İnsanları ve hayvanları sadece, anatomik,fizyolojik,
Biyolojik ve Hücre ile elementlerden ibaret olarak
Ele alırsak,o zaman insana büyük bir haksızlık ederiz.
İnsan sadece yiyen, içen, çalışan, uyuyan bir canlı değildir.
İnsanın, HAZ, ELEM, ÖFKE, KORKU gibi bir dünyası da vardır.
İnsanı maddesel bir varlık olarak ele alırsan, ona KADAVRA
Muamelesi yapmış olursun.
İnsanlar hastaneye sadece fiziksel rahatsızlıkları için gitmezler.
Türk Milletinin en mahrem yerinde bile bir sıkıntısı,bir rahatsızlığı
Olsa bunu herkesle paylaşır,ama RUHSAL PROBLEMLERİNİ
Psikolog veya Bir Ruh hekimi ile paylaşmaz.
Zira,ruhsal problemler, ağrı, acı,spazm,yanma,batma gibi
Hissiyat belirtileri vermediği, bağırma,öfkelenme,kızma
İle rahatlayacağını sandığından, ileride gelecek RUHSAL
ÇÖKÜNTÜDEN haberi olmaz.
Haz, Elem, öfke, korku gibi ruhsal belirtiler, her insanın yaşadığı,
Yaşayacağı ruh halleridir.Bunlardan asla kaçış yoktur.
Zira,yaşanan dünya stres kaynağıdır.
Streslerden tamamen kurtulmak elbette mümkün değildir.
Önemli olan Stres mücadele edebilmektir.
Tababette de,bir çok hastalıklar kimyasal terkiplerle,yani
İlaçlarla tedavi edilirken,bunlara yardımcı tıbbi bitkilerle
FİTOTERAPİ ilmi gelişmiştir.
TAMAMLAYICI TIP UYGULAMALARI,Türk’ün ve
Dünya insanlarının kültürleri içinde olmasına rağmen,
Yeniden Tıp Uygulamaları içine alınmaya başlandı.
Bilhassa Çin İmparatoru Mao,Batı Tıbbı ile hastalıkların
Tedavisi pahalı olduğu için,”YALIN AYAK DOKTORLAR”
Adı verilen yardımcı sağlık teknisyenlerince,Akupunktur
Başta olmak üzere,kan alma,sülük tedavisi,homopati,Osteopati,
Fitoterapi, Moksa adı verilen Kupa tedavisi hastalarda
Kullanıla gelmiştir.
Bir akupunturun Çin tarihinde 2500 yıllık geçmişi bulunmaktadır.
Şimdi bizim konumuz daha ziyade RUHSAL HASTALIKLAR
Olarak ele alınan,insanın yaşam enerjisini alt-üst eden,stres,korku,
Öfke, mutsuzluk, ansiyete, ajitasyon ve depresyonlar tedavi edilmediği
Zaman ortaya toplumsal infialler, katliamlar ortaya çıkmaktadır.
Halbuki,kanser kanserli hastayı öldürür.
Eğer toplum PSİKOLOJİK-RUHSAL KANSER ise,işte o zaman
O toplum,polisiye olaylarına gebe demektir.
İnsan sanıyor ki,dünya onun için CENNET gibi olsun.
Yatsın,uyusun,çalışmasın,bütün arzu ve istekleri yerine gelsin,
Nefs-i emaresi hep tatmin olsun.Yok böyle bir dünya..
Halbuki,haz,elem,korku ve öfke heyecanları kontrol edilebilir
“saf birer duygu” olup,eğitilebilir.Kıskançlık,Kin,Nefret
Yok edilmesi gereken “Karışık heyecanlardır.”
Haz, elem, öfke ve korku her insanda olur.olacaktır da.
İnsanın insan olma duygularıdır. Lakin, hiçbir şey de aşırı olmamak
Bunlarda da geçerlidir.”Aşırı Öfke, aşırı korku, aşırı heyecan,
Aşırı sevgi,aşırı keder,aşırı kayıtsızlık,aşırı manasız ve yersiz
Korkular, tutkular,aşırı sapık sevgiler” işte aklı ve şuuru ortadan
Kaldırıp, insanı bir anlık hayvana dönüştüren ruh halleridir.
Bakın, insan yaratılırken onlar için söylenen ayete kulak vermek
Lazım.Kıyamet suresi/36: ”İnsanlar kendini BAŞIBOŞ bırakılacak mı
Zanneder?”
Dekart gibi: ”Düşünüyorum, o halde varım” demesi ile
Kendisine gelmesi gerekir.
Her şeyi isteyip yapamazsın.”Hürriyet için Hürriyet” olmaz.
İnsanın ihtirasları, arzu ve isteklerinin tamamını elde
Etmesi elbette mümkün olamaz.
Hz.Peygamberin buyurduğu gibi,” İnsana bir vadi dolusu altın
Verseniz, bir vadi dolusu da altın ister.”
İşte insan nefsi, 3’e ayrılır.
Nefs-i Emare, dünyayı versen doymayan bir nefis,arzu ve istektir.
Nefs-i Levvame, iyi-kötü, günah-sevap, yanlış-doğru arasında karar
Veremeyip bocalayan nefis,
Nefs-i Mutmain ise, Hakkı, halkı düşünen, sahip oldukları ile
Yetinen, teşekkür, şükür ve hamd etmeyi bilen, kişi hak ve hukukuna
Saygılı olan kişinin nefsidir.
Bu konuda hz.Mevlananın güzel bir betimlemesi vardır.
“Hayvanlar hayvanlıkları ile, Melekler meleklikleri ile kurtuldular,ama
İnsanlar ise her ikisinin arasında bocalayıp durmaktadırlar.”
Kadın cinayetleri, tecavüzler, cinsel sapkınlıklar, polisiye
Olaylar, hırsızlıklar, gasp ve soygunlar azalmıyor artıyor.
Bütün bu toplum içinde İNFİAL UYANDIRAN OLAYLARI
Yapanların ruh sağlıkları yerinde değildir.
Sanma ki bir anlık öfke patlaması sonucu oluyor.
Rutubet gibi ya istinat duvarlarını yıkıyor ya da koca çınar ağaçlarını
Kökünden, içinde çürütüyor.
Toplum sağlığı İYİYE gitmiyor.
Türk-İslam kültür ve medeniyetine,ülküsüne sahip insanların
Birlikte yaşadığı, toplum ve millet olmaktan çıkmak üzereyiz.
Ruhsal problemlerimiz tedavi edilemezse, Kanserden daha çok
Ruh hastaları ve ruhsal hastalıklar bütün hücrelerimize
Sahip olacaklardır.
Beden, akıl ve ruh sağlımız bir bütündür.
Devletimiz ve Milletimiz,gözle görülmeyen,ama semptomlarını
Gördüğümüz,SOĞUK BİR SAVAŞIN eşiğindedir.
Türkiye’ye kimse kimyasal ya da en ağır savaş araç ve gereçleri
İle SALDIRAMAZ.Buna da gerek yok zaten.
Adamlar,bizi yok etmek için, PSİKOLOJİK SAVAŞ TAKTİK VE
TEKNİKLERİNİ Uyguluyorlar.
Devlet ve Millet yok olduktan sonra,ha kanser ha trafik kazası,ha normal
bir ölüm ile ölmüş olman çok şey ifade etmez.
Uğruna şehit olduğun,milli ve manevi değerler
Yok olduktan sonra, yaşamak-ölmek sadece
Canlılara haiz bir durum olacaktır...
İşte o zaman Selam söyle! Selam söyleyecek birisini bulursan...