Yıllarca “Güney Anadolu Sorunu” olarak adlandırılan terör sorunlarını çözmekten ziyade, içinden çıkılmaz hale getiren Devleti yönetenlerdir…
Bunda Kenan Evren ve Sayın Turgut Özal’ın da büyük kusurları olmuştur..
Kenan Evren, Kürdü tarif ederken, karda yürürken çıkan sese kark, gurk derken, zamanla bunun adı KÜRT olmuştur diye açıklama yapmıştır…
Turgut Özal da, 1991-1992 yıllarında, ABD ile anlaşarak, bir koyup üç alacaklardı. Celal Talabani ve Mesut Barzani’ye kırmızı pasaport veren bunlardı.
ABD’nin “ÇEKİÇ GÜÇÜ” PKK’lı teröristlere helikopter ile silah ve yiyecek yardımını yapan Amerikalılardı…
Irak’ın kuzeyinden gelen Peşmergeleri misafir eden, onları besleyen Türkiye Cumhuriyeti Devleti idi.
1992-1993 senesinde Turgut Özal Cumhurbaşkanı ve Demirel’de Başbakan iken, Celal Talabani, her iki lider ile konuştuğunu ve Özal ile ilgili olarak şöyle ifade ediyor. “Daha sonra dostluğundan onur duyduğum Turgut Özal’la buluştum O’na Suriye’ye gideceğimi ve Öcalanla buluşacağımı söyledim.
Ona bir mesaj iletecek misiniz diye sorduğum da, (Özal)aynen şu ifadede bulundu; O deliye söyle, siyasi çözüm için bize biraz zaman tanısın, dedi!”(Hasan Pulur,milliyet gazetesi,7.12.1998)
Bekaa da basın toplantısı yapılır. Bu toplantıya gazetecilerin yanında Talabani’de katılır .Öcalana, ateşkes için ricacı olur. Öcalan’da, 22 günlük ateşkes ilan eder. Şemdin Sakık’ın silahsız 33 askerimizi öldürmesi üzerine, ateşkes bozulur.
Özal, Öcalan’dan bunu kınaması istenir, ama Öcalan reddeder…
Bütün bunlar Kürt halkını iyi tanıyamamış olmamızdır…
Onları jandarma karakolu ile ağaların insafına terk ettik.
Koruyucuların da bazılarının Kürk halkına kötü muameleleri sonucu Kandil’e ve Cudi dağına çıkanların sayılarında artış oldu.
Bu artışın sebebi, kendilerine uygulanan muamelelere karşı Protestodur…
Kürt halkı, Türkmen soyundandır. Anadolu da birçok beylikler varken, bunlardan birisi de, Uzun Hasanın Akkoyunlu devleti idi. Çoğunluğu Kürtlerden meydana geliyordu.
Akkoyunlu devletinin yıkılması sonucu dağıldılar.1516 Çaldıran savaşında ise, bazı Kürtler İran içinde kaldı, bazıları da Osmanlı devleti içinde Kürt tabasını oluşturdular…
Kürtlerle Türkler, tarih boyunda hep iç içe olmuşlardır…
Sosyolojik olarak bakıldığında, Kürtleri;
1-Osmanlılardaki Kürtler,
2-Meşrutiyet içindeki Kürtler,
3-Milli Mücadele, Muharebe içinde Kürtler,
4-Cumhuriyet dönemindeki Kürtler,
Dönemlerde bakmak lazım…
Zaman, zaman isyanlar olmuş, bu isyanlar Celali isyanlarıdır..
İdris-i Bitlis ve Şeyh Said, Ermenilerin Hınçak ve Taşnak
Partileri, Anadolu isyanları için Kürtleri ve Bilhassa Kürt liderlerini kullanmışlardır…
PKK, Kürt halkı üzerinde; 1-İtaat 2-Korkuyu
egemen kılmak için, her türlü baskı ve zulmü kullanmıştır..
Türk Milleti için, Devlete itaat, Allaha itaat gibidir, şeklinde yorumlanmıştır. Devlet, her şey demektir.”Devlet başa, kuzgun leşe” diye boşuna söylenmedi.
Doğudaki ağalık feodal yapıyı müsaade eden, hükümetlerdir.
“Ağalık, vermekle olu” sözü boşuna söylenmedi…
Kürtlerle uğraşacağına, aşiret ağaları ile uğraşırsın, işin kolayı budur tezi, hükümet tezidir…
40 yıldır devam eden terör sorunu, asla bir “KÜRT MESELESİ SORUNU” değildir…
Tamamen, PKK+ERMENİ+FETÖ+DIŞ GÜÇLER projesidir..
Sevr ile bölemedikleri Türkiye’yi, TERÖR ile bölmek tek amaçlarıdır…
Öcalan’ı bize teslim etmeleri ve barış sürecini, çözüm süreci olarak belirleyen AK Parti iktidarı başarılı olabildi mi?
Olamadı… Olamaz da…
Önce teşhis sonra tedavi, şimdiye kadar uygulanan tedavi, kanseri aspirinle tedavi etmek gibi basit bir iş olarak geçiştirildi…
Sonuç alınamadı…
Ya şimdi? Türklerle Kürtler, ele ele olsunlar, bir sonra tek bir terörist kalmayacaktır…
Kürt ve terör realitesi budur…