Bursa yöremize ait olan bu türküyü bilmeyenimiz
Yoktur.Zeytinin bol olduğu,Bursa,Gemlik,Mudanya gibi
Yerlerde bu türkünün yazılması,yapılması hangi akla hizmettir acaba?
Türk köylüsü kendisinin yetiştirdiği ve yaptığı zeytin yağını
Kullanmayacak,zeytini yemeyecek öyle mi?
Bunun bir çok sebepleri vardır.
1-150-200 Yıllık zeytinleri keserek,zeytinlikleri
Kooperatiflere,turizme,yazlıkçılara arsa olarak
Kullanmalarını sağlamak.Yerel yönetim,bakan ya da
Vekillerin nemalanmalarına fırsat vermek..
2-Cihan harbinden sonra,bilhassa 1923 yılından sonra,
Amerika’nın yeryüzündeki gücünü iyice pekiştirmeye başlamasıyla
Birlikte,bazı ülkeleri kısmen sömürmek maksadıyla,ABD Başkanı
Truman doktrinleri adı altında,general Marshall planı kapsamında
bu ülkelere yardım gönderdiğini biliyoruz.
Yardımda Türkiye de var. Bu yardım kapsamında Amerika,
bize çeşitli hediyeler sunarken aynı zamanda yiyecek-içecek paketi de yolluyor.
Bu pakette okullarda küçük çocuklara dağıtılmak suretiyle
yola çıkarılan süt tozu, krem peynir,çikolata, yumurta
gibi temel gıdalardan tutun da mısır özü yağına kadar her şey var…
İşte ayrıntı burada Amerika, elinde biriken mısır özü yağını,
Pamuk yağını,margarini; zeytin cenneti Türkiye’ye satmak için,
40 takla atıyor ve başarılı da oluyor. Amerikan güdümüne
girmiş politikacılarımız öncülüğünde evvela zeytin ağaçları katlediliyor,
akabinde zeytinyağının insan vücudunda kansere yol açtığına
kadar çeşitli şehir efsaneleri dile getiriliyor…
Bunlarla da yetinmiyor adamlar ve işte bugün bile hala sağda solda
duyabildiğimiz bu şarkı yazılıyor…
Okuduğunu bile anlamaktan aciz yurdum insanı bu şarkıda
geçen sözleri anlar mı? Daha doğrusu anlamış mı?
Televizyon ekranlarında bugün bile ”zeytinyağı sakın yemeyin”
diyen şarlatanlara bakacak olursak anlamamış…
Bugün hala kahvaltılarda, yemeklerde paket,paket
hazır ve yapay katı yağlar kullanılıyorsa anlamamış…
işte ”bir ülke nasıl sömürülür?”
O zamanlar,GDO’sunu oynamış oldukları soyaların,pamukların
Yağlarını katı yağlar halinde margarin olarak,
Üçüncü dünya ülkelerine ve birde NATO Ülkesi olan
Türkiye’ye gönderip,Türk İnsanına yedirdiler.
Başımıza ne geldiyse;”Üst akıl,NATO/GLADİO diyoruz.
Hemen suçluyu buluyoruz.
“Derin devlet ya da 1977 den beri KONTRA GERİLLA” diyoruz.
Ama hiçbir önlem de almıyoruz.
Kusura bakmayın,bizim genlerimiz de olanı söylüyorum.
Birileri ölür,sonra önlem almaya kalkarız.
Birileri zehirlenir yine önlem almayız.
Ama,yapanları kolay teşhis ederiz.
Yine araya birileri girer,başa döneriz..
Türk Milleti ne olursa olsun yine de yardım severdir.
Dr.Oktay Babunanın “LÖSEMİ TEŞHİSİ” konması üzerine
Türk milleti doner olmak için kan verdiler.
Bu kanlar İsrail’e gitti.
Bugün Adnan Oktar ve kediciklerinin göz altına
Alınması ile durumu anlıyoruz..
Deprem olmadan,önlem almayız!
İyilik olsun diye,İYİLİĞE TÖVBE eder hale getirirler,
Ama yine de akıllanmayız.
Müslümanlığı ve dini sadece “Namaz,Oruç,Haç ve Zekat
Vermek gibi görürüz.Sosyal yardımlaşmayı ve
Akıllı olup aklımızı iyi kullanmayı ıskalarız.
Sonra,olmadı tekrar başa döneriz.
Velhasıl,şimdiye kadar oynanan bütün “âli Cengiz”
Oyunlarının sonunu yaşar sonra anlarız.
Yani yaşamadan pek anlayamıyoruz.
Başından beri açıklamaya çalıştığım,
Zeytinyağı ve margarin ile Naylon ve basma
Bu şarkıda gizli…
artık bugün şarkı deşifre oldu..
ya bundan sonra;Yabancı mal almayacağız,margarin
yerine zeytinyağı yiyeceğiz,zeytin ağaçlarımızı
koruyacağız. Ve de NAYLON ya da İngiliz kumaşı
yerine,yerli ve milli kendi kumaşımızı giyeceğiz..
Yerli malı Türkün malı,
Herkes bunu kullanmalı..
İşte yeniden FABRİKA AYARLARIMIZA DÖNDÜK!