Eşitlik,yaşadığımız dünyada,yaşananlar ve
Yaşadıklarımız itibariyle,”adalet” kavramı
ile ters düşer.
Bütün canlılar,ailevi bağlarından,soy,sop ve
Çevresel faktörler itibariyle,asla “EŞİT”
Değillerdir.
Bu eşitsizlik insanlar arasında “ÇAN EĞRİSİ”
İle ifade edilebilir.
Aileden zengin olanlar,zeka olarak ileri
Derece zeki doğanlar,maddi ve manevi her türlü
İmkanları olanlar,olmayanlar,çevresel ve sosyal,
Kültürel farklılıklar,insanların eşit olmadıklarına
Dair misallerdir.
Sanayileşen toplumlarda ise,eşitsizlik daha da
Artmaktadır.
Bu farklılaşma görüntüleri,bilhassa “çevre faktörüne”
Bağlı olarak,vahim bir hal almaktadır.
Yeryüzünde cemiyetlere ve milletlerin içinde fertlerin
Genel durumlarına baktığımız zaman,zengin-fakir
Milletler,güçlü-güçsüz ırksal farklılıklar,
İtibarlı-itibarsız sınıf farklılıkları,hareketli ya da
Statik durum arz eden köy,kasaba ve şehirler,
Kültürlü,sosyal ya da A Sosyal aileler,
Mutlu ya da mutsuz kişiler,toplumda iç içe
Yaşamakta,yaşam biçimi ve görüntü itibariyle
Büyük bir tezadı yansıtmaktadır.
Adeta,gökdelenlerin yanındaki,tek odalı
Gecekondular gibidirler.
İşte bu tezatlar,insanlar arasında huzursuzlukları ve
Toplum şikayetlerini artırmaktadır.
İnsanlar arasındaki ırksal ve ailevi irsi farklıları
Ortadan kaldırmak asla mümkün değildir.hem de
Gereksizdir.
Bir elma ya da armut ağacının verdiği meyveler
Bile eşit değildir.Aynı kök ve gövdeden beslenmesine
Rağmen,farklılıklar göstermesi kadar normal bir şey
Yoktur.
Farklı ailelerden alınan 10 çocuğu eşit şartlar
Altında eğitim vererek,her türlü imkanları eşit
Şartlarda vermiş bile olsanız,çocukların boy farkı
Olabileceği gibi,zeka,akıl,zihin,şuur farkları da
Olacaktır.On çocuğun hepsi de,doktor,avukat,
Mühendis ya da işçi,çiftçi,esnaf olamayacaktır.
Bu çocuklar da,”çan eğrisi” gibi farklı meslek
Gruplarına temayül gösterecektir.
Normali de budur.
İnsanlar arasındaki “farklı başarıları ve başarısızlıkları”
Normal karşılamak ve “adaletin tecellisine” razı olmak,
Rıza göstermek gerekir.
Adaleti,sadece hayali bir eşitlik kavramına
Feda etmek,insanlar arasındaki sosyal,ekonomik ve
Siyasi farklılıkları,silaha ,insanları da teröre
Kurban vermiş olursunuz.
Adaleti sağlayacak olan müesseselerin yetkilileri,
Bu fazileti göstermedikleri ve adaleti eşit dağıtmadıkları
takdirde,zalimlerin ta kendileridirler.
“Adalet” ve insanlara sağlanacak “fırsat ve imkan
Eşitliği” toplumun mihenk taşlarındandır.
Adalet,toplumun her merciinde olmalıdır.
Hak ve hakikat,ancak adaletle sağlanır.
Bunun için de,insanlara sağlanan fırsat ve imkan
Eşitliği,toplumda huzuru ve insanlardaki mutluluğun
Kaynağını teşkil eder.
O halde,şunu yazmamda hiçbir beis yok demektir.
Adil bir idareci ve idare;eğitim ve öğretimde,
İş hayatında,ekonomik ve siyasi hayatta,
“fırsat ve imkan eşitliği” sağlamak zorundadır.
Devletin kurum ve kuruluşlarında,
“liyakat” esasına göre kamu görevlisinin alınması,
İşi,ehline verilmesi,hem adalet ve eşitlik ilkesine
Uygundur,hem de devletin yönetimi emin ellere
Verilmiş olacaktır.
Böyle bir yönetimde,devlet güçlü,iktidarlar milli ve
İnsanlar da,mutlu ve huzurlu olacaktır.
Bu aynı zamanda,toplumun huzuru ve sosyal
Huzurun da “temeli” demektir.