“KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİDİR”
M.Kemal ATATÜRK
Cennet Mekan Gazinin bu sözünün anlamı ne yazık
İfade de kalmıştır…
Gazi bu sözüyle, gelecek siyasi iktidarlara önemli bir
Mesaj vermiştir ama mesaj iyi okunamamıştır.
Sadece köylerde, kırsal kesimlerde yaşayanlara köylü
Deniliyorsa, o zaman şehirde yaşayanlara da şehirli
Denir. Bunda bir sorun yok…
Lakin kırsal kesimde, köylerde hayvancılık ve ziraatçılıkla
Uğraşarak geçimini temin ediyorsa, yani üretiyorsa, o zaman
Üreticinin yanında olmak, işte o zaman köylüyü
Milletin efendisi olduğu ve hak ettiği değeri vermiş oluruz.
Köylü, kullanım alanı gün geçtikçe küçülen ekilen yerlerde
Çiftçilik, merası olmayan yerde ise hayvancılık yapmaya
Çalışıyor…
Çiftçinin üretim girdilerinde, yani, mazot, tohum, gübre, ilaçlama ve
Amele yövmiyesindeki artışlar, üretim maliyetini artırmaktadır.
Zor şartlar altında üretilen ürünlerin masrafı bile karşılamadığı için,
Köylü hasat bile yapmamaktadır.
Ürün bol olunca, simsarlar köylünün ürününü adeta bedava almakta
Yarışıyorlar. Böyle olunca sadece KOMİSYONCULAR para
Kazanırken, üretici, yetiştirici zarar ediyor ve tüketici fiyat enflasyonundan
Dolayı alım gücü düşüyor..
Çarşı-pazarlarda, eylül ayında olmamıza rağmen, salçalık domates bile,
3-4 TL arası. Yaz meyveleri karpuz 1,5 TL kavun ise 3 TL
Diğer meyveler mesela incirin yaşı bile 6 TL
Şeftali ise 4 TL, Üzüm ise 4 TL
Allah aşkına, vatandaş pazarlara akşamüzeri gitmektedir.
Sebebi malum! Çürük-çarık ne varsa sadece ucuza
Alabilmek için.
Bu fiyat enflasyonundan üreticinin cebine giren yok.
Sadece masraflar çıksın yeter..
İyi de vatandaş ne yiyecek kardeşim?
Sen, Ülkeyi buğdayı bile dışarıdan alan bir ülke durumuna getirdin.
Bütün hibrit tohumları da İsrail’den alarak, YERLİ TOHUMU
Yok ettik. Ülkenin ziraatını bu duruma gelmesinde bütün Tarım, Gıda ve
Hayvancılık Bakanlarının vebali vardır.
Aynı durum hayvancılık yapan köylülerimiz içinde bir vakadır..
Böyle olunca, samanı Bulgaristan’dan, hayvanı Brezilya’dan almak zorunda
Kalıyoruz.
Büyük başların taaa Brezilyadan aldık da, vatandaş mı kazandı?
Asla.. Zira,hayvanlar şap hastalığından dolayı ölmektedirler..
Hayvancılık ölünce, süt, yoğurt, peynir, et adeta karaborsaya düşmüş
Gibi oldu. Vatandaş bu hayvansal gıdaları alamayınca, ürünler
Karaborsada gibi olmaz mı?
Böyle olunca vatandaş,hayvansal proteini,bitkisel proteinden alıyordu..
Kuru fasulye, Nohut, mercimek de dolar gibi devamlı
Yükseldiğinden, kilosu 10 tl olan fasulye. barbunya ve nohudu da
Alamaz oldu…
Allah aşkına, bu vatandaş ne yiyecek?
Bazı, emperyalistler, Türk Milletine
ZEHİR yiyin diyebilirler…
Bu emekçi üreten köle edilmiş köylü ölürse,
AĞALARA kim ürün yetiştirip onlara kimler hizmet edecek?
Site kapıcısından memnun olan site sakinleri, kapıcının oğlunu da,
Kapıcı olsun isterler. Kendi güvenleri ve verilen VİP hizmetleri önemli!
Birileri ölürken, birileri lüks yaşamlarını devam ettirsinler.
Birileri demokrasi var diyerek; boynunda ipi olmayan köleleri severler.
Köleler, sahiplerine hep boyun eğerler..
Daha doğrusu,boyun eğmek,onların kaderleridir..
Hani derler ya; “Kapitalistler arabalarını dağdan aşırırlar,
Garipler ise düz yolda bile yollarını şaşırırlar.”
Eğer Köylü Milletin efendisi ise; o zaman asil ve efendi
Köylülerimiz AVUÇ AÇAR DURUMDA olmamalıdırlar..
Oluyorlarsa, onları bu duruma getirenler utansın..
Ah kendisi ve ruhu asil olan Gazi Mustafa Kemalim!
Gel, gör ki; Köylün ve Milletin ne durumda…
Düşünüyoruz, o halde varız…
Nefes alıyoruz, demek ki hala yaşıyoruz…