EKONOMİ VERİLERİ DOĞRU VERİLMELİDİR
Parti kongrelerinde milletimizin gözüne baka baka IMF’ye 23,5 milyar dolar borcun ödendiğini söylüyorlar. Kongreye çeşitli yöntemlerle toplanarak gelenler de alkışlıyorlar. 2002-2013 döneminde IMF’ye olan borçlar ödendi. Fakat diğer taraftan artan borçların ne kadar olduğunu söylemiyorlar. Dış borçlar 250 milyar doları geçti. Yani küçük bir miktar borç bir tarafa ödenirken, diğer taraflara olan borçlarda 10 kat arttı. Benzer söylemler ile seçim propagandası yapılmaktadır.
İLKELİ DIŞ POLİİTİKA UYGULANMALIDIR
Geçmişten günümüze tüm darbelerin ve darbe girişimlerinin arkasındaki ülkenin ABD olduğu bilinmektedir. Kıbrıs’ta Türklerin yok edilmesine karşı verdiğimiz mücadele de ambargo uygulayan ve uyuşturucu gerekçesiyle ülkemizde haşhaş ekimini kısıtlamak isteyen ABD, Tarih sayfalarında yer almıştır. Zamanın Başbakanı Merhum Bülent Ecevit ABD’nin girişimlerine direnç göstermişti.
1984’ten bu yana terörle mücadelemizde Bölücü Terör Örgütünü destekleyen ve Suriye’de ki Bölücü Terör Örgütlerini ordulaşmaya götüren ABD’nin olduğu, tarih sayfalarında yer almıştır. ABD’nin müttefikliği sorgulanır hale gelmişken, Müslümanların önemli bir gecesinde Müslüman bir ülkeye yapılan füze ve hava saldırısını onaylamak ve alkışlamak ilkeli bir dış politika değildir.
KURUMLARIN SİYASALLAŞMASINDAN KAÇINMALIDIR
Cumhuriyetin temel felsefesinin kolonlarından olan ordu, eğitim ve istihbarat teşkilatı ile milletimizin manevi duygularının vücut bulduğu camiler siyasetten uzak tutulmalıdır. TSK mensupları, taşıdıkları üniformanın hassasiyetini korumalıdırlar. Özellikle üst yönetici konumdakiler, önce kendileri özen göstermelidir. Disiplinin devamlılığı ve toplumun güveni açısından önem arz etmektedir.
Eğitimde bilimsellikten uzaklaşarak, konjonktürel duruma göre vaziyet almanın sonucunda, bilim ve teknolojide dibe vurmamıza neden olmaktadır.
Köyleri ziyaret edecek bir vekilin, Belediye Başkanı aracılığıyla muhtarlara talimatıyla caminin ses yayın cihazından duyuru yapılarak vatandaşların katılmaya yönlendirilmesi, ortak manevi mekânların da siyasi maksatlı kullanıldığını göstermektedir. Önünde Milli olan kurumlarımızın özde milli kalmalarına özen göstermeliyiz.
SORUMLULUK ALMAK DURUMUNDAYIZ
Yanlış uygulamalardan kaçınarak, toplumumuzu geleceğe yönelik taşımalıyız. Toplumumuzu kaynaştırıcı, birleştirici ve uzlaştırıcı söylemler ile yönlendirmek durumundayız. Ötekileştiren, kutuplaştıran ve hakaret edici söylemleri bir oy alma yöntemi olarak kullanmamalıyız. Toplumumuzun tüm kesimlerini kucaklayan, kardeşçe yaşamı, özgür düşünceyi, refahı, güveni ve mutluluğu esas alan gayretler içerisinde olmalıyız.
Bu duygu ve düşüncelerle “Demokrasi” temelli çıktığımız yolda, talip olduğumuz görevde, teveccüh gösterildiği takdirde, bilgi birikimimizi ve tecrübelerimizi son nefesimize kadar, güzel memleketimizin güzel insanlarına, güzel günler için kullanacağız…