Siz bilir misiniz, Ölmeden Ölmek ne demektir?
Her canlı doğası gereği doğar, yaşar ve ölür.
Ölmek, inananlar için, sadece, mamul maddeden
Hammaddeye dönüşmektir. Ya da aslına rücu
Etmektir.
İşin bu tarafı, Allah, kul ilişkisidir.
Herkes inançlarını yaşar ya da yaşamaz…
Bu akıl, duygu ve tercih işini, insanların
Din ve vicdan özgürlüklerine bırakıyorum…
Bizler,insanları yaşatma derdindeyiz..
“İNSANI YAŞAT Kİ, DEVLET YAŞASIN”
Sözünü, düstur edinmişiz.
Gerek mesleki etiğimiz gereği, gerekse insani
Düşüncelerimiz gereği;”Yaratılanı severiz,
Yaratandan ötürü.”
Ama gel gör ki; menfaatler, dinin, inancın, imanın,
Dost, akraba sevgisinin üstüne çıkmış…
Her şey, şahsi menfaat çıkarlarına dayanıyor…
1985 yılında İsviçre de iken, bir İsveçli bayan bana
Şunu söylemişti.”FRANK VAR, İSVEÇRELİ VAR”
Deyip, noktayı koymuştu…
Yıllar önce Türkiye kendi kendisine yeten 7 ülkeden
Birisi idi…
Ya şimdi?
Karaborsacılar, rantçılar bilerek fiyat artırırlarken,
Bu durumdan, üretici zarar ederken, tüketici enflasyon
Nedeni ile alamazken, rantiyeci para kazanıyor.
Devlet ise; olmayan malı ithal etmek zorunda kalıyor.
İthal edilen her mal PAHALIDIR…
Türkiye’ye SAMAN da ithal edilmez ya? Soğan, patates
De ithal edilemez…
Nedir bu durum?
Çok basit. Devletin TARIM VE HAYVANCILIKLA
İlgili projesi yok ki.
Et yok, ithal et, Mercimek, kuru fasulye,nohut gibi
Baklagiller ithal et.
Ekmeklik buğday ithal et…
Bizim bir Konya ovası bile, Türkiye’yi doyuracak Buğday
Ambarıdır…
Tarım ve hayvancılımız,1990’dan itibaren iflas etmeye
Başladı…
Bütün tohumlarımızı yurt dışından alıyoruz…
Hem de bu tohumlar HİPRİT tohumlardır.
Yani kısır tohumlar… Seneye bunlardan tekrar tohum
Alamazsınız…
İsrail’den, Hollanda’dan, ABD’den ,Belçika’dan, Mozambik’ten
Nereden ucuz bulursak tohum alıyoruz.
Yerli ve Milli bir şeyimiz kalmadı…
Mesele sadece tohumlar değil ki!
GDO’su ile oynanmış, mısır şurubu, soya, pamuk, ay çekirdeği yağlarını
Tüketen Türk toplumunun ahlaki, yerli ve milli değerlerini
Kaybetti.
Diğer taraftan, GDO’lu besinlerle beslenen küçükbaş ve büyük baş
Hayvanlarla, kümes hayvanlarının etini ve yumurtası yiyenlerde,
Hücre telomerleri(hücre boyları) kısalarak, erken hücre ölümlerine
Sebep vermektedir. Diğer taraftan,gdo’lu besinler,kanserli hastalar
Sayısında artış yapmaktadır.
Bu kadar hastane ve hasta yatak sayılarının artmasının asıl nedeni
Bunlardır.
Sağlık personel sayımızda artış olmasına rağmen, vakalara
Yetişmekte yetersiz kalmaktadırlar..
Halbuki; Tıbbın asıl görevi; insanların hasta olmamasını
Sağlamaktır…
Tedavi edici tıp hizmetleri, her zaman pahalı hizmetlerdir.
İlaç ithalatı yapan bizim gibi ülkelerde, devletin sırtında
Büyük kambur oluşturmaktadır.
İşte; insan ömrü yaşamakla-hasta olup tedavi olmak için,
Üniversite, devlet hastanesi, özel hastaneler arasında ömrü
Geçmektedir.
Hekim, performans için, önemli olan baktığı hasta sayısıdır.
Reçete ile kaçının iyi olduğunun istatistiki bilgisi tutulmamaktadır.
Zira bilinmiyor…
İthal edilen bu ilaçlar, her birimizin evinde, küçük bir eczane
Meydana getirmektedir…
Ülkeyi korumak için, nasıl MİLLİ ASKERİ SANAYİ
Geliştirilmiş ise İnsanların da yaşarken erken ölmemeleri
İçin,koruyucu tıp hizmetlerine önem verilmelidir..
Ülkenin BEKASI, vatandaşlarının sağlığı, Devletin güvencesi
Altındadır… Yeter ki; ilim, bilim sahibi olanlar,liyakatı
İle gidişata dur diyebilsinler…
Yapılmazsa, gelecekte TÜRK DİYE BİR IRKIN VARLIĞINDAN
Söz edemeyeceğiz.
SÖZ SAVUNMANINDIR!