Eğitim-İş Denizli Şube Başkanı Namık Kemal Aydoğan din içerikli derslerin seçmeli ders olarak dayatılması konusundaki basın açıklaması aynen şu şekilde;
Bugün burada eğitimi dinselleştirme
faaliyetlerini afet var, salgın var demeden sürdürenlerin, bu kez gözünü
seçmeli derslere çevirmesi nedeniyle toplandık.
Bilindiği üzere 4. Sınıf ve 11. sınıf
arası tüm sınıflarda okuyan öğrencilerin seçmeli dersleri 4-22 Ocak tarihleri
arasında öğrencilerin, velilerin istekleri ve talepleri doğrultusunda
belirlenmesi gerekmektedir.
Bakanlıktan İl Milli Eğitim
Müdürlüklerine, oradan da İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerine, Okul müdürlüklerine
gönderilen talimatta "Kuran'ı Kerim, Peygamberimizin Hayatı ve Temel Dini
Bilgiler derslerinin seçilmesi için ilçe müdürlerine büyük rol düştüğünün altı
çizilmektedir. İlçe Milli Eğitim Müdürlerinin de bu talimatı görev kabul edip,
okul müdürlerine seçmeli derslerde nasıl yönlendirme yapacaklarına dair sunumlar,
videolar bile hazırlamışlardır. Bu yönlendirme öğrencilere pozitif bilimlerle,
sanatla, sporla, yabancı dillerle ilgili derslerin seçimi yerine dini içerikli seçmeli
derslerin dayatılacağını ortaya koymuştur.
Talimatnamelerde bu 3 dersin öğrencilere
zorla dayatıldıktan sonra ilgili STK'ların da sürece katılmasının sağlanması
gerektiğine dair not düşülmesi de, dernek/vakıf maskesi altındaki tarikatların
eğitime yine arka bahçeden sokulmaya çalışıldığının göstergesidir.
Belli ki dayatılan 3 dersten başka
dersleri almayı talep edecek çocuklarımıza yine "bu dersi verecek öğretmen
yok" yalanı, tozlu raflardan çıkarılıp hazırda bekletilmektedir. Bilinsin ki
biz bu filmi daha önce izledik ve mücadelemizle vizyondan kaldırdık! Bu
yalanlarla velilerimizi, öğrencilerimizi belki yanıltabilirsiniz
ama bizi asla! Bu çarpık, samimiyetsiz süreç sonunda,
· Birçok öğrenci okul yönetimiyle ters
düşmemek için bu dayatmalara boyun eğmek zorunda kalmaktadır. Öğrencilerimiz
kendilerine hayati derecede fayda sağlayacak seçmeli dersleri alamamaktadır.
· Velileri müşteri olarak gören bu
zihniyet, onların iradesini de yok saymaktadır.
· Normalde okulların önünden bile
geçmesine izin verilmemesi gereken, sicilleri ağza alınmayacak suçlarla
kabarmış, Cumhuriyet düşmanlıkları, söylemlerinden taşan yobaz topluluklar, STK
adı altında eğitim sistemine enjekte edilmektedir.
· Bu adaletsizlik, okullardaki norm
dengesini alt üst ederek öğretmenlerimizi mağdur etmekte, Din Kültürü Ahlak
Bilgisi öğretmenlerine haksız norm avantajı sağlamaktadır.
EĞİTİMİŞ olarak bu hukuksuz talimatlara
ilk ulaştığımız andan itibaren gösterdiğimiz kararlı tepkiyle, birçok İlçe
Milli Eğitim Müdürlüğüne geri adım attırdık. Şimdi sıra tüm Türkiye'de!
Eğitim-İş olarak uyarıyoruz: Çocukların
zihinsel yönelim ve becerilerine göre bir eğitimden geçmelerini sağlayacak
sistem" lafını dilinden düşürmeyen Sn Ziya Selçuk, başında olduğu Milli
Eğitim Bakanlığında kendi söylemiyle bu kadar çelişen bir uygulamanın nasıl gerçekleştiğini
kamuoyuna açıklamalıdır. Eğer konuşmalarındaki "çağdaşlık" vurgusu
"takiyye" değilse, derhal harekete geçmeli, seçmeli dersleri tüm
okulları imam hatipleştirmenin bir aracı olarak kullanmaya çalışan bu
yöneticilere yönelik idari soruşturma başlatmalıdır.
Altını çiziyoruz: Seçmeli dersi
belirleme süreci, velinin bilgisi dahilinde, öğrenci tarafından yapılır.
Buradaki asıl amaç, öğrencinin kendini keşfetmesi, ilgili olduğu alanda
donanımlı hale gelmesidir.
Türkiye'nin her ilinde konunun takipçisiyiz,
olduğumuzu, mücadelemizi sürdürüp gerekirse hukuki yollara başvuracağımızı ilan
ediyoruz.