Türk milletinin bir ferdi olarak, Müslüman
Türk olmaktan gurur duyarım.
Türk olmak, benim kaderim. Zira, Allah bizleri,
Kavim, kavim yarattı.
Hucurat suresi-13” Ey İnsanlar! Biz sizleri bir kadın bir erkekten
Yarattık.Sizleri kavimlere ayırdık,gidip birbirlerinizle
Tanışıp dostlar olasınız.”
İnsan, önce yaratılma gayesini bilmesi gerekir.
Bundan sonra da, ırkını, soyunu, sopunu öğrenmesi gerekir.
Ben kimim? Nereden geldim nereye gidiyorum?
Beni yaratan kim? Kaderimin rolü nedir?
Gibi sorularla kendisini bulması gerekir.
İşte o zaman, ırkının önemini, milli değerlerini muhafaza ve
Müdafaa etmesini öğrenir.
Sonra, inanç ve imanını yoklaması gerekir..
Atalarının dinini öğrenip, bu dinin vecibelerini, ritüellerini,
Fıkıh, akaid, kaidelerini, fazilet ve manevi değerlerini
Bilmesi gerekir.
Eğer atalarının dinini tercih ederse, bu dinin kutsal
Kitabını öğrenmeli, manevi değerlerine sahip çıkmalıdır.
Yoksa, ben Müslüman bir Türk aileden dünyaya
Gelmişim, bu bana yeter demek doğru değil.
Anatomi bilmek, hekim olmak için, yeterli değildir.
Anayasa hukukunu bilmek de, hukukçu olduğunuzu göstermez.
Öncelikle şunu ifade etmek isterim;
Türk olmak ya da olmamak benim elimde değil.
Tercih sebebim değildir.
Doğumumla gelen ırki bir etnisiteye mensubiyetimdir.
Ama, dini tercihim ise, tamamen vicdan ve inanç meselemdir.
Bu sebeple, Türk doğdum, İslam dinini kendime dinim kıldım.
Bu sebeple, Kitabım Kur’an-ı Kerim, Peygamberim ise,
Hz.Muhammet Mustafa(s.a.v) dir.
Unutmayın, herkes kendi inançlarına göre yaşar ve inandığı
Dine göre de yargılanır. Elbette, iman ve inancı varsa.
Türklük, ne ırkçılıktır, ne de kafatasçılıktır.
Türk, tarihe iz bırakan ALP-ERENLERİN ırkıdır.
Bir hadis-i şerifte; ”Kimse kavmini sevmekten dolayı
Kınanamaz.”
Türküm, demek sadece kolaycılıktır.
Burada ÜSTÜN BİR IRK TARTIŞMASINI yapmıyorum,
Yapmam da. Zira, ırkın üstünlüğünü savunmam,ırkın
Başarılarını, fertlerin mutluluğunu, medeniyetini,
Muasır milletlerle olan yarışını alkışlarım. Benim milletim
Açlık içinde ise, fertler mutsuz, devlet borçlar içinde ise,
O zaman kahrolurum...
Her Türk, milli ve manevi değerlerini korur ve onları
Sahip çıkar.
Kuru, kuruya TÜRKÜM, demek, milletine ve kendisine
Bilmeden ihanet etmek demektir.
Bunun için, Türk Tarihi ile Dünya Milletler tarihini
Bilmek gerekir.
“Tanrı dağı kadar Türk, Hıra Dağı kadar Müslüman’ım”
Demek de, çok önemli değil. Bu bir siyasi söylemdir.
Önce değerlerinin vasıflarına haiz misin?
Türküm demekle ırkını ifade edersin. Irkın için iki günün
Birbirine eşit olmadan, çalışıp üretebiliyor musun?
Müslüman’ım diyorsun, İslam’ın esaslarını biliyor musun?
İslam dini, sadece namaz, oruç, hac ve zekattan ibaret değildir.
Din, Güzel ahlak demektir.
Hadis-i şerifte Hz.Peygamber, ”Ben güzel ahlakı tamamlamak
İçin gönderildim” demektedir.
Komşun aç iken, sen tok yatabiliyor musun?
Komşunun ve hısım-akrabanın hukukuna saygı gösterebiliyor musun?
İnsanları kandırmanın, Allah'ı kandırmak olduğunu biliyor musun?
İslam dininin, kültür medeniyeti ile Türkün kültür ve medeniyetini
Sentezleyip, Türk ve İslam Ülküsünü yaşayabiliyor musun?
Milli ve manevi değerlerini koruyup, saygı gösterebiliyor musun?
Namaz kılacak kadar değil, Kutsal kitabının emirlerini ve yasaklarını
Biliyor, yerine getirebiliyor musun?
İslam dini, tamamen sosyal bir dindir. İnsanların hak ve hukukunu
Savunan, köleliği ve insanı sömüren bir düzeni yıkan bir olgudur,
sadece inançlar sistemi değildir.
Sizin bildiğiniz Medeni, ticaret, ceza, icra ve iflas yasaları yok iken,
Kur’an bütün bunları bir sisteme bağlamıştır.
Buna Fıkıh ilmi denir. Bütün bunlar da, şeriat içinde ifade edilmiştir.
1400 yıl evvel bile, üstünlerin yani, Ebu Cehil, Ebu Leheb, Ebu Süfyanların
Hukuku değil; Allahın yasalarının uygulanması için Kur’an, ayet, ayet
İnzal olmuştur.
Burada şu yanlış anlaşılmasın... ŞERİAT İSTEMEK demek, 1400 yıl
Öncesine dönmek demek değildir.
Şeriat, yasaların herkesin sosyal durumuna göre değil, işlenen suça
Göre ceza verilmesi demektir. Yani, Adalet hukuk içinde aranmalıdır.
Aksi halde, hukukun üstünlüğü değil, üstünlerin hukuku olur.
İste bu sebeple, 1400 yıl evvel, Şeriat hükümleri getirilmiş.
Türkiye’de adalet ve hukuk üzerinde niçin bu kadar tartışma yapılıyor?
Bir seçim bile bir ay içinde sonuçlanamıyor?
Nefs-i Emaresini tatmine çalışan, nefsinin peşinde koşan insanın,
NE ÜLKÜSÜ OLUR NE DE İNSANLIĞI...
Türk ve İslam kültür ve medeniyetinin sentezinin sonuçlarına
Göre yaşayan bir insan, Tür Milletinin özü, Islama göre de
Nefs-i mutmain olan, insan-ı arif demektir.
Benim bedenim Türk, Ruhum ise İslam’dır.
Türk ve İslam hukuku, bana hak ve adaleti,insanın hakkına,
Vicdanına,inançlarına, namus, şeref ve onuruna saygılı olmayı
Öğretmiştir. Bu bir yaşam biçimidir.
Sadece, Müslüman’ım, Ülkücüyüm, Türk’üm demek yetmez.
“Milletine faydalı olmayan bizden değildir” diyen
Bir Peygamberin ümmetiyiz.
Allahın indinde, Türk’ün Araptan, Arap’ın Acemden,
Acem’in diğer IRKLARDAN üstünlüğü yoktur. Üstünlük ise
Sadece olduğun gibi görünen, göründüğü gibi olan, riyasız,
Tak iyesiz yaşamaktadır. Biat sadece Allah’adır.
Ne mutlu, bir insanın ırkına, dinine, bütün insanlara, canlılara
Faydalı olması...
Dinim ve Irkım ben den, bizden bunu istiyor…
İnandığını yaşayanlara selam olsun...