Altınbaş Yayınları tarafından yayımlanan “50 Soruda”
dizisinin ilk kitabı, teknolojinin gerek işleyişini gerek ekonomik ve toplumsal
sonuçlarını 50 soruda anlatmayı hedefliyor.
Kitabıyla ilgili bilgi veren Prof. Dr. Kozanoğlu,
"Gündelik hayatta sık sık karşılaşılan 'Endüstri 4.0', 'blockchain',
'yapay zeka' gibi kavramları yalın bir dille ele aldım ve'Yapay Zeka İnsanlığa
Neler Vaat Ediyor?','Endüstri 4.0 Her derde deva bir çözüm mü?',’Blockchain
teknolojisinin önemi nereden kaynaklanıyor?','Kripto paralar salgın
hastalıklara benziyor mu?','Sürücüsüzü arabalar trafik sıkışıklığına çözüm
mü?','Dijital ekonominin kazananları kaybedenleri kim olacak?','Eğitim sistemi
teknolojik değişime ayak uydurabiliyor mu?', 'Nöroteknoloji ile aklınızdan
geçenleri okumak mümkün mü?' gibi pek çok soruya cevap vermeye çalıştım"
diye konuştu.
PEK ÇOK KAYNAKTAN FAYDALANILDI
Kitabı yazarken geniş bir literatür izlemeye çalıştığını
ileten Prof. Dr. Kozanoğlu, “Özellikle bu teknolojinin üretildiği ülkelerde
bununla ilgili çok ciddi yayınlarda var. Bunu dışında hem internet ortamında
teknoloji konularında tartışmalar, sunumlar, TED konferansları, teknoloji
temelli konuşmalar çok yaygın hem de dergiler özel sayılar yapıyor. Ayrıca
konuyla ilgili yayınlanan kitaplar var. Türkiye’de de bunun çeşitli örnekleri
var. Ben de bir sosyal bilimci olarak bütün yaptığımız ekonomik, sosyolojik
analizlerde teknoloji değişimlerinin göz önüne alınması gerektiğini düşünüyorum”
ifadelerinde bulundu.
Dünyanın çok hızlı bir teknolojik değişimden geçtiğini
söyleyen Prof. Dr. Kozanoğlu, “Tarım toplumuna geçiş, sanayi devrimi binlerce
yıllık süreçler. Elektronik devrim onlarca yıllarla ifade ediliyor. Şimdi
içerisinden geçtiğimiz dijital dönüşüm aylarla ifade edilecek. Ben kitabı
bitirdikten sonra aradan geçen zaman diliminde kaçırdıklarım olmuş mudur
kaygısını yaşıyorum” dedi.
“TEKNOLOJİYİ ANLAŞILABİLİR BİR ZEMİNE TAŞIMAYA ÇALIŞTIM”
Bu kitabı hazırlarken kendisi için ortaya çıkan avantaj ve
dezavantajlardan söz eden Prof. Dr.
Kozanoğlu şöyle devam etti:
“Dezavantajı şu; sosyal bilimciler yapay zeka konusunda,
robot geliştirmeleri konusunda iddiaları, tezleri olacak kişiler değil, yani
ben değilim. Meraklı bir öğrenen sıfatıyla okudum, inceledim ve kitabı kaleme
aldım. Avantajı ise şu; teknoloji ile ilgili bir metin yazmak anlamında amatör
olduğum için kendi anlayabileceğim bir dille yazmaya çalıştım. İnanıyorum ki
okuyucu açısından kolay anlaşılabilir bir dil oldu. Farklı sosyolojik konular,
teknolojik değişimlerin sonuçları bakımından ele alındı. Teknolojik
gelişmelerin sosyal sorunlar üzerindeki etkileri değerlendirildi. Örnek olarak
işsizlikten bahsedebiliriz. Özetle metinlerin ulaşılabilir ve sade olduğunu
söylemek mümkün. Zaten teknoloji insanların anlayamayacağı bir sır değil. Ben
de bunu anlaşılabilir bir zemine, tartışılabilir bir boyuta taşımaya çalıştım.”
"NEWTONLAR OLMASAYDI BUGÜN SİLİKON VADİSİ DE
OLMAZDI"
Teknoloji değiştikçe eğitimin de buna uyum sağlaması gerektiğine
değinen Prof. Dr. Kozanoğlu, öğrencilere de teknolojiye ayak uydurabilecek
donanımın kazandırılması gerektiğini ifade etti. Kozanoğlu, “Doğrudan doğruya
öğrenciye robot nasıl yapılırı öğretmek yerine, bilim nedir sorusunun cevabını
vermek gerekir. Bilim demek soyutlayabilmek demektir. Bu alanda en başarılı, en
zeki kişilerin çalışması gerekir esasında. Matematik, fizik, kimya gibi
alanlarda en yetenekli gençlerin bulunması gerekir. Fakat ne yazık ki maddi
kazanım anlamında getirisi olmayan bölümler gençler tarafından seçilmiyor.
YÖK’ün teşvik anlamında çalışmaları oldu ama büyük sonuç vermedi. Temel bilim
alanlarında boşluklar doldurulmalı. Bu çok önemli bir açık ve ihtiyaç. Bilim
merdivenler gibi basamak basamak ilerler. Bu sebeple açıklar kapanmalı. Newtonlar
olmasaydı bugün Silikon Vadisi de olmazdı” diye konuştu.