Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba diyerek tarımın ve hayvancılığın nabzını tutmaya devam edelim istiyorum.
Ülkede yaşanan ekonomik krizin bir sonucu olan işsizlik, hemen hemen herkesin gündemini işgal eden en önemli sorunların başında geliyor. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemir’li ulusal gazetelerden birine verdiği demeçte işsizlik ile ilgili şöyle diyor;
“ …Gidip şehirlerde AVM’lerde çalışacağınıza, güvenlikçi olacağınıza durun bulunduğunuz yerde kalın. Bulunduğunuz yerde topraktan AVM’de kazanacağınız maaştan çok daha fazlasını kazanırsınız…”
Sayın Bakan’ın sözlerine katılmamak içten bile değil, değil de yine aynı bakanın başında bulunduğu bakanlık sürdürülebilir bir tarım ve hayvancılık için; neler yapıyor, ne üretmeli veya nasıl üretmeli, gençlerin kırsalda kalması için nasıl önlemler alıyor, teşvik ve desteklemeleri yeterli mi? …soruları da yanıt bekliyor. Tıpkı mevcutta tarım ve hayvancılık yapan bizlerin yaşadığımız sorunları; mazotun litre fiyatına neredeyse her ay gelen zamlar, gübre ve yemlere gelen zamlar..tohumlara gelen zamlara karşın üretilen ürünlerin fiyatındaki dengesizlik ve belirsizlik…Pazarlama, ilaçlamasız yapılamaz hale gelen kültür tarımı gibi.
Biraz da rakamlarla bakalım, 2002 yılında ortalama 41 milyon hektar olan tarım arazisi varlığı 37 milyon 500 bin hektara düştüğü gerçeği ile karşı karşıyayız. Mera ve yaylak sayısının giderek azaldığı, hatta hiç olmayan yerlerde mevcut tarım arazileri üzerinde yapıldığı gözler önünde durmaktayken 4342 sayılı Mera Kanunun 14. Maddesinin 1. Fıkrasının (ı) bendi eklenerek kentsel dönüşüm alanlarında imara açılabileceği ifade edilmiştir. 442 Köy Kanunu yerine 5216 sayılı Büyükşehir kanunu ile köy tüzel kişiliklerinin ortadan kaldırıldığı ve sağlıktan eğitime her türlü hizmetten yoksun bırakıldığı su götürmez bir gerçektir… Tüm bunlar bir tarafa, ülke genelinde 500 yaklaşan AVM sayısı üretim değil de tüketim sektörünün desteklendiğinin en büyük kanıtı değil midir?
Öte yandan, Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Müdürü Fahrettin Poyraz’ın bu ay başında verdiği demecinden yola çıkarak Tarım Kredinin mağazalaşma ile çiftçinin ürettiği buğdayın makarna olarak tüketici ile buluşturacak olması üretici ve tarımsal sanayinin yüzünü güldürecek mi hep birlikte göreceğiz..
Gençlere, kırsalda oturun oturduğunuz yerde diyebilmek için öncelikle sosyal hayatın revize edilmesi gerekliliğini, örneğin; ücretsiz sosyal tesisler, kültürel aktiviteler…zorunlu hizmetlerinde, örneğin; sağlık, eğitim,..doğrudan ulaşılabilir olması gerektiğini, tarım ve hayvancılık kurslarının yaygınlaşması, etüt çalışmalarının yapılması, ar-ge, ekonomik değer ihtiva eden ürünlerin yetiştirilmesinin sağlanması, coğrafi işaretleme, markalaşma, …konularını da hatırlatmak isterim.
Genç işsizlik değil tarımda ve hayvancılıkta gençleri görmek temennisi ile… Cumhuriyet çok yaşa!