“Kırsalda çığ gibi büyüyen birçok sorunun ötelendiğini, günü birlik çözümler ile içinden hiç çıkılmaz hale geldiğini görüyor musunuz?”
6360 sayılı yasa ile 5216 sayılı Büyük Şehir Belediye Kanunu’na tabi 30 yeni il eklenmiş ve büyükşehir tanımı yeniden yapılmıştı.. 442 Sayılı Köy Kanunu’nu adeta lav eden bu yasa ile köyler, kasabalar mahalle statüsü ne geçirilmiş, ilçe belediyeleri de ilçe sınırı ile büyükşehre her açıdan bağlanmış, il özel idareleri de kaldırılmıştı.
Bu şu demekti yerinden yönetim anlayışını terk ederek merkezden yönetime geçiş yapılmış, kendine yeter halde olan köyler, kasabalar ve ilçeler büyükşehir belediye başkanlarının ve il meclisinin inisiyatifine bırakılmıştır. İmara açılacak alandan tutunda vergi gelirine hepsinde merkez yetkili ve de merkez karar organı olduğu için de sorunun çözümleri günü birlik veya siyasi parti tekellerine geçmiştir.
2006 yılında Denizli İl Emniyet Personel Müdürü olarak görev yapan Metin Bey’in tam da dediği noktada en büyük problem kırsalda güvenlik olduğu artık su götürmez bir gerçek. Bunun ardında yatan yabancılara arazi satışı ve de mahalle muhtarlığının yetkisizliği gösterilebilir. Kendi köyüm için bamyadan kavuna, üzümden kiraza, mezar giriş kapılarından, bağ evlerinin pencerelerine, kovandan kazana… kadar çalınmadık pek bir şey kalmadığını söylersek hata etmiş olmayız diye düşünüyorum.
Oysa 442 Sayılı Köy Kanunu içinde Jandarma kadar yetkili olan “köy korucusu” arazilerin korunması, söz konusu arazide gerçekleşen hayvan otlatma ve benzeri sorunlarda uzlaşma merkezi olarak da “köy koruma başkanlığı” yer alıyordu. Bugün bağlarımızda, tarımsal faaliyetin sürdüğü tarla ve de bahçelerde iznimiz olmadan keçi veya koyun sürüleri otlatılması olağan bir durum halini almaya başlamıştır. Oysa hayvan sayımı talebi, mera ıslahı talebi… ilçe tarım müdürlüklerine muhtar aracılığı ile yapılabilmektedir. Ve hayvancılık yapanların ve mera, yaylak ve kışlak dışında kalan alanlarda otlatma yapılması yasaklanmakta, cezai işlemde uygulanmaktadır. Ama nasıl?
“Şikâyetçi var mı? Gören var mı? Kaç kişi…” bu soruların muhatabı olan kişi ya da kişiler şayet şikâyetçi olmayı bağımı doğrar, bahçemi söker… korkusu ile yapmıyor veya yapamıyor ise yapanın yaptığı yanına kar kalıyor!
Metin Müdürümün ifade ettiği her mahalleye bir karakol bu korku imparatorluğunun kaçınılmaz bir sonucu olarak ne vakit gelir derseniz pek yakın bir gelecekte diyebilirim.
Eskimiş su tesisatı sebebiyle patlayan suların yapıldıktan birkaç gün sonra tekrar patlamasına ne demeli? Ya ihbardan günler sonra gelen personele? Su fakiri bir ülkenin tatlı ve içme suyunu boşa harcayacak lüksü var mıdır?
Kaç bin km yol yapıldı? Merkeze de bağlanmış hazır… Hizmet gelmeyen yolları neylemeli? Toplu taşıma araçları küresel ısınma… çevre kirliliğini, azaltmak gibi pek çok sebeple özendirilmesi gerekirken ben köyümden merkeze günde tek bir sefer ile gidebiliyor ve de dönüşümü de o sefere ayarlama yapmaktan başka çarem yoksa o yollar neden var söyler misiniz? Hepsini geçelim merkeze yakın eski köylere veya kasabalara sefer düzenleyen büyükşehir belediyesi buraya neden sefer düzenlemiyor?
Şu dillerden düşmeyen cümleyi yazalım; “ Ezan dinmez vatan bölünmez” sahiden de öyle mi? 442 Sayılı Köy Kanuna göre ihtiyar heyetinin olağan üyesi olan imamlar var bir de.. misal 4 camisi taş çatlasa 15 cemaati için 4 imamı/müezzini olan köyümde cemaat imamsız kalma korkusu ile çoğunlukla vakit namazlarına gelmeyen veya özellikle de sabah ezanlarını okumayan imamları Allah’a havale ediyor olabilir mi? Şikâyet edilelim de gidelim veya “işlerine gelirse mantığındaki imamlar hakkında tutanak tutmayan muhtarları ve cemaati de ben kınıyorum… Sahi ya, camilerin altı olan dükkânlar cami altı olduğu için müftülüklerin denetiminde de bu imamlar, şu avlular, …o WC kimin? Örneğin; cami cemaati neden kendi arasında para toplayarak, sadece pazara gelen esnaftan toplanan ile çevre temizliği yapmak zorunda olan emekçi kadınımıza benim köyümde aylık 80 TL karşılığında o cami içindeki WC temizletiyor? Türkiye Ayasofya’yı ibadete açınca imana gelmiyor kırsala bakın efendiler kırsala!
Demek ki neymiş merkezden yönetimle hiçbir şey doğru düzgün gitmiyor aksine imamla cemaat, çiftçi ile tarım kredi kooperatifi…halk ile kolluk kuvvetleri karşı karşıya geliyormuş.
Kentte göçün engellenmesi konusunda hemfikir isek sağlıktan ulaşıma, tarımdan eğitime her alanda kırsalda yeniden yapılanmaya ihtiyaç vardır. Orman köy veya kırsal köy olmak yetmez! Yerinden yönetime geçmek şarttır.
n.aydemir
13 Ekim 2021 Çal-Denizli ( [email protected])