Canlıyı mutsuz edecek olan her şey haramdır ve zulümdür…
İnsanı zulmeden belli başlı zulümlere bir göz atalım…
1-Yapılan Zulme, sessiz kalma zulmü, biz buna, nemelazımcılık adı veriyoruz. Çoluk-çocuk, kadın-erkek ve hayvanlara yapılan zulümler karşısında, sessiz kalıyor, başımızı çevirip geçiyoruz…
Türkiye’de herkesin bulaştığı sissi ve zalim zulüm budur.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti yıkmaya çalışanlara karşı sessiz kalan kitle,asla millet olamaz..
2-Haram lokma zulmü…
Artık insanlar yediklerinin içtiklerinin, helal ya da haram olmasını düşünmüyorlar. Sadece nefsi emarelerinin isteğini yerine getiriyorlar. Dost, hısım, komşu, yetim ve öksüz hakkı diye bir şey kalmadı…
3-Siyaseten ve siyasetçi zulmü…
Siyasetçiler, haktan ve haktan yana sadece görünürler.
Yatırımları kendi siyasi geleceklerinedir. 600 kişilik meclis, sözde milli iradeyi temsil ediyor! Asil meclise giremezse, o meclisin halkı nasıl düşünür?
Oy potansiyeli olanların işlerini yaparlar. Onları da iş sahibi ve kredi sağlarlar. Devlet bankası batarsa da,”İDARE ZARARI OLARAK” devlet öder!
Hala Fetö’nün siyasi ayağı ortaya çıkarılamadı…
Devlet kurum ve kuruluşlarındaki her kokuşmanın sebebi, “Siyaset ve siyasilerdir.”
4-Şirk’e dair zulüm;
Hz.Peygamber(A.S)” Ümmetimin adına en çok korktuğum şey, gizli ve kapalı “ŞİRKTİR” Türkiye’de Kur’an İslamı yaşanmıyor. Kur’anın şekillendirdiği Müslüman’ın nesli tükendi. Herkes menfaati olan her şeyi, “TANRI” ediniyor. Nefsi emareleri,“Ego” Tanrısını yaratıyor…
5-Allah ile aldatmaya dair zulüm;
Müslümanlığı sarık, fes ve cübbede görenler, Fetö gibi bir Dinazorun arkasından gidebiliyor. Bizde Devletin menfaati kişi hak ve özgürlüğünden önce gelir. Devlete karşı işlenen suçun affı bile olmaz…
Dindar ve mukaddesatçı, mütedeyyin insanları ALLAH ile kandırmak, en kolay yoldur. Halbu ki, Kur’an, önce akla önem verir.
Yunus-100 ayet derki; “Aklını kullanamayanların üzerine pislik yağdırırız.” Ama,Müslüman her zaman kaldırılmaya mahkumdur…
6-Riya Zulmü;
Her türlü ibadetlerini, Allah için değil; kullar için yaparlar. İbadetleri ile övünürler. Hal bu ki, ibadetlerin gizli yapılanı makbuldür. Maddi ve ayni yardımlarını anlata, anlata bitiremez…
Her ibadeti, yaratana değil, kendi yarattığı TANRISINA yapar…
7-Liyakatsızlık zulmü;
“İşi ehline veriniz” hadisini dışlayarak, adama iş bulan bir müessese kurarlar. Bunu yapanlar siyasetçilerdir. Belediye ve devletin kurumlarının kadroları bunlarla doludur…
8-Emeğe ihanet zulmü;
Üretimin her yerinde alın teri ile hizmet veren emekçiler, ya sendikaların elinde oyuncak olurlar ya da kapitalizme uşak edilirler. Emekçilerin alın terleri kurumadan haklarını alamazlar. İşsizlik olunca, asgari ücretle ölmemek için geçim derdi içinde tükenen ömürler yok olur gider…
9-Kadını ezme, horlama ve öldürme zulmü…
10-Tecavüz zulmü…
11-Hayvanları eziyet ve öldürme zulmü…
12-Yetim Hakkı yeme zulmü…
13-Sevgisizlik zulmü…
Kimse, diğer bir kişinin insan olma, yaşam hakkına bile saygısı yok.
Anadolu erenlerini bilenler yok. 21. Asırda, ne Yunus Emreler, ne Mevlanalar, ne Hacı Bektaşi Veliler ne Hacı Bayram-ı Veliler ne de Hoca Ahmet Yesevi gibi üstatların gönül dostları bile kalmadı…
Sonra da BİZE NE OLDU? Diye soruyoruz…
İnsaniyetlik gibi ulvi değerlerimize yeniden kazandığımız zaman, her canlının yaşam hakkına saygı gösterdiğimiz zaman, riyadan, şirkten uzak kendimiz olduğumuz zaman, Allah ile kandırmalarını fırsat vermediğimiz zaman ve de aklımızı kullandığımız zaman, bu ZULÜM bitecektir…