Adana’nın Aladağ ilçesinde 11’i çocuk 12 kişinin yaşamını yitirdiği yurt yangınıyla ilgili, Eğitim-İş’in ilk günden bugüne takip ettiği davanın karar duruşması Kozan Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme heyeti 8 sanığa, 8 yıl ile 12 yıl arasında değişen hapis cezaları verdi.
Eğitim-iş Denizli Şubesi
Başkanı Namık Kemal Aydoğan, ‘‘Genel Başkanımız Orhan Yıldırım, Genel
Sekreterimiz Ebru Sungar, Genel Merkez Hukuk Bürosu Avukatı Burak Sabuncu,
Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş Örgütlenme Sekreteri Hasan Kütük, Adana 1
No’lu Şube Yönetim Kurulu Üyeleri, Adana 2 No’lu Şube Başkanı Erkan Şenol ve
Yönetim Kurulu Üyeleri, Kahramanmaraş Şube Başkanı Ahmet Kürtül ve Yönetim
Kurulu Üyeleri, Kozan İlçe Temsilcilik Başkanı Halil Mazlumoğlu ve çok sayıda
üyemiz davayı takip etti.’’ dedi.
Eğitim-iş Genel Başkanı
Orhan Yıldırım kararın açıklanmasının ardından yaptığı açıklamada, ölümlerde
birincil derecede sorumluluğu olan kamu görevlisi sanıklar hakkında beraat
kararı verilmesine tepki gösterdi. Her ne kadar istenilen sonuç alınamasa da
sonucun alınmasında en büyük payın, faciada yaşamını yitiren çocukların
aileleri olduğunu vurgulayan Yıldırım, “Tüm tehditlere ve baskılara rağmen
yılmadan adalet mücadelesi veren ailelere ve baro avukatlarına teşekkür
ediyorum. Bizler burada onlara sadece destek olduk. Asıl savaşı kazanan,
üzerinden rant elde etmek isteyen tarikatlara ve cemaatlere boyun eğmeyen
ailelerdir” diye konuştu.
Aladağ faciasının
kamusal ve laik eğitimin yok edilmek istenmesinin bir sonucu olduğunu
vurgulayan Yıldırım, “Bizler, öğrencilerimize, geleceğimize, laik, bilimsel,
çağdaş, parasız ve kamusal eğitime sahip çıkmaya devam edeceğiz. Çocuklarımızın
geleceği ve yaşamı her şeyden önemlidir. Siyasi hesaplar peşinde koşanların,
çocuklarımızın hayatıyla oynamalarına asla izin vermeyeceğiz” dedi.
Davayı Aladağ’da takip
eden Eğitim-iş yönetici ve üyeleri mahkeme sonrası kısa bir yürüyüş
gerçekleştirdi.
Aydoğan, ‘‘Eğitimiş
Denizli şubesi olarak bu ve benzeri gelişmeleri Denizli’de de takip etmekteyiz.
Çoğu yasal dayanaktan yoksun olan yurtlarımızda çocuklarımız kontrolsüz ve
denetimsiz ortamlarda barınmakta, sözde dini eğitim altında Türk Milli Eğitim
sisteminin amaçları dışında eğitilmektedirler. Çocuklarımız farklı
mağduriyetler yaşamakta, istismara uğramaktadırlar. Ailelerimiz daha iyi bir
eğitim almaları beklentisiyle bu yurtlara çocuklarını teslim etmekte,
denetimsizliğin getirdiği usulsüz eğitim yöntemleri ile çocuklarının aile
bağlarının koptuğu da görülmektedir.’’ dedi.
Aydoğan, ‘‘15 Temmuz
benzeri tehlikelerle bir daha karşılaşmamak için bu yurtlardaki denetimlerin
daha düzenli yürütülmesini bekliyoruz.’’ ifadelerini kullandı.