Yedi, sadece bir sayılar toplamı ya da bir rakam değildir.
Bunun böyle olmadığını açıklamaya çalışacağım…
Önce, Teolojik olarak Kuran’ın kalbi olan,
Fatiha suresi yedi ayetten meydana gelmiştir…
Gökyüzü, yedi kattan ibarettir.
“Allah, O’dur ki,yedi göğü ve yerden de sayıca onlar
Kadarını yarattı.(Mülk suresi-3)
“Üstünüze yedi tabaka(yedi gök) yarattık.”(Mu’münin-17)
“Üstünüze yedi gök bina ettik.”(Nebe-12)
İlim bize ışığın yedi renkten ibaret olduğunu keşfetmiştir.
Bunlar da,gök kuşağı renkleridir..
Ayrıca müzik notaları yedi notadan ibarettir.
Bütün nağmeler işte bu yedi notadan meydana gelir.
Yediden sonra nota tekrar başa döner. Böylece,
Bütün nağmeler yedişer, yedişer tekrar etmiş olur.
Haftanın günleri de yedidir.
Yıllar, yedişer, yedişer olmak üzere haftalara bölünmüştür.
Bunun böyle olmasını, her renk, her din ve cinsten
Bütün insanlar ittifakla kabul etmiştir.
Bu ittifakta,yazılı değildir..
Sadece görüş birliğidir..
Ayrıca; güneş ışığında yedi renk olma sebebi ise;
Elektronun hidrojen atomu çekirdeği etrafında yedi
Yörünge içinde yükselirken, tane taşıyıcının olmasıdır.
Semada elektron her çekirdeğin dışına atlayışında
Bir enerji salıvermiş olur ki, bu da gök kuşağına ayrı
Bir renk vermiş olur…
Bu sıçramalar Hidrojen gazından oluşan güneşin
İçerisinde milyonlarca dereceyi aşan, aşırı sıcaklıktan
Meydana gelir. Böylece elektronlar atomun dışına
Dağılmış olur ki, böylece güneş ışığını göndermiş
Olur…
Buradan da elektronların yedi yörünge içersinde
Yükselerek çıkmasının, yedi semâya çok benzediğini
Görüyoruz. Sonra dönüşte elektron bir semâdan bir
Alttakine inmesinde, içine almış olduğu yükün ağırlığından
Kurtulması lazımdır. İşte bu yük, bir ışık huzmesi
Şeklinde gök kuşağı olarak ortaya çıkmış olur.
Böylece bize beyaz bir ışıkta, gök kuşağındaki
Yedi rengi vermiş olur..
Yedi semavatla, yedi yerin,adeta yedi derece olan ışık,
Yedi nota olan ses ve yedi yörüngeden ibaret olan
Elektron gibi olduğunu mu keşfederiz?
Kuran’ı Kerim’de de yedi rakamı ile ilgili şunlar vardır;
“Cehennemin yedi kapısı, yedi semâ, yedi zayıf, yedi semiz inek,
(Yusuf suresi), Allah’ın, arşına yaratılış günlerinin yedincisinde
İstivası”İşte bütün bunlar, kainatın sırlarından olan bu büyük
Sırra işaret etmektedir.
İşte, Kuran’ı Kerim de, bütün ağırlığı ile büyüklüğüyle,
Son derece, önemli olan bu İLMİ meseleyi işaret
Ettiği görülmektedir…
Bakın diğer taraftan yine ilmi bir yaklaşım;
“Taneyi ve çekirdeği yaran, şüphesiz Allah’tır.
O,diriden ölüyü, de diriyi çıkartır.” (En’am-95)
“Biz her şeyi ikişer çift yarattık. Düşünüp
Öğüt alasınız.” (Zariyat-49)
Elektrikte-anot-katot gibi +artı ve –eksi
Mıknatısda iki kutup vardır.
Atomda elektron ve Pozitron vardır
Proton ve Nötron
Yine organik kimyada sağ ve sol vardır.
Ve şu anda madde ve anti maddeyi biliyoruz.
Biz, Kuran’ı ve İlmi, aklımız anlamak, doğruyu bulmak
Bilim sahibi olmak, bunun sonunda, insanlık alemine
Faydalı olmaktır…
“Sizin en hayırlınız, insanlara en faydalı olanınızdır” Hadis-i şerif.
Aklımız olmasa ne Kur’an’ı anlarız, ne teknolojide, sanayide,
Tıpta, elektronikte gelişmeler olurdu.
Sadece bir devir olurdu,o da TAŞ DEVRİ..
“Alimlerin mürekkebi, şehitlerin kanından daha eftaldır.”
Hadis-i şerif. İlmi ve İlim adamlarını öven Kur’an,
İnsanların hayrına olan her şeyi övmüştür…
Ne mutlu insanlar için, bir fidan dikene, fidanı ağaç oluncaya
Kadar koruyup, ülkeyi cennet yapanlara…
Ne mutlu, bir orman gibi kardeş olup, sevgide biz olanlara…