Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Tersine beyin
göçünü sağlamak adına Uluslararası Lider Araştırmacılar destek programını
tasarladık. Bu programı daha önce Cumhurbaşkanımız ilan etmişti. İnşallah, biz
şu anda altını dolduruyoruz, yakında çağrıya çıkılacak. Bu program,
araştırmacılara sağlanan imkanlar açısından dünyada yeni ve öncü olma özelliği
taşıyor.” dedi.
Varank, Mimar ve Mühendisler Grubu’nca düzenlenen 3. Ar-Ge
ve İnovasyon Zirvesi’nin açılışında yaptığı konuşmada, bu dönemde Türkiye’de katma
değerli üretim ve teknoloji odaklı bir yapısal dönüşüme ihtiyaç bulunduğunu
söyledi.
Bu dönüşümün; sürdürülebilir büyüme, yüksek istihdam, güçlü
ödemeler dengesi ve düşük enflasyon hedeflerine ulaşmada önemli bir rol
oynayacağını vurgulayan Varank, şunları kaydetti:
“Bu noktadan hareketle milli teknoloji, güçlü sanayi
vizyonuyla yola çıktık. Bürokrasinin azaltıldığı, araştırmacılarımızın,
girişimcilerimizin ve sanayicilerimizin kaynaklara daha hızlı erişebildiği,
çözüm odaklı ve proaktif bir yaklaşım benimsiyoruz. Büyük ideallerimiz, ulaşmak
istediğimiz hedeflerimiz var. Bu hedeflere, yenilikçi politikalarımızın
ekonomik değere dönüşmesiyle ulaşabiliriz. Geçtiğimiz 14 senede, Ar-Ge
harcamaları, Ar-Ge kültürü ve insan kaynağı bakımından ciddi bir mesafe
kaydettik. Milli gelir içindeki Ar-Ge harcamalarının payını ikiye katladık,
özel sektörün Ar-Ge harcamaları içindeki payını yüzde 29’dan yüzde 54’e
yükselttik, insan kaynağı açısından kapasiteyi artırdık ve tam zaman eş değer
(TZE) Ar-Ge personeli sayısını 29 binden 134 bine çıkarttık. Yeterli mi?
Elbette değil, yürüyecek daha çok yolumuz var.”
Varank, Ar-Ge ve yenilik destek programlarını hedef odaklı,
iş birliğine dayalı, uzun vadeli ve yüksek katma değer üretmeye yönelik
yaptıklarını, bu kapsamda Ar-Ge alanında bakanlık, KOSGEB ve TÜBİTAK
aracılığıyla birçok destek ve kolaylık sağladıklarını anlattı.
Ar-Ge ve tasarım faaliyetlerini kendi bünyesinde yapmak
isteyen firmalara “Ar-Ge Merkezi ve Tasarım Merkezi Belgesi” verdiklerini
anımsatan Varank, “Bu belgeye sahip firmalar; vergi indirimi, sigorta prim
desteği, gelir vergisi stopajı ve damga vergisi istisnası gibi imkanlardan
faydalanıyorlar. Şu an faaliyette bulunan 998 Ar-Ge merkezinde 54 bin Ar-Ge
personeli çalışıyor. Bu merkezlerde biten proje sayısı 21 bine ve devam eden
proje sayısı 12 bine ulaşmıştır.” diye konuştu.
“SON 14 SENEDE TEKNOPARKLARA 750 MİLYON LİRA ÖDENEK
SAĞLADIK”
Mustafa Varank, geçen gün kamuoyuna ilan edilen Özgün ve
Milli Helikopter T-625’in Ar-Ge merkezi desteğinden yararlanan bir proje
olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Teknoparklar vasıtasıyla üniversitelerle sanayicileri,
teorik bilgiyle pratiği bir araya getiriyoruz. Faaliyetteki 58 teknoparkta,
yüksek teknolojili ürünler yerli imkan ve kabiliyetlerle geliştiriliyor. Son 14
senede teknoparklara 750 milyon lira ödenek sağladık. Bildiğiniz gibi
teknoparklarda yer alan işletmeler, birçok vergisel muafiyetler ve prim
istisnası gibi teşviklerden yararlanıyor. Bu destekler sayesinde
teknoparklarımızda 5 bin 68 işletme faaliyet gösteriyor, yaklaşık 50 bin kişi
istihdam ediliyor. Bakanlık olarak önümüzdeki dönemde teknopark ekosistemini
daha da güçlendirecek, yeni fikirlerin ve girişimcilerin desteklenmesine
odaklanacağız.
Ekonomimizin bel kemiği olan KOBİ’ler için KOSGEB
aracılığıyla bir dizi Ar-Ge desteği sunuyoruz. KOBİ Teknolojik Ürün Yatırım
Destek Programı'yla teknoloji tabanlı ve ihracata yönelik üretimi teşvik
ediyoruz. Ekonomik kalkınmanın sürükleyicisi olan girişimcilerimizin ve
KOBİ’lerimizin, geleceğe en iyi şekilde hazırlanması için tüm imkanlarımızı
seferber ediyoruz. Bu kapsamda, yeni fikir ve buluşlara sahip KOBİ ve
girişimcilerin geliştirilmesi için fikirden ürün aşamasına kadar gerçekleşen
araştırma, geliştirme ve yenilik faaliyetlerini, teknolojik değeri yüksek
ürünlerin seri üretime geçiş süreçlerini, yurt dışı pazarlara açılmalarını ve
çeşitli finansman kaynaklarına erişim için yapacakları harcamaları
desteklemekteyiz. Amacımız, KOBİ’leri, değişimi izleyen değil, değişimi yöneten
işletmeler haline dönüştürmektir.”
Varank, TÜBİTAK aracılığıyla özel sektöre, üniversitelere ve
araştırmacılara yönelik teşvikler verdiklerini hatırlatarak, "Özel sektör
için TEYDEB, Sanayi Yenilik Ağ Mekanizması ve Bireysel Genç Girişimci Programı
desteklerimiz aktif bir şekilde devam ediyor. Akademik alandaysa;
araştırmacılarımıza proje desteklerimizi ve burslarımızı sürdürürken, teknoloji
transfer ofislerini güçlendirici adımlar atıyoruz.” dedi.
Bilim ve Ar-Ge kültürünün yaygınlaşmasını da çok
önemsediklerini ifade eden Varank, Bilim Merkezi projelerinin bu amaca hizmet
ettiğini, kurdukları merkezlerde, özellikle öğrencilerin bilime olan
meraklarını tetikleyen sergilerle birlikte yaparak öğrenme esaslı bilim ve
teknoloji atölyelerinin bulunduğunu anlattı.
Varank, Kocaeli ve Konya'da projelerin tamamlandığını, bu
projelere toplamda 69 milyon lira destek sağladıklarını, Bursa, Kayseri ve
Elazığ Bilim Merkezleri'ne ilişkin çalışmalarının devam ettiğini, ayrıca yıl
sonunda Üsküdar Bilim Merkezi’nin birinci fazını açmayı planladıklarını, 2019
yılı içerisinde ise Antalya Kepez Bilim Merkezi'ni açacaklarını bildirdi.
“YERLİ VE MİLLİ TEKNOLOJİLER İÇİN BİLGİ, YURT DIŞINDAN
ÜLKEMİZE TRANSFER EDİLECEK”
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, beşeri sermaye olmaksızın
sadece hibe ve desteklerle yapısal dönüşümü gerçekleştirmenin mümkün olmadığını
belirterek, şunları kaydetti:
“Bu noktadan hareketle Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı
100 Günlük Eylem Planı'nda da yer alan iki yeni program başlattık. Sanayi
Doktora Programı, firmalarımızın nitelikli iş gücü ihtiyaçlarını merkeze alarak
tasarlandı. Bu programla doktora eğitimi veren kurumlarla, Ar-Ge ve
yenilikçilik alanında çalışan firmaların ortak projelerine destek veriyoruz.
Bilim İnsanlarımızın Yurda Dönüş Seferberliği Programı ile ülkemiz açısından
stratejik değer taşıyan projelere katkı sağlamak için alanlarında uzman,
nitelikli araştırmacıların ülkemize gelmesini teşvik ediyoruz. Tersine beyin
göçünü sağlamak adına Uluslararası Lider Araştırmacılar destek programını tasarladık.
Bu programı daha önce Cumhurbaşkanımız ilan etmişti. İnşallah, biz şu anda
altını dolduruyoruz, yakında çağrıya çıkılacak. Bu program, araştırmacılara
sağlanan imkanlar açısından dünyada yeni ve öncü olma özelliği taşıyor.
Ülkemize gelen lider araştırmacılar, kendi Ar-Ge ekiplerini
kurabileceklerdir. Ayrıca, yerli ve milli teknolojilerin geliştirilmesi için
akademi ve sanayide ihtiyaç duyulan bilgi, yurt dışından ülkemize transfer
edilecektir. Bu programı hazırlarken diğer ülkelerin aynı maksatla uygulamakta
oldukları programları inceledik. Açıkçası gördük ki bilim ve teknolojide ileri
seviyede kabul edilen ülkeler dahi, araştırmacıları ülkelerine çekebilmek için
ciddi destekler sunuyorlar. Biz de bu rekabet koşullarının farkında olarak
etkin olacağına inandığımız bir program hazırladık. Ümit ediyoruz ki, bu
programla birlikte Türkiye'miz, Ar-Ge alanındaki yüksek dinamizmini,
uluslararası deneyimle bütünleştirerek güçlü bir ivme yakalayacak.”
“81 İLDE 100 DENEYAP TEKNOLOJİ ATÖLYESİ KURACAĞIZ”
Mustafa Varank, geleceğin bilim insanlarını ve teknoloji
girişimcilerini bulmanın, Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesine taşımada en
önemli görevlerinden biri olduğunu ifade ederek, “Çocuklarımızın, benzersiz
olan hayal güçlerini ortaya koymalarını istiyoruz. Deneyap Teknoloji
Atölyeleri, işte tam da bu ülküye hizmet ediyor. Atölyelerde ortaokul ve lise
öğrencilerimizin, robotik, kodlama, nanoteknoloji, siber güvenlik, nesnelerin
interneti, tasarım ve üretim, mobil uygulama ve yapay zeka gibi çeşitli alanlarda
eğitim alması ve projeler geliştirmesini hedefliyoruz.” dedi.
Bu atölyelerde verilen eğitimler ve kazanılan becerilerin,
geleceği inşa edeceğini aktaran Varank, “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı,
TÜBİTAK, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı iş birliği
ile 81 ilde 100 Deneyap Teknoloji Atölyesi kuracağız. İnşallah imzaları da bu
ay sonuna kadar atıp ilk uygulamalara da başlayacağız.” diye konuştu.
Varank, Ar-Ge ve teknolojik yeniliğin en somut çıktılarından
birisinin de sınai mülkiyet hakları olduğunu vurgulayarak, son 16 senede yerli
patent başvuru sayısının 21 kat, yerli patent tescil sayısının 27 kat arttığına
dikkati çekti.
Ulusal patent başvurularında Avrupa’da 7’nci, dünyada
14’üncü olunduğunu ifade eden Varank, “120 bini aşan marka başvurusuyla son 6
yıldır Avrupa’da birinci sıradayız. Yine önemli bir rekabet aracı olan tasarım
başvurularındaysa, Avrupa’da ikinci sıradayız. Sınai mülkiyet başvurularındaki
bu değişim, Türkiye ekonomisinin kaydettiği gelişim ve değişimle büyük
paralellik arz ediyor. Girişimcilerimizin sınai mülkiyet alanında haklarını
korumak için her türlü desteği sağlamaya devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
“SINAİ MÜLKİYET DEĞERLEME ŞİRKETİ'Nİ ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE
FAALİYETE GEÇİRECEĞİZ”
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, Türkiye’nin 1 milyon 600
bin tescile ulaşan bir sınai mülkiyet portföyünün bulunduğunu aktararak,
şunları kaydetti:
“Bir yandan bu birikimi daha da artırmaya çalışırken, diğer
yandan da ticari değere dönüşümünü sağlayacak mekanizmaları kurguluyoruz. Bu
doğrultuda kurulan Sınai Mülkiyet Değerleme Şirketi'ni (TÜRKSMD) önümüzdeki
günlerde faaliyete geçireceğiz. İlgili kurumlarımız eliyle çok sayıda destek
programını hayata geçiriyoruz. Önümüzdeki dönemde stratejik bir yaklaşımla bu
destek programlarının birbirini tamamlayan bir nitelik kazanmasını
sağlayacağız. Hem sanayide aramalı girdilerimizi hem de yüksek ölçekte
tükettiğimiz ithal ürünleri yerlileştirme hedefiyle bir yerlileştirme programı
hazırlıyoruz. Ar-Ge ve Ür-Ge desteklerimizi, yatırım teşviklerimizi bu program
kapsamında sonuç odaklı değerlendireceğiz. Öncelikli ürün gruplarında yerli
üretimi teşvik ederek sadece ihtiyacımız karşılamakla kalmayacak, dünya
pazarlarına yüksek katma değerli ürünler ihraç eder hale de geleceğiz.”
Milli Teknoloji Hamlesi yolculuğunda, sadece bugünün değil,
bundan 5-10 yıl sonrasının teknolojik seviyesini yakalamaya dönük işlerin
öncelikli işleri olacağını belirten Varank, “Yapay zeka, blok zincir, siber
güvenlik gibi alanların her birinde dikkatle takip edeceğimiz eylem
planlarımızı hazırlıyoruz. İnşallah en kısa sürede bunları da kamuoyuyla
paylaşacağız. Bize düşen görevleri sonuna kadar, en iyi şekilde yapmaya
hazırız.” dedi.