Bizim gençlik yıllarımızdaki yani 1980 öncesi, SAĞ ve SOL gazetelerin köşe yazarının makalelerini ve bir de yazarlarını düşünüyorum,bugün ise onların muadilini bile bulamıyorum.
1980 sonrası doğan,ama şaka maka,39 yaşındaki bu gençlere,hangi gazeteyi okuyorsunuz ve bu gazetenin baş yazarı ile Genel yayın yönetmeni kimdir desen cevap alabilir miyiz emin değilim.Çünkü,gazete okuyan kalmadı.Günlük gazetelerin tirajlarından da belli oluyor.
Ulusal gazetelerin reklam ve ilan gelirleri olmasa,çoktan kapanırdı.
Bir de mahalli gazeteler var.Onlarda reklam ve ilan gelirleri ile basın depremine dayanmaya çalışıyorlar.
Gazete köşe yazarlarının aşağı yukarı çoğunu televizyonlardaki açık oturumlarda izliyoruz.
Köşe yazarları burada kora kor,yüksek sesle düşüncelerini ifade ediyorlar.
Bir de bunların gazetelerini almaya ne gerek var! Zaten gazetelerde ucuz değil.Millet ekmek parasını düşünürken,gazete parasını nasıl tedarik etsin?
Vallahi bu konuda mazeret kabul etmem.1980 öncesi (1974 üniversiteyi bitirdim),talebe iken, aylık 250 tl kredi param ile haftalık “Devlet gazetesini” 5 tl alıyordum.Sadi Somuncuoğlu çıkarıyordu. 1974 den sonra Devlet memuru olunca,Kemal Ilıcak’ın Tercümanını, Son Havadis Gazetesini,Hergün Gazetesini her gün alır ve okurdum.
Ahmet Kabaklı,Ergün Göze,Rauf Tamer,Altemur Kılıç,Tarık Buğra,Murat Sertoğlu,Celal Yardımcı,Taha Akyol,Mehmet Barlas’ın yazılarını ezberler gibi okurdum.
Bunlar sadece gazetedeki makaleler idi.Kitaplar hariç.
Sadece Tercüman Gazetesi değil ki;Abdi İpekçi,M.Ali Bitand,Cengiz Çavdar,Çetin Altan,
Çetin Emeç,Uğur Mumcu,İlhan Selcuk,Hasan Cemal,Ali Sirmen gibi gazetecilerin yanında,
SERDAR Turgut,Güngör Uras,Bekir Coşkun,Fatih Çekirge,Hadi Uluergin,Fikret Bila,
Murat Bardakçının yanında,Haşmet Babaoğlu ve Saygı Öztürk’ü de ıskalamadık.
Bu esnada,Murat Bardakçının “Şah Babasını” da okuduk.Saygı Öztürk araştırmacı gazeteci olduğu için,onun kitaplarını da okudum.
Vaz geçemediğim gazetecilerimiz ve yazarlarımızdan,Necip Fazıl Kısakürek,Peyami Safa,
Seyyid Ahmed Arvasi…
Bir kitap okumak isterseniz,sağdan da,soldan da okuyacaksınız.Tek ve hep aynı protein,aynı yağ ve aynı karbonhidrat olamaz.
Her şeyi okuyacaksın,sonra onları özümleyeceksin,yanlışın doğrusu,doğrunun da sebebini bulacaksın.
1985 den sonra özel tv.kanallarının açılması sonrası,açık oturumlarda sevdiğimiz köşe yazarlarını görmeye başladık.Bu hep böyle devam etti.
Yukarıda her birisinin isimlerini yazdığım gazeteci ve yazarlarımızın adı bile bilen gençlerimizin sayıları bir elin parmak sayısını geçmiyor.
İnsanlar öğreneceklerini google’dan öğrenebiliyor.
Konuşma,münazara yok.Yazılanların doğru ya da yanlış olduğu hakkında doğru yönlendirecek bir merci yok.
Ne okuyoruz ne de dinliyoruz.Ne mi yapıyoruz? Herkesin elinde adroid en lüks en marka telefonlar var.Onlarda oyunlar oynuyoruz.Sosyal medya da paylaşımlar yapıyoruz.
Whataap’tan sohbet ediyoruz..
Gençlik sadece LGS’ye ve ÖSS ye hazırlanıyor.
Bilgi yarışmasına gelince,en basit bir bilgide bile zorlanıyoruz.,İşte “Kim milyoner olmak ister” programında gerçekleri görüyoruz.
İlk Ayet;”İkra!” Oku dese de,gazete,roman,hikaye okumuyoruz.Bilgi ile adam olmak değil, üniversite bitirerek ADAM olacağız…
Haydi hayırlısı.Ben sadece hatırlatmak istedim…
Genel
24 Ağustos 2019 - 16:54
BASIN VE GENÇLİK
Ali Koçlu'nun yazısını okumak için tıklayın...
Genel
24 Ağustos 2019 - 16:54
İlginizi Çekebilir