Ülke yönetiminde “aldatıldık” “kandırıldık” sözlerini sıkça duyduk. Ergenekon ve Balyoz gibi kumpas davalarında, BTÖ ile çözüm sürecinde, Cemaatin FETÖ olarak tanımlandığı dönemde, Suriye politikasında, Rus uçağının düşürülmesinde “aldatıldık” “kandırıldık” denildi. İtiraz edenlere, farklı öneride bulunanlara tıpkı bu günlerde söylenen ithamlarda bulunuldu. “Başkanlık” konusunda da “aldatıldık” “kandırıldık” denilebilmesi kuvvetle muhtemeldir. Geçmişteki hatalar, yaşanmış yanılgılar dikkate alınarak, farklı görüşlere itibar etmeyerek, farklı görüşleri, önerileri dışlayarak bütün yetkileri “tek adam” da toplamakta ısrar etmek, ülkeye zarar vermektedir. Tıpkı “aldatıldık” “kandırıldık” denilen sonuçlarda yaşandığı gibi.Avrupa’da Türkiye karşıtı İslamofobi politikaya sahip aşırı sağ yükselmektedir. Böyle bir ortamda Türkiye demokrasi ve hukuk devleti imajını yükseltmek durumundadır. Kritik bir ortamda ülkemiz, Cumhurbaşkanlığı sistemi adı verilen anayasa değişiklikleri konusunda referanduma gitmektedir. Anayasa değişikliği tartışmaları, baskıcı politikalar, eğitimde dibe vurmuş göstergeler, terör saldırıları toplumu huzursuzluğa sürüklemektedir. Referandum, ülkemiz açısından ”Evet-Hayır” arasına sıkıştırılmayacak kadar önem taşımaktadır.Demokrasiden ve özgürlükçü anlayıştan asla vaz geçmemeliyiz. Modern ve çağdaş ülkelerde demokrasi ve özgürlükler tek adama bırakılmamıştır. Toplumumuz, doksan beş yıllık kazanımları, toplumsal farklılıklarımızı, gelişmiş ülkelerin istikametlerini, ekonomide dünyayla bütünleşmiş yapımızı dikkate almak durumundadırlar. Korkuyla, kişisel çıkar hesabıyla veya mecburiyetten inanmış gibi görünenler; ideolojik veya kişisel çıkarlar yerine ülke çıkarlarını esas alarak ülkemizin daha fazla zarar görmesini engellemek durumundadırlar.Mitinglerde, televizyonda yapılan tartışmalarda, gazetelerde çok yanlış bir üslup ve yöntem kullanılarak insanlar adeta ayrıştırılmakta, kutuplaştırılmaktadır. Yanlış söylemler mevcut ekonomik ve sosyal sorunlarımızı çözülemeyecek noktaya sürükleyebilir. Dış politikayı olumsuz yönde etkileyebilir.Ülkemizin halen maruz kaldığı iç ve dış tehditle karşı iç cephenin sağlam tutulması kaçınılmaz zorunluluktur. Kritik dönemden ancak içeride birlik ve beraberlik içerisinde bulunarak, dışarıda ise uygun ittifaklar ve politikalar uygulayarak çıkabiliriz. Ülkemizin birlik ve beraberliğini bozacak ayrışma ve kutuplaşma söylemlerinden kaçınmamız gerekmektedir. Yürütülecek kampanyada özellikle ülkeyi yönetenler kullandıkları üsluba, yönteme dikkat ederek toplumumuzu ayrıştıracak tutum ve davranışlar ile söylemlerden uzak durmalıdırlar.
Siyaset
Yayınlanma: 10 Mart 2017 - 05:05
AYRIŞTIRICI VE KUTUPLAŞTIRICI SÖYLEMLERDEN KAÇINMALIYIZ
Emekli Tuğgeneral Ünal Karaosmanoğlu'nun köşe yazısını okumak için tıklayınız
Siyaset
10 Mart 2017 - 05:05
İlginizi Çekebilir