31 mart yerel seçimlerin üzerinden 85 gün geçti.
Televizyonların ortak yayınına sebep olan sayın
Cumhurbaşkanının konuşmalarından,açık oturumlara
Kadar,her gece “İstanbul Belediye seçimi” ile
“YSK’nın verdiği karar” tartışılarak bugüne yani
23 hazirana gelebildik…
Türk halkı,YSK’nın gerekçeli iptal kararını,
Seçim kanununu,,seçmenin nasıl oy kullanacağı,
Sandık kurulunun nasıl meydana getirileceği,
Sandık kurulu başkanının kimlerden olacağı,
“oy hırsızlığına” dair her şey kamu önünde
Düne kadar,yani seçim yasakları başlayıncaya
Kadar,yüksek sesle,adeta kavga edercesine,
Cumhur İttifakı ve Millet ittifakını savunan,
Akademisyen,gazeteci,millet vekilleri tarafından bağıra,bağıra
Bugüne geldik.
Ben kendi adıma,seçimlere dair çok bilgi sahibi oldum.
Seçim yasası konuşuluyor,YSK kararı ve Diğer Hukukçuların
Yorumları,hep farklı,farklı.
Ya kanun diyorum kanun.
Bir seçim yasası üzerinde 85 gün konuşuluyorsa,
“hırsızlık” olduğu iddiası ile seçimler itiraz ediliyorsa,
Seçimi iptal eden YSK,niçin gerekçesine “hırsızlığı”
Seçimi iptal Sebebi niçin göstermiyor?
Peki o zaman,şimdiye kadar yapılan seçimlerde şaibe
Olup olmadığı konusunda,Türk Seçmenine kim bilgi verecek?
İstanbul seçimi iptal edilirken,diğer il ve ilçelerdeki
Seçimlerde,YSK’nın iptaline gerektiren sebeplerin
Oluşum oluşmadığından,kimler emin acaba?
Seçimler,halkın en demokratik hakkı diyoruz,onu bile
Yüzümüze,gözümüze bulaştırıyoruz.
“milli irade” sandığa hak ve hakikat içinde yansımadıysa,
Kullanılan Oylar ile belediye başkanı,meclis üyesi ve millet vekili seçilenler,
Ne kadar hukuki ve hak ile seçildiler?
Bu bana diplomasız “doktorluk,avukatlık,mühendislik,savcılık ve
Hakimlik” yapan insanları hatırlatıyor.
Allah aşkına,Bizler Türk Milleti olarak,”Hak ve Hakikati”,”doğruları”
“Güzellikleri”,”Adalet ve hukuku”,mahşeri vicdana mı terk ettik?
Bütün bunların tecellisini “Mahşer-i İlah iye’ye” mi bıraktık?
Yasalar,milletin vicdanlarını kanatmıyorsa,yasalar varsa “Hukuk”
Vardır düşüncesi ve inancı ile “Adaletin” tecellisi bekleniyor,
“Adalet mülkün temelidir” sözü,sadece adalet saraylarında buluyorsa,
O zaman bu “Hırsızlık”,bu riya,bu kanunsuzluklar,bu haksızlıklar
Niye tecelli ediyor?
Yasalar var ,ama çiğneniyorsa,hukuk içinde hukuksuzluklar var ise,
Bütün bunlar “Büyük Devlet Olan Türkiye’nin” vatandaşları arasında
Güvensizlik yaratmaz mı? Hakkını nasıl,nerede,ne şekilde arayacağını ,
Kendisi mi karar verecek?
Evet.23 haziran seçimleri de,%55 Ekrem İmamoğlu,%45 Binali Yıldırım’ın
Aldığı oylarla sonuçlanmış oldu.
Millet ittifakı adayı Ekrem İmamoğlu’nun,31 mart seçimlerin de aldığı
oylar haksızlıklarla,çalınmış! oylarla dolu idi.
İstanbul seçimlerinin 23 haziranda yeniden yapılmasına karar verildi.
İstanbul’un bütün seçmenleri,zannetmeyin bu yenilenen seçimlerden çok memnundu.
Zira,seçmen mecbur edildi.
Türk seçmeni,daima mazlumun yanında olmuştur.
Bunu 3 kasım 2002 seçimlerinden günümüze kadar,seçmen,AK Parti mağduriyetini
oyları ile desteklemiştir.
Bugün ki seçimlerde de, bunu görüyoruz.
1994 mahalli seçimlerinden itibaren,sayın Recep Tayyip Erdoğan ve daha sonra
AK Parti ile İstanbul’a büyük yatırımlar yapmasına rağmen;Ankara’yı ve İstanbul’u
Da kaybetti.Demek ki;bir şehre hizmet kadar,seçmen adaydan,”Tevazu,samimiyet
Ve masumiyet” bekliyor.
17 yıl içinde,AK Partinin kan kaybetmesi normal.
Lakin AK Partili vekiller,il ve ilçe başkanlarının hiç biri,
Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın çalışmasının yarısı kadar bile,mesai yapmamışlardır.
Siyasi partiler ve adayları,kazanır ya da kaybederler.seçimlerde,Milli İradenin
Dediği olur.
Seçimin sonucu,İstanbul’a ,İstanbullulara ve Türkiye’ye hayırlı olsun.
Bu vesile sayın Binali Bey’e de,konuşmasından dolayı teşekkür ediyorum..
Şimdi “siyaset bir kenara” bırakılıp,Hizmete devam edilmeli.
Siyasi düşüncesinden dolayı hiçbir belediye çalışanı mağdur edilmemelidir.
Sonuçlar Milletimize hayırlı olsun...