Unutmak, iyileşmenin diğer adı...
Ya unutmak isteyip de unutamamak?
O acıyı anımsamak...
An be an;
O acıyı yeniden yaşayarak,
Acılara tutunmak...
Unutmamayı tercih edip;
Acıyı hayatına entegre etmekse,
İşte o delilik...
Hatırlamak peki?
Hatırlatmak;
Güzellikleri,
Çirkinlikleri...
İşte o, biz yazanların görevi...
Bu bir hatırlatma yazısıdır...
Bu bir 35 diri diri yakılan Can'ı anma yazısıdır...
Madımak!...
Barış türküleri söyleyerek,
Düğüne gider gibi aynı,
Tüm Türkiye'den,
Otobüsler dolusu aydın,
Sivas'ta - Madımak'ta buluştular...
Hepsi bir dost sıcaklığındaydılar...
2 Temmuz 1993...
Acılar yumağı içinde;
Bir facia yaşanıyordu,
Cuma namazı sonrası o öğle...
Kalabalık arttıkça arttı.
Bağırdı oradan biri:
'Bunlar Allahsız, dinsiz...
Müslüman mahallesinde salyangoz satıyorlar,
Bizden habersiz...'
Kirli düşünceler birikti,
Çaktı ateşe verdi dost yürekleri.
Bağırışlar haykırışlar arasında,
İnsan yakan alevler yükseldi...
Kara sakallıların karanlığı,
Tüm göğü çepeçevre sardı.
Kent dumana boğuldu.
Ocaklar söndü, analar ağladı...
Rüzgar bile dinmişti şaşkınlıktan.
Canlı canlı insan yaktılar.
İş işten geçmişti çoktan...
Böyle bir yangın,
Böyle bir katliam,
Böyle bir işkence,
Böyle bir zulüm görmedi,
Ne Sivas, Sivas olalı;
Ne ana dolu, Anadolu...
Madımak; sızı'm sızı'm,
Alev alev yanıyordu...
Yanıyordu da;
Sızı'm sızı'm,
Yürekleri kavuruyordu...
Ortalık yanan insan eti kokuyordu.
Sivas semalarında kara sakallı dumanlar,
Yurdumun üstünde kara bulutlar dolaşıyordu...
Kumrular suskundu,
Güvercinler şaşkın,
Serçeler telaşlıydı,
51 aydın da tam içindeydi yangının...
16'sı kurtuldu.
35'i uçtu, kuş oldu...
Yitip giden Can'lara,
Saygıyla...
Kahrolsun diri diri insan yakan faşizm!...