Bir dinin tebliğler kitabı olan,Kutsal kitabı ile,
O dinin Peygamberinin sözlerini,davranışlarını taklit etmez ise,
Kuru kuruya,itaat etmek,ne dine ne de dindara faydası olur.
Bu durum sadece Bİ’AT kültürlerinde olabilir.
Buradaki Peygambere taklitten kastım,onun din adına yaptıklarını,
Sosyal hayatta davranışlarını,ahlaki değerler yargılarını bilerek aynısını
Yapabilmek,yapmaktır.
80 yıl önce Atatürk tarafından Elmalılı Hamdi Yazır hocaya,Kur’an tefsiri
Yaptırılmış,hala onun tefsirleri geçerlidir.
İslam,statükoculuğa karşıdır.Ne dinde böyle bir tebliğ olunan bir ayet var,
Ne de Peygamber sünnet ve hadis-i şeriflerinde bunu görebiliyoruz.
Halbuki,iki günü eşit olan bizden değildir,diyen bir Peygamber sözü bulunmaktadır.
İslam,Kur’an ve Peygamberi ile,hayatı sosyolojik yaşam içinde ve rasyonaliteyi,
Bilim ve felsefe ile epistomolojiyi değer veren,pozitif değerler bütünüdür.
Bu sebeple;Kur’an,Sünnet,İcma-i Ümmet ve Kıyas-ı Fukaha(Alimlerin içtihatları)
Bir Müslüman için son derece önemlidir.
Kur’an ‘daki ayetleri anlamak için,önce Muhkem olan ayetlerin bütününü
İhlas ile kabul edip,daha sonra Müteşabih olan ayetler üzerinde,Alimlerin,
İçtihatlarına bakmak gerekir.
Dört meşru olan mezhep bu şekilde doğmuştur.
İmam-ı Ebu Hanefi,İmam-ı Şafi,İmam-ı Malik ve İmam-ı Hambel,Kur’an’ın Müteşabih
Ayetleri ile Hz.Peygamberin sünnetleri üzerinde hem fikir olmuşlardır.
Irkları farklı olan bir çok dinleri İslam olan Müslümanlar var.
Kur’an,Allah,Peygamber aynı olmakla beraber,ibadetler üzerinde,sosyal yaşam içinde,
Irksal örf ve adetlerle beraber,kültür farklılıklarımız var.
Bunların olması,Hucurat suresinin-13 ayetinin tezahürüdür.
Bizler,”İslam Devleti İdeolojisi” içinde değiliz.
Bazı Avrupalı ve diğer din mensuplarında değerlendirilen,ama farkına varmadıkları
Bir gerçekte şudur:Müslüman ülkelerindeki nüfus baskısı,gelir dağılımındaki
Adaletsizlik,az gelişmişlik,fakirlik ve işsizlik,birde terör olayları gibi bir çok sıkıntılara rağmen,istikrarın devamında bir din ve ahlak öğretisi olarak İslam’ın en etkili
Unsur olduğunun göz ardı edilmesidir.
Bazıları bunun farkına vararak,İslam ve Müslümanlar üzerinde,oyun oynamaya,
İslam’ın Müslümanlar arasında YAPIŞTIRICI-BİREŞTİRİCİ etkisini azaltmak veya
Yok etmek için,”Medeniyetler arası İttifak ve Siyasi İslam” gibi ideolojileri
Yaratıp,bunları kimyasal silah gibi kullanıyorlar.
İçinde bulunduğumuz xxı.yüz yılda,tartışmaların ve araştırmaların odaklandığı
Modernizm,din-terakki,ilim-din ve daha pratik seviyede ise,kadının yeri ile onun
Hakları,meşrutiyet,laiklik,demokrasi,faiz ve sigorta gibi bir çok problemin
Batılı Devletlerin kurum ve kuruluşlarından,Tanzimat ile alınan,sonra da
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurum ve kuruluşlarının içinde yer alması,son derece
Önemli olmakla beraber,mesele bu kurum ve kuruluşların,siyasileştirilmesi,bazı
tarikat mensuplarına adeta “ULUFE” gibi sunulmasıdır.
Türk Toplumunun,Din,Kur’an,Peygamber ile asla bir sorunu olamaz.
İslam dini ve Peygamber Sünneti ile İcmai ümmetin görüşleri ile din alimlerinin
İçtihatları,millete iyi ifade edilmelidir.
İlahiyat Profesörlerinin açıklamaları ve birlikte içtihatları son derece önemlidir.
Kur’an’ın ,ASLA bir harfi bile değiştiremez.
Her devletin nasıl bir anayasası varsa,bu anayasalarda devletin idare şekli
İle ilgili maddesi nasıl değiştirilemez ve hatta değiştirilmesi dahi
Teklif edilemezse,Müslüman da,Kur’an’ın tümüne ihlas ile bağlıdır.
Kelime-i Şehadet,İslam’ı kabul etmenin önsözüdür.
Müslüman olan kişi,Görmeden Allahın birliğine ve varlığına yani kesretten
Tevhide gidecek yolda,Ona iman eder,Allahın varlığını kabul ederek ve Hz.Peygamberin Onun kulu ve resulü olduğun da İman etmiş olur.
Müslümanların,İslam birliği kurma çabalarından ziyade,”ARAP BİRLİĞİ” olması,
Çok dikkat çekicidir.Halbuki,Arap ırkından olan Hz.Peygamber,Irkçılığı reddetmiştir.
Kalkınma,milletçe olur.Keşif,icat,bilimsel çalışmalar,teknolojik ve ekonomik kalkınmalar,
Bütün vatandaşa eşit sunulan hizmetlerle olur.
İşte buna biz Demokrasi diyoruz.Kur’an da bunu ifade ediyor.
Bütün mesele,Kur’an’ın Işığında,Rasyonalite(Aydınlatıcı) ile İslam’ı doğru ifade edebilmek.
Yoksa,Sekülite,ateizm,deizm,paganizm ve diğer inanç sistemlerin varlığı artacaktır.
Ey Müslüman! Sen,Kur’an ve İslamı iyi anlarsan,Fetö ve diğerleri,bu topraklarda yeşermeyecektir.
Ey Diyanet İşleri Başkanlığı! Siz de,camilere sadece din görevlisi atamak,hac için
İlgilileri göndermenin dışında,”DİN İŞLERİ YÜKSEK KURULUNUZUN”
Bilimsel çalışmalarını ve bu çalış taylardan elde edilecekleri,Müslüman halkımıza
Duyurmanız,milli ve manevi bir GÖREVDİR.
Kur’a’ı anlamak,Kur’an ışığında AKILLA,RASYONALİTE içinde olacaktır.