Genel saptama
Hangi açıdan bakarsak bakalım 7 Haziran 2015 genel seçimi birçok açıdan öğretici olmuştur.
Halkımız tercihlerini ne kadar doğru yaptığını ortaya koydu.
Bir bölüm yerel aydınlar, entelektüel geçinenler halkın tercihini yanlış bulsa da “hırsızlara, uğursuzlara hala oy veriyorlar”, “bu halktan bir b.k olmaz” söylemini dillendirseler de halkımız kendisini ulaşıldığında ne kadar doğru karar verdiğini Denizli pratiğinde gördük.
Denizli’de genel seçimde tüm partiler açısından önemli gelişmeler oldu.
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) genel iktidarın, büyükşehir yönetiminde bulunmanın verdiği tüm kamusal olanakları kullanmaları…
Üstüne ek olarak bakan feşitizmi yaratılarak geliştirilen baskılar, şımarıklık, kabalaşmalar, kibirlenmeler, seçmeni aşağılamalar…
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) adaylar arasında gerçekleştirdiği demokratik yarış… Uzun yıllardır değişik noktalarında düğümler atılmış örgütlerde düğümlerin çözülmesi ile başlayan kan dolaşımı partililerde silkinmeyi sağlamış, coşkuyu yükseltmiş, umut aşılamıştır. Yapılan ön seçimde parti üyelerinin verdiği doğru karar; ortaya çıkan liste…
Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) her zaman olduğu gibi durağanlığı seçmesi, örgütlerinde kan dolaşımının sağlanmasını önlemesi…
Halkların Demokratik Partisi (HDP) ilk kez parti olarak seçime katılması, yalnızca Kürtleri değil, sosyalistleri kucaklaması Denizli’de kabuğunu çatlatmak üzere binlerce tohumun olduğunu ortaya çıkardı.
Partilerde yaşanan bu değişimler seçmeni bir yerleri sürükleyeceği belliydi.
Seçmen ve partiler nerelere sürüklendi
7 Haziran 2015 genel seçiminin kaybedeni AKP’dir. Ekonomi Bakan Zeybekçi olmuştur. AKP’liler iktidarda olmanın verdiği özgüven ile seçmen üzerine abandılar. Görgüsüzlüklerini “bakan” üzerinden kamuya aktardılar.
Kadim Anadolu kültüründe görgüsüzlüğün yeri yoktur. Açıktan belirtmese de görgüsüz davranışları onaylamaz. Onaylamadığı için AKP’nin oyları Denizli’de en düşük seviyeyi inmiştir.
Bakanım diyerek bir kenti –kamu kurumları, iş dünyası, medya- teslim alınsa da halkımızın sağduyusunu teslim alamıyorsun. AKP ve bakanın kaybetmesinin diğer öğesi Cumhuriyet Halk Partisi’nin adaylarını ön seçimle belirlemesidir. Yapılan ön seçim ile uyuyan dev örgüt uyanmış, mobilize olmuş AKP’nin talancı, rüşvetçi, kayırmacı, kumpasçı, entrikacı yönetim biçimini toplumun en uç noktalarını ulaştırmıştır.
MHP durağanlığı temsil ettiği için geçiyoruz.
Denizli’de kabuğunu kırmak üzere olan binlerce tohumu temsil eden HDP önemsenmelidir. HDP’nin il düzeyinde aldığı oy dağılımına baktığımızda neden önemsenmesi gerektiği ortaya çıkar. Partinin aldığı oyların yalnızca etnik kökene dayalı olmadığı, endemik çiçek konumuna düşen sosyalistlerin ortaya çıkmasına sağlamıştır.
HDP’nin aldığı oylar CHP’liler tarafından irdelenmelidir.
CHP’nin Denizli’de birinci parti olmasının yolu HDP’ye oy veren sosyalistleri kucaklaması ile mümkündür. Bu insanlar yurtseverdir, beklentileri ülkelerinin “çağdaş uygarlık düzeyine” ulaşmasıdır. CHP’nin yerel örgütlerinin görevi kendini sosyalist olarak tanımlayan yurtseverleri CHP ile buluşturmak olmalıdır. AKP genel seçim sürecindeki yenilgisinin derinleşmesi, talancı, rüşvetçi, kayırmacı, kumpasçı, entrikacı politikalarının tamamen püskürtülmesi anılan bütünleşmenin sağlanmasından geçer. Seçim sonuçları bunu ortaya koymaktadır.
Köprünün altından çok sular aktı mı?
2019 genel ve yerel seçimleri süreci öncesinde birçoğumuz “köprünün altından çok sular aktı” diyebilir. Akan sular farklı mecrada akıyor. AKP’yi selin önünün de sürüklenen “öz” gibi kontrolsüz şekilde aşağıya doğru sürüklemektedir. Ak Parti’nin sürüklendiği durum CHP yerel yöneticiler tarafından doğru okunursa: okuma muhafazakâr, FETÖ’cülerle uzlaşma olarak değil de kentin sosyalistleri, ilericileri, liberalleri, çağdaş yaşama benimsemiş sıradan insanları üzerinden olursa AKP önce belediyelerden, sonra genel iktidardan uzaklaştırıla bilecektir.
Bu nedenle 7 Haziran 2015 genel seçimi sonuçlarını doğru okumayı sürdürmeliyiz.