Hilafet, Yavuz Sultan Selim Hanın Mısır seferinden sonra, 29 Ağustos 1516'da Hilafet Abbasi soyundan Osmanlı Soyuna geçti.
Hilafet, Kur’an hükümlerinin Halife tarafından uygulanmasıdır.
Bu sebeple, Müslümanların dini liderliğini de Halife yapar.
Halife olmanın şartları, hiç de hafife alınacak şeyler değildir.
Bugün daha çok ihtiyaç duyduğumuz, kamu malının korunması,
Devletin malının çalınması, israf edilmesi, edepsizlik, ahlaksızlık,
liyakatsızlık, kamu vicdanına rahatsızlık verecek uygulamalardan
kaçınılması, dili, dini, mezhebi, inancı her ne olursa olsun, herkesi eşit vatandaş olarak kabul edilmesidir.
İstibdat yerine meşrutiyetin, adaletin, hürriyetin sağlanması, vatandaşlarının, can mal güvenliğinin korunması, bilhassa kanun hükümlerinin uygulanmasında, ırk, cins, mezhep farkı gözetlenmeden herkese eşit uygulanmasıdır.
Tek amacın; “İnsanı yaşat ki, Devlet yaşasın” ilkesini yüksek ahlak ile uygulamaktır.
Şeyh-ül İslam, Halifenin Ayet, fıkıh, kelam, hadis, Akaid konularında en büyük yardımcısıdır.
Bu sebeple, Şeyh-ül İslamlar, liyakatlı, devleti ve Milleti düşünen, hukukun üstünlüğünü inanan, kadılar üzerinde siyasi ve farklı baskılar kurmayan liderler olmalıdır…
1 Kasım 1922 de Hilafet kaldırıldı.
3 Mart 1924 de Halifelik kaldırıldı.
Manidar değil mi?
Hintli Müslümanlar, Kurtuluş savaşında 500 bin lira yardım göndermişler.
Bunun 120 bini savaş için kullanılmış, 380 bini ile de İŞBANK kurulmuştur.
Halifeliğin kaldırılmasından sonra; İngiltere Büyük Elçisi Ronald Lind,
8 Şubat 1926 tarihli Raporunda şunları yazmıştır. “Laik Türkiye’nin
Müslümanları, artık İngilizler için TEHLİKE olmaktan çıkmıştır.”
İngiliz Yazar Philips Grave ise; “Türkler herhangi bir devlet için,
Güçlük yaratabilecek Hilafet kurumunu ortadan kaldırmakla,
(Britanya)Büyük İngiltere İmparatorluğuna çok büyük iyilik yapmışlardır…
Hıristiyanlar farklı mezheplerde olsa bile, onların başı olarak
Vatikan da Papa dünya liderliğini yürütmektedir…
Unutma! Selçuklulara karşı yapılan HAÇLI SEFERLERİ
Müslümanlara karşı yapılmıştı. Tarihte oynanan bütün oyunlar,
Hep İslam üzerinden oynandı.
Abbasi İspanya/Endülüs de, Selçuklularda,Osmanlılarda ve
Günümüz Türkiyesinde de aynısı, “ALNI SECDEYE GELENLER”
Üzerinden ÂLİ CENGİZ OYUNLARI oynanmaya devam ediliyor.
Hıristiyan birliği varken, Dünya İSLAM BİRLİĞİ niçin olmasın?
Ama yaptırmazlar. Hilafeti ve Halifeliği kaldırtanlar bu güç birliğini
Müsaade etmezler…
Böyle olunca da, TÜRKLER VE MÜSLÜMANLAR,
Öz yurtlarında garip, öz vatanında Parya olarak devam edeceklerdir.
UNUTMA! Tarihini bilmeyen, hayal bile kuramaz…
Geleceği ipotek altında demektir…