Hukuk fakültelerinin birinci sınıfında öğrencilere ANAYASA DERSİ okutulur. Öyle ağır bir derstir ki öğrencilerin yüzde atmışı ilk yıl bu dersten kalırlar. Oysa şimdi Türkiye'de 16 Nisan günü yapılacak Referandum ile Anayasa bilgisi olmayan HALKTAN, ANAYASA HAKKINDA KARAR VERMESİ İSTENECEK!
Yukarıda okuduğunuz bu çarpıcı yorum Denizli Barosu önceki dönem başkanlarından değerli Yıldırım Aycan'a ait. Referandum tarihine iki ay gibi kısa bir süre kaldı. Eğitimli ya da eğitimsiz, halkımızın muhtemelen yüzde doksanının TBMM'de kabul edilen on sekiz maddelik Anayasa değişikliği teklifi hakkında bilgisi yok.
Bunun yanında Referandumda halkın kafasını karıştırmaya yönelik "ne olursa olsun biz kazanalım" mantığıyla hiç adil olmayan; ayrıca çok tehlikeli propaganda sözcükleri üretilmeye çalışılıyor.
Bunun en bariz örneği; “PKK, Fethullahçı Terör Örgütleri hayır diyecek, siz de onların tarafında mısınız” söylemi… Hatta daha da ileri gidilerek "16 Nisan'daki referandumda evet oyu kullanmanın 15 Temmuz hain darbe girişimine verilecek bir cevap olduğu”, “referandumda hayır oyu kullanacakların 15 Temmuz hain darbe girişiminin yanında olmakla suçlanması”. "Hayır diyenlerin konumunun, aslında 15 Temmuz'un bir yerde de yanında yer almak olduğu" gibi sözlerin sarf edilmesi...
Kamu oyu araştırmaları, içinde bulunduğumuz günlerde hayır oylarının, evet oylarından önde olduğunu gösteriyor. Hükümet yetkililerinin gösterdiği tavır ve bazı beyanatlardan da bunu kolayca anlıyoruz.
Hükümet elinde bulunan imkanlarla hayır kararında olan ya da kararsız yurttaşlarımız üzerinde nasıl baskıcı yeni propaganda yöntemleri geliştirecek, uygulayacak; merakla bekliyoruz.
***
VARLIK FONU
Olağanüstü Hal Uygulaması var ve ülke Cumhuriyet tarihinin bir miladı olacak 16 Nisan Referandumuna giderken, tepeden inme bir kararla Hükümet Varlık Fonunu uygulamaya soktu.
Türk Hava Yolları, Ziraat Bankası, Halk Bankası, BOTAŞ, PTT, Türkiye Petrolleri, Borsa İstanbul, Eti Maden, Çay İşletmeleri gibi Kamunun göz bebeği, kâr eden iktisadi kuruluşları, ani bir kararla "Türkiye Varlık Fonu AŞ" diye adlandırılan fona aktarıldı. Bunun yanında Devletin elinde bulunan "2 MİLYON METRE KARE" taşınmaz yine bu fona devredildi.
Dünya'da böyle fonların örneği var mı?.. Evet var, ama hangi ülkelerde? Bütçesi fazlalık veren, deyim yerindeyse "Bütçesinde paranın dolup taştığı" Norveç, Çin Halk Cumhuriyeti gibi ülkeler; ayrıca Katar, Suudi Arabistan gibi petrol zengini ülkeler.
Türkiye'nin Ekonomisi belli; gırtlağına kadar borçlu; bütçe de her yıl açık veriyor. Varlık Fonu kurmaktan amaç, Hükümetin "Bütçesi" dışında, ayrı, üstelik denetimsiz bir bütçe yaratmak. Ülkenin ekonomi geleceği için son derece riskli ve tehlikeli bir uygulama.
Türkiye Varlık Fonu AŞ'nin tüm uygulamaları Devletin denetiminin dışında... Sayıştay denetleyemeyecek, TBMM'nin bu fon üzerinde Bütçe Görüşmesi ve denetimi gibi hiç bir hakkı yok! Akıl alır gibi değil...
Benim başında bulunduğum, şahsi menfaatlerimizden önce Devletin menfaatlerini düşünüp, "tüyü bitmemiş yetimin hakkını gözeterek" kuruşuna kadar ödeyerek, her yıl Denizli Vergi Sıralamasında ilk 50 ile ilk 100 arasına giren iki firmam var. Herhangi bir konuda karar alırken, diğer arkadaşlarımıza danışırım; bir arkadaşımız evrakı hazırlar, müdürlerimizden biri kontrol eder ve bana açıklar. Çok önemli konularda ise gerek bünyemizde gerekse dışarıdan hizmet aldığımız Mali Müşavirimize danışırız, daha da olmadı Yeminli Mali Müşavirimize sorarız. Tüm bunlardan sonra ben karar verir ve uygunsa imzalarım. Yeni benim iki küçük firmamda bile çok ciddi bir DENETİM vardır.
Demem odur ki "Varlık Fonu" gibi bir uygulama, çocuk yaşlardan beri ticaretin ve ekonominin içinde bulunan, Dış Ticaret yoluyla yirmiye yakın ülke ile çalışan bir girişimci "Yurttaş" olarak hiç mi hiç içime sinmiyor!
16 Nisan 2017, Referandumda "HAYIR" oy pusulası "KAHVERENGİ", kahveyi de Halkımız pek sever; HAYIR, HAYIR, HAYIR!