basan bir zulüm şeklidir.
Bu sebeple,işkenceyi nereden bakarsanız
Bakınız, “büyük insanlık suçudur.”
İster maddi isterse manevi olsun,her türlü
İşkence,kölelik ve hukuksuz devrin
Uygulama sistemi olarak kalmasını
İsterdim.
Ne yazık ki,21.yüz yılda bile,işkence
Metotlu ve sistemli olarak artarak
Devam etmektedir.
“Fikir ve düşünce hürriyeti” düşünen bir
İnsan için,“Din ve vicdan hürriyeti” ise
İnançlı insanlar için,çok önemlidir.
Bir insanın dili,dini,mezhebi,ırkı,rengi her ne olursa
Olsun,bir insanın fikir ve düşüncesinden,
Din ve vicdan inançlarından dolayı zulme,
İşkenceye maruz kalması,insanlık suçudur.
Her milletin ANAYASASINDA yer almalıdır.
Anayasada yer alması yetmez,uygulamalarda da
İnsanın insan olma hürriyetine,saygılı
Olunmalıdır.
İnsanı işkence eden,bir başka yaratık değil,
Yine insanı zulüm eden yine bir insandır.
Kaba Kuvvet kullanarak,insanları fikir ve
Düşüncesinden ,din,vicdan ve inançlarından
Dolayı,insana eziyetle muamele etmenin,
Hiçbir açıklaması olamaz.
Böyle olduğu içindir ki;beşeriyet,
“insan haklarını ve hürriyetlerini” tespit ederken,
Diğer hak ve hürriyetlerle birlikte,”fikir ve düşünce”,
“din,vicdan hak ve hürriyeti” ayrı bir ağırlık ve
Önem vermiştir.
Şurası unutulmamalıdır ki;bunlar olmadan
İNSAN ASLA MUTLU OLAMAZ.
Tarihten öğreniyoruz ki;insanın “Temel hak ve
Hürriyetlerinin” açık ya da gizli bir şekilde,
İhlal edilmesi,kimseye bir şey kazandırmamış,
Tam tersine,böyle bir toplumda,her zaman
Anarşi,terör ve huzurluk devam edecektir.
Bu huzursuzluklar,toplumda
Büyük bir felaket getirmiştir.
Hürriyetlerin bu kadar önemli olması,
Herkes için de önemlidir.
Birisinin hürriyetinin başladığı yerde,bir başkasının
Hürriyeti biter.
Hürriyet,bir hakkın sonsuz,istenildiği gibi
İnsanlar tarafından kullanılması demek de
Değildir.
Benim gibi düşünmeyen ve aynı inancı
Sahip olmayan insanın,hürriyetini
Kısıtlamayı,kendi hürriyetini gasp edenlere
Karşı tavrının ne olacağını bir kere düşünmelidir.
İnsanlara zulüm etmenin karşısında,sadistçe
Zevk atmak,galip gelen bir kahraman gibi
Eda takınarak tafra atmak,yiğitlik değildir.
Şurası asla unutulmamalıdır ki; Oyunun kuralları
Tek taraflı ve çift standartlı olarak,tespit ve
Tayin olunamaz.