Önümüzdeki
hafta sonu CHP için ilçe kongreleri başlayacağına göre, önce tüm adaylarımıza
başarılar dilemek gerekiyor. Zira, tek adam rejiminin ülkeyi getirdiği durum ve
bu durumun dayattığı %50+1 seçeneği ortada. İttifaklar adeta zorunlu hale
geldi. Bu nedenle; sadece CHP örgütüne dinamizm kazandırmak yetmiyor, demokrasi
güçlerinin de bir cephede toparlanması gerekiyor. Öte yandan çok adaylı, iç
kavga var görüntüsü veren kongreler; CHP dışındaki seçmen kitlesi ve
kadrolarda, “kavgalı eve kız vermezler” duygusu oluşturuyor. Bu nedenle keşke;
bir şekilde üyelerin doğrudan iradesini belirleme yolları bulunsa, delegeler de
birbirinden değerli adaylar arasından seçime zorlanmayıp tek adaylı kongreler
örgütlenebilseydi. Bu seçenek şimdilik zor görünüyor. Bu durumda karar verici
ve tek yetkili organ olan delegasyonun önünde tarihsel bir görev duruyor. O da;
mümkün olan en geniş konsensüsü sandıktan önce ya da sandıkta sağlamak. Çünkü
seçilecek ilçe-il yönetim kadrolarının önünde çok önemli ödevler duruyor.
Birkaçını sıralayacak olursak:
· Merkezefendi
başta olmak üzere beş belediyemizde, başarı hikâyeleri yazılmasına politik önderlik
ederken, yanlış ve partimize puan kaybettiren uygulamalardan kaçınmayı
sağlamak. Yine başta Büyükşehir olmak üzere, muhalefette olduğumuz on dört
ilçede pozitif siyaset güderek, kentin ve kentlinin haklarının korumasına
önderlik etmek.
· Örgüte
dinamizm kazandırmak, ilçe örgütlerinin birbiriyle ve il-ilçeler arasında eş
güdüm ve uyumu sağlamak, üyeleri aktifleştirerek (eğitim, propaganda, alt
örgütlenmeler…) tüm yükün yönetim organlarınca taşınması yerine yükü tabana
yaymak, sonuçta örgüt içi bütünleşmeyi ve büyümeyi gerçekleştirmek.
· İttifak
bileşeni/gönüldaşı tüm siyasi, mesleki yapılara önderlik etmek, toparlanmayı ve
sokakta bir arada olmayı sağlamak. Böylece CHP ile demokrasi güçlerinin kadro
ve kitleleri arasındaki güven ve dayanışma duygularını geliştirmek.
· Genel
Merkez-İl-İlçe köprüsünü sağlıklı kurmak, genel merkez temsilcisinin konumunu
güçlendirmek. Milletvekillerimizle uyumlu çalışmak, örgüt olarak onlara yerel
çalışma programları için zemin ve eşgüdüm sağlamak. Başta Genel Başkan olmak
üzere son yerel seçimlerde başarı taşlarını döşeyen örgütlere sahip çıkmak.
· Gerçek,
uygulanabilir bir çalışma programı/takvimi oluşturmak. İlçelerin il örgütüne,
ilin de genel merkeze periyodik raporlar sunmasını sağlayarak başarı çıtasını
sürekli yükseltmek.
· Belediyelerimiz,
muhtarlarımız, demokrasi güçleri bileşenleri eliyle mahalle ve sokak
örgütlenmelerini güçlendirmek, bu sayede başarı öykülerini, kişiler yerine
kurumlara ve bir kente/kentliye mal edebilmek.
Daha pek çok madde ekleyebiliriz. Bu
somut hedeflerin sayısı ve başarı çıtası CHP için iktidara hazırlık süreci
olacaktır. Çünkü halkımız artık AKP ile olmayacağını görmüştür. Ancak desteğini
vereceği baş aktör konusunda henüz arayış içindedir. İşte bize düşen görev, o
adresin CHP önderliğindeki demokrasi güçleri olduğunu göstermektir,
inandırmaktır. Eğer bu başarılırsa Denizli için ittifak bileşenlerinin alt
çıtası beş milletvekilliği, Büyükşehir ve on üç ilçe belediyesidir. Bu hedef
mümkündür ve işaret fişeğini seçilecek olan ilçe-il örgütleri yakacaktır.
İl-ilçe başkanlığı veya yöneticiliği
görevi çok ağır bir sorumluluktur. Özellikle dönemin ruhu; sadece ya da
öncelikle, kişisel siyasi hedef/ikbal/makam gözeterek bu görevlere aday olmanın
ya da görev üstlenmenin çok yanlış bir tercih olduğunu, yakın geçmişte yaşanan
acı deneyimlerle göstermiştir. Öte yandan; bu makam ve mevkiler partililer
tarafından doldurulacağına göre, herkesin gönlünde bir aslanın yatması çok
doğaldır; Milletvekili, belediye başkanı, meclis üyesi ya da örgüt yöneticisi
olmayı istemek doğal bir davranıştır, insani ve siyasi bir motivasyonun da
kaynağı olarak olumlu bir şeydir. Tehlike; bu durumun