Ey Müslüman Türk Milletinin Evladı!
Beni iyi dinle ve yazdıklarımı anlayarak oku,
Titre ve kendine gel…
Ölünce nasıl olsa herkes uyuyacak.Bari dünyanı
Uyuyarak geçirme. Biraz uyanık ol, aç gözünü...
Yoksa, ne devletin, ne milletin, ne bayrağın,ne
Vatanın ne de “Şahadetli dinin temeli olan”
Ezanın kalacak..
Rabia ya da Bozkurt işareti yapmak, içini doldurmadıktan
Sonra, manevi ve milli değerlerine sahip çıkamadıktan
Sonra, sadece sloganlarla,devletin Bekasını savunmuş olursun.
Bu da; bütün düşmanların en ağır nükleer silahlara sahip iken,
Senin kılıç,kalkan ve oklarla savaşmana benzer.
Heyhat! Havanda su döve, döve bugünlere geldik.
Bizi Ya Allah ve Kur’an ile ya da Mili ve manevi
Değerlerimizi sahipmiş ve onları savunuyor gözüken,
İÇ DÜŞMANLARIMIZI iyi tanıyamamış olmamızdan,
Tarih boyunca Müslüman Türk milletinin başına
Gelmedik kalmadı.
Evet, düşmanlarımız çoktu. Düşmanlarımızın çokluğu değil,
Düşmanların kim olduğu, bunların tespiti ve bunların karşısında
Zaaf göstermeden, dimdik ayakta ve beraberliğimizi
Koruyarak dimdik durabilmektir.
Tarih boyunca Düşmanlarımız, Bakteriler gibi kılık,şekil ve
Metot değiştirebilirler. Bizim, gardımızı alarak,teknik,teknolojik ve
Milli sanayimizle askerimize destek olmak,muasır devletlerle
Yarışmak,birinci ve asil görevimiz olmalıdır.
Askerimizin kullanacağı savunma silah,araç ve gereçler için,Dışa bağımlı
İsek,devletimiz tam bağımsız olamaz.
Bağımsız olamayan devletleri,emperyalist devletler yönetir,
Bizler de,sadece iç politikalarla işi götürmeye çalışırız.
Milli savunma savaş ve araç sanayimiz 1960 yılından itibaren
Ar-Ge çalışmaları yanında,Yatırımlara geçilmeliydi,üretim
Yapılmalıydı.
1915 Öncesi İngilizlerden alınması için parası bile ödenen
Gemilerimiz Osmanlıya teslim edilmedi.
Edilir mi,zira 1916 da İngilizler İstanbul’u işgal ettiler.
Yunanlıları da İzmir’e çıkmasını sağladılar.
Başkalarının savaş aletleri ile savaşanlar,kendilerini koruyabilir,
Ne de caydırıcı görev yapabilirler.
Türk milleti,kendi milli ve manevi HİSARLARINI,taş,taş
Yoklayıp,kendi varlık sebebimizin yanında, iman ve inanç dünyamızın
Noksanlıklarını tespit etmesi gerekirdi.
Natodaki,stratejik! Ortaklarını gözden geçir.
Sen onları ortak görüyorsun,ama onlar seni sadece natonun –olsa da
Olur olmazsa da olur-Ortadoğu ayağı gibi görüyorlar.
Dış düşmanlar her zaman belli olur,ama elmanın kurdu içinde
Olur darb-ımeseli ile içimizdeki hainleri iyi bilmek lazım.
Teşkilat-ı mahsusenin asli görevi de budur.
Bakın Hz.Peygamber zamanında yaşanmış bir olayı sizlerle
Paylaşmak isterim.inşallah ders alınır..
12 münafık,Mekke’nin meclisini yönetiyorlardı.
Bunlar o zamanın burjuvazi yaşam süren zengin ve aristokrat
Kişilerdi.
Hz.Peygamberin yaptırdığı Medine’deki Kuba mescidi yanında,bu münafıklar da,
“Dırar Mescidi” yaptırdılar.Hz.Peygamberin “Fasık” diye adlandırdığı
“Ebu Amir” ismindeki bir papazdan bu münafıklar talimat alıyorlardı.
Bu papaz,yaptığı savaşta yenilerek Şam’a kaçmış ve orada Bizanslılarla
İş birliği içinde idi.Gayesi,Doğu Roma İmparatorluğunu,İslam’ın üzerine
Saldırtmaktı.Tıpkı İngiliz ajan,Lawrance gibi!
Hz.Peygamber “TEBUK” seferinden dönerken,bu münafıklar,büyük
Bir riyakarlıkla Onu karşılayıp,kurdukları mescidi gösterip,orada
Namaz kılmasını istiyorlardı.Böylece kendi FESAT yuvalarını
Meşrulaştıracaklardı. Hz.Peygamber bu davete hazırlanırken
Et Tevbe/107 ayeti nazil oldu.
Bu ayet üzerine,Hz.Peygamber,derhal bu DIRAR MESCİDİNİ
Yıktırdı ve yaktırmış oldu.
Bu Ebu Amir adlı papaz ile Fetö/PDY papazının ne farkı var ?
Sadece ZAMANI ve oyuncular farklı.Oynanan oyun ise aynı..
Müslüman görünen MÜNAFIKLARA aldanma.
İşte bunlar,kılıktan kılığa girer,takıya yaparlar,riyakardırlar ve
Kur’an ile diğer kutsal ve de milli-manevi değerleri kullanarak
Kripto görünüm içinde işlerini yaparlar.
“Beyaz köpeğin pamuk pazarına zararı vardır” ama,kimse anlamaz!
Türkler ve İslam alemi,bilhassa Türklerin İslami kabulü ile
Düşmanlarının sayısı daha da artmıştır.
Önceleri askeri üstünlük ve millet düşmanlığı,ırk üstünlüğü
İçin savaş yapılıyordu.Daha sonraları Mezhep ve İnançlar için
Savaşlar yapıldı.İşte HARÇLI SEFERLERİNİN sebepleri budur.
Biz de,Devlet olarak Milletimize ve bilhassa Gençlerimize,
Dinimizi,diyanetimiz,Türk-İslam kültür ve Medeniyetimizi
İyi anlatabilseydik,”Maksadımız İslam’a hizmet ve iyilik yapmaktır”
Diyen herkese aldanmazdık.
Bütün bu yaşananların sonunda,Ateist,deist,seküler düşüncede
Olan kişilerin sayılarının artmasına sebep olmazdık.
Boşluğu dolduran bir çok zihniyetin temsilcileri var.
Biz hala günü kurtarmaya çalışıyoruz.
Bir kişi öldürülürse,cinayet olur,Devletin kurum ve kuruluşları ile
Millet öldürülürse ne olur biliyor musunuz?
Senin ne Rabia’n ne de Ülkün kalır ortada...
Müslüman KAFİRLER ile AVRUPA HAÇLILARI uyumuyor.
Devlet,Millet ve fert olarak bizler ne yapıyoruz?
“Şehitler ölmez vatan bölünmez” sloganı ile İslamcılık ve
Türkçülük,Ülkücülük yapıyoruz.
“KIZIL ALMAYA” Bu irfan,bu ruh,bu aşk-ı Devlet ve Milletle
Varamazsın.Sadece “Vatan,ne Türkiye’dir Türklere ne Türkistan,
Vatan,büyük ve müebbet bir ülkedir Turan!”
Demekten ileri gidemeyiz…