Değerli Dostlarım, Yurdumun Güzel İnsanları,
Bu yazıyı kaleme alırken çok düşündüm. Yazayım mı? Yazmayayım mı? Diye
Ama yazmalıyım dedim. Bunu bir vazife olarak da gördüm. Neden mi?
Son günlerde Koronavirüs yüzünden örgün eğitime ara verilmesi ile internet üzerinden uzaktan eğitime başlandı.
Başlandı başlanmasına ama alt yapı sıkıntıları bir yana yapılan gaflar ise cidden hepimizi üzmüştür.
1986-1993 yıllarında akademik kariyer yaptığım Gazi Üniversitesi Fen Edebiya t Fakültesi’nin Dekanı’nın geleceğimizin teminatı kız öğrencilerimiz hakkında hepimizin malumu sosyal medyada sarf ettiği sözler...
Bu utanç verici tasvip etmediğim söylemleri yeniden tasvir edip kız evlatlarımızın onurlarının bir kez daha rencide edilmesine gönlüm razı olmaz!
Aslında bu ilk değildi. Selçuk Üniversitesi’den bir ilahiyatçı bölüm başkanı profesörün kadınlarımızın giyimlerine istinadencanlı yayında yapmış olduğu tacizi savunan sözleri de tepki çekmişti!
Bir başka akademisyen deAy Yıldızlıvoleybolcu Filenin Sultanları kızlarımıza dil uzatıyordu.
Anadolu Üniversitesi rektörüsayın ErtenÇomaklı öğrencilerle sosyal medya üzerinden söyleşi yaparken öğrencilere karşı sarf ettiği sözler büyük tepki toplamıştı!
Bir kaç gün sonra sağlık nedenlerini mazeret göstererek istifa etmesi bir çok çevre tarafından da manidar bulunmuştu. Rektörün beyin istifasından sonra bazı yapmış olduğu atama ve işlemlerin iptal edildiğini de basından öğrendik!
“Kötü söz tasvir sahibinin niyetini ve karakterini yansıtır!” derler atalarımız.
32 yıllık akademik hayatımda bu ve benzeri davranışlara çok şahit olup üzülmüştüm: “Öğrenci milleti bunlar ne olacak!”, “işleri güçleri yalakalık, laubalilik dersten geçmek için!” gibi sözlerin sahipleriyle mücadele ettim.
Yanlış anlaşılmasın mücadelem davranışsaldır. Akademisyenlik hayatım boyunca kendime şunu düstur edindim; “Eğitimde başarının sırrı öğrencilerinizi evlat bilmelisiniz!” İnsan üzerine titrediği evladına nasıl özen göstererek davranıyorsa öğrencilerine deöyle davranmalı!
Öğrencilerimi(evlatlarımı) her zaman milletimin geleceğe taşınacak bir emaneti olarak gördüm. Dili, dini, ırkı, etnik kökeni ne olursa olsun hepsine eşit mesafede ve eşit yaklaşımda oldum.Sosyal medya portallarında bana“Baba Hoca!” diyorlarmış!
Onların sosyal, ekonomik kültürel, kariyer planlamaları gibi yardım taleplerine gece gündüz cevap verebilmek için hepsine GSM numaramı vererek her an iletişimde oldum. Birçok öğretim üyesinin aksine! Evlatlarıma(öğrencilerime) her zaman değer verdim ve saygı duydum. Onların yetişmesinde ömrümün sonuna kadar çabalarımı esirgemeyeceğim. Eğitimcinin emeklisi olmaz, mezarda bile olsa!
Üniversite Araştırmaları Laboratuvarı Kurucusu ve Direktörleri Prof. Dr. Engin Karadağ ve Prof. Dr. Cemil Yücel, yaklaşık 18 bin lisans öğrencisi üzerinde yaptığı bir çalışmada, uzaktan eğitimde başarılı olan devlet ve vakıf üniversiteleri sıralandı.
Abdullah Gül, Çanakkale 18 Mart, İzmir Yüksek Teknoloji, İskenderun Teknikve ODTÜ devlet üniversiteleri başarılı olurken, MEF, Beykoz, Acıbadem, Yaşar, Özyeğin ve Bilkent vakıf üniversiteleri arasında uzaktan eğitimde başarılı oldukları tespit edildi.
Ayrıca araştırmada öğrencilerin
yüzde 35iuzaktan eğitimden
memnun olurken, İçerik ve materyallerin orijinal olmadığını düşünenler yüzde 53, dersin anlatımından memnun olmayanlar yüzde 51,
İnterneti olmayan yüzde 66, Bilgisayar / tablet olmayan yüzde 63,Uzaktan
eğitimde ses ve görüntüden memnun olmayanlar yüzde 48olarak
tespit edilmiştir.
Değerli Dostlarım,
Denizliekspres’te bu köşemde daha önce yazdığım “Koronavirüs ve Uzaktan Eğitim” başlıklı yazımda da belirttiğim gibi, akademik hayatı yöneten idarecilerin uzaktan eğitimi çağın gereklerine (müfredat, bilişim alt yapı, erişe bilirlik vs) uygun hale getirmek için acil eylem planları hazırlayıp bunları hayata geçirmeleri gerekmektedir!Zira Koronavirüs tedbirlerinin daha ne kadar süreceği kimse tarafından kestirilemiyor!
Devlet büyüklerimden istirham ediyorum. Devlette atama yapılırken özellikle idareci kadrolarına, liyakat esasına göre atamalar yapılması, ayrımcılık ve kayırmacılık yapılmamasıdır.
Zira liyakatsız idarecilerin yapmış oldukları yanlış icraatlar da onları atayan devlet büyüklerine fatura edilmekte, toplum ve kamu vicdanında ise ciddi rahatsızlıklar oluşturmaktadır.
Bu vatanın sahibi olan 83 milyon vatandaşımız için yaşanılacak ve yaşatılacak o kadar güzellikler var ki, zaman birlik ve beraberlik içinde olma zamanıdır. Ayrışma zamanı değildir! Eğitim kurumlarımızı mükemmelleştirme zamanıdır.
14.05.2020
Doç. Dr. Şevket CİVELEK