Miting Serinhisar İlçe Başkanı Ercan Usta, Kadın Kolu Başkanı Ayşe Borucu, ilçe yönetim kurulu üyeleri, partilileri ve vatandaşların yoğun katılımı ile gerçekleştirildi. Vatandaşlara ve partililere yoğun katılım ve ilgilerinden dolayı teşekkür eden Akbaba, ”Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye’nin kurtuluşuna ve Cumhuriyet’in kuruluşuna damgasını vurmuş; kurtuluşun ve kuruluşun partisidir. Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetlerini ve Cumhuriyetimizin kurumlarını milletimizin tarihine kazandıran partidir. Cumhuriyet Halk Partisi güçlendirilmiş parlamentoya, sosyal devlete ve insani gelişmeye en yüksek değeri veren partidir. Cumhuriyetimizi demokrasiyle, demokrasiyi sosyal devletle taçlandıran partidir. Cumhuriyet Halk Partisi, milletimizi savaşların, yoksulluğun ve geri kalmışlığın pençesinden kurtarmak için, büyük atılımları ve büyük dönüşümleri başlatmış partidir. Anadolu’nun okulu, yolu, altyapısı olmayan kasaba ve köylerinde, başta şeker fabrikaları olmak üzere dokuma, çimento, demir-çelik, maden ve gıda fabrikalarını kurmuş; kamu kaynaklarıyla yerli ve milli üretimi başlatarak kitlesel istihdamı sağlamış partidir. Türkiye, bir kırılma noktasında. Türkiye, bugün tarihi bir kararın eşiğinde. Özgür yurttaşlar olarak kardeşçe bir arada mı yaşayacağız? Yoksa özgürlüğünü yitirmiş ve birbirinden uzaklaşmış kalabalıklara mı dönüşeceğiz? Ülkemiz bugün, kişiselleşmiş, keyfileşmiş tek adam rejiminin tehdidi altındadır. Demokrasimiz, derin bir krizin içindedir. Tek adam rejimi, Gazi Meclis’imizin egemenlik haklarını elinden almaya çalışmakta, kuvvetler ayrılığı ilkesini hiçe sayarak demokrasimizi işlemez hale getirmektedir. Olağanüstü hal rejimi, hukuk devletini ve yargı bağımsızlığını yok etmekte; hukukun üstünlüğü yerine, üstünlerin hukukunu dayatmaktadır. Türkiye, bugün bir parti devletiyle yönetilmektedir. Türkiye, bu nedenle bir rejim krizi, bir meşruiyet krizi yaşamaktadır. Yurttaşlarımız, baskı ve eziyet düzeni altında mağdur edilmektedir. Milletimizin barış içinde, bir arada yaşama arzusu, korku ve karamsarlık iklimine teslim edilmektedir. Çatışmacı ve ayrıştırıcı dil, halkımızın huzur ve güvenini ortadan kaldırmaktadır. Demokratik bir rejimin asgari koşulu olan adil ve serbest seçimlere gölge düşürülmektedir. Seçimlerin güvenliğinden sorumlu olan kurullar ve görevliler, seçim yolsuzluklarının sebebi haline gelmektedir. Seçimleri kaybedeceğini anlayan iktidar, çareyi seçim hilelerine başvurmakta aramaktadır. Yozlaşmış parti devleti, halkımızın derin demokrasi bilincine ve ülkemizin uluslararası itibarına gölge düşürmektedir. Özgür basının, üniversitelerin ve sivil toplumun sesi kesilmektedir. Muhalifler hapse atılmakta; toplumun diğer kesimlerine karşı sindirme politikası izlenmektedir. Cumhuriyetin özgür yurttaşları yerine, parti devletinin itaatkar kitleleri arzulanmaktadır. Tek adam rejimi, ülkemizin yüzlerce yıllık devlet geleneğini, kurumların hafızasını ve yetişmiş insan kaynaklarını yerle bir etmektedir. Liyakatsizlik, usulsüzlük ve kayırmacılık, her düzeyde yaygınlaşmaktadır. Seçilmişler OHAL düzenlemeleriyle görevlerinden alınmakta; neredeyse tüm kurumlar, kayyumlar ve vasıfsız danışmanlar tarafından yönetilmektedir. Hak edenler dışlanmakta, hak etmeyenler baş tacı edilmektedir. Kamu kurumları ve kadroları çürütülmektedir. İktidar sahipleri doğal kaynaklarımızı ve kamu olanaklarını adaletsizce yandaşlarına dağıtmakta, pervasız yolsuzluklarla ülkemizin üretken sektörlerini iflasa sürüklemektedir.TÜRKİYE, ÜRETİMDE VE BÖLÜŞÜMDE UYGAR DÜNYANIN GERİSİNDE KALIYORBugün artık tüm çıplaklığı ile görülmektedir ki, Türkiye’nin çalışan ve üreten kesimleri üretimden hak ettikleri payı alamıyorlar. Ülkemiz nitelikli büyüme potansiyelini gerçekleştiremiyor. Türkiye, üretimde ve bölüşümde uygar dünyanın gerisinde kalıyor. Milyonlarca işçimiz düşük asgari ücretle çalışmak zorunda bırakılıyor. Esnafımız, vergi ve kredi borçlarını ödeyemiyor. Sattığı malın yerine yenisini koyamıyor. Çiftçilerimiz, yüksek girdi maliyetlerini karşılayamıyor. İthalat nedeniyle eziliyor. Düşük ürün fiyatları yüzünden tarlasını terk ediyor. Orman köylülerimiz, sosyal güvenliğe ve emeklilik haklarına sahip olmaksızın çalışıyor. Emeklilerimiz, emekli maaşıyla geçinemiyor. Her geçen gün yoksullaşıyor. Öğretmenlerimiz, düşük maaşa ve kabul edilemez çalışma koşullarına mahkum ediliyor. Yüz binlerce genç öğretmen göreve atanmıyor. Ücretli öğretmenler yoksulluk sınırında çalıştırılıyor. Memurlar, liyakate göre yükseltilmiyor. Atama ve tayinler adaletsiz biçimde gerçekleştiriliyor. KOBİ’ler borç ve vergi yükü altında eziliyor. Yüksek maliyetler nedeniyle zarar edip üretimden çekiliyor. Sanayiciler, istikrarsız dış politika yüzünden pazar kaybediyor. Küresel rekabet avantajını yitiriyor. Ülkemizin genç kuşakları, niteliksiz eğitim sisteminden zarar görüyor. Paralı eğitimden ve kötü sınav sisteminden muzdarip oluyor. Dünya sıralamasında hızla geriliyor. İş bulma umudunu kaybetmiş yüz binlerce gencimiz, okurken çalışmak zorunda kalıyor. Gençlerimiz umutsuzluğa mahkum ediliyor. Öğrenciler, yozlaşmış eğitim sisteminin ve işsizliğin birer kurbanı haline getiriliyor. Tek adam düzeni, baskılar ve liyakatsizlik yüzünden akademisyenleri, yetişmiş ve başarılı profesyonelleri ülkemizden göç ettiriyor. Ülkemizi bilim ve teknolojide geri bırakıyor. Türkiye, nitelikli göç veren; niteliksiz sığınmacı kabul eden bir ülke konumuna geriliyor. Tek adam rejimi, sömürünün, hukuksuzluğun ve liyakatsizliğin en temel nedeni haline geliyor. Halkımızın karakteriyle bağdaşmayan tek parti devleti, milletimizin ortak aklını ve ortak vicdanını hiçe sayıyor. Milletimizin irade ve geleceğini ipotek altına almaya çalışıyor. Türkiye, bugün önemli bir kararın eşiğinde. Türkiye, bugün Yeniden Kurtuluş’un ve Yeniden Kuruluş’un eşiğinde. Şüphesiz bu vahim koşullar altında bile Aziz Milletimiz, kaderini tek bir kişiye, tek bir aileye, tek bir zümreye, tek bir parti devletine teslim etmeyecek kadar, basiret, cesaret ve adalet duygusuna sahiptir. Çünkü, Türkiye, yeni demokratik bir anayasayı halkımızla birlikte hayata geçirebilecek, Yıkılmış kamu kurumlarını ve yozlaşmış kadroları sil baştan inşa edebilecek; Geri kalmış ve bağımlı ekonomik düzenin yerine milli bir üretim ve bölüşüm sistemi kurabilecek; Yoksulların, ezilenlerin ve adalet arayan mağdurların yanında cesaretle durabilecek; Hak, Hukuk ve Adalet için mücadele edebilecek bir partiye sahiptir.OHAL’İ KALDIRACAĞIZTek adam rejiminin askıya aldığı ya da ihlal ettiği tüm anayasal ve evrensel hakların yeniden kullanımını sağlayacağız. Başta OHAL olmak üzere tüm bu uygulamaları sonlandıracak, yarattıkları tahribatı ortadan kaldıracağız. Yurttaşlara dönük işkenceye varan şiddeti, eziyeti ve onur zedeleyici tüm uygulamaları sonlandıracağız. 20 Temmuz dahil tüm darbelerin izlerini silecek, yürürlükte olan darbe yasalarını kaldıracağız. Barışçıl toplantı ve gösteri hakkının hiçbir koşulda kısıtlanmaması ve demokratik tepkilerin özgürce ifade edilmesiyle yetinmeyecek, nefret söylemi ve şiddet çağrısı içermediği sürece en aykırı fikirlerin savunulmasını dahi yasal güvence altına alacağız. • Yurttaşlarımızın sindirilmesine, baskı altına alınmasına, suçlulaştırılmasına ve fişlenmesine yönelik yerleşik tüm uygulamalara son vereceğiz. Tarafsız ve sorumsuz bir Cumhurbaşkanı için düzenlenmiş cumhurbaşkanına hakaret suçunun, partili ve siyaset yapan bir parti genel başkanına zırh, muhaliflerini yıldırma ve cezalandırma aracı olarak kullanıldığı dönemde yaratılan tüm mağduriyetleri af ve tazmin edeceğiz. Özgürlükçü demokrasinin teminatı olan örgütlenme hakkının ve örgütlü toplumun önündeki tüm engelleri kaldıracağız. Çoğulculuğu ortadan kaldıran baskıcı ve tekçi iktidar anlayışının ürünü tüm uygulamaları sonlandıracağız. Kuvvetler ayrılığı ilkesini tavizsiz bir biçimde yaşama geçiren, evrensel insan haklarına saygılı, sosyal adalet ve eşit yurttaşlık ilkeleri üzerine inşa edilmiş, yeni bir Anayasa hazırlanmasına öncülük edeceğiz. Yeni Anayasanın tüm siyasal partilerin, sivil toplum kuruluşlarının, demokratik kitle örgütlerinin, meslek örgütlerinin, sendikaların ve yurttaş inisiyatiflerinin geniş katılımıyla hazırlanmasını sağlayacağız. Tek adam rejimine karşı, yurttaşlarımızın adalet ve hukuk özlemini yansıtan, siyasal çoğulculuğu ve bir arada yaşama kültürünü yeşertecek yeni bir toplumsal sözleşmeyi hayata geçireceğiz. Yeni Anayasamızda yasama yetkisinin devreden ve TBMM iradesinin gasp edilmesine yol açan Kanun Hükmünde Kararname ve Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi uygulamalarına son vereceğiz. Cumhurbaşkanlığı’nı tüm ulusu temsil edecek şekilde tarafsız ve partiler üstü bir konuma getireceğiz. Cumhurbaşkanı’nın yetkilerini sembolik düzeyde sınırlı tutacağız. Cumhurbaşkanı’nın kuvvetler ayrılığı ilkesiyle çelişen üst düzey bürokratları ve yüksek yargı mensuplarını atama yetkilerini sınırlayacağız. Kanun tekliflerinin TBMM Genel Kurulu’ndan önce kamuoyunda ve ilgili komisyonlarda tüm paydaşların katılımıyla, yeterince tartışıldıktan sonra görüşülmesi yöntemini benimseyeceğiz. OHAL’i kaldıracak ve KHK düzenine son vereceğiz. KHK’leri Anayasal denetime açacağız. OHAL’den mağdur olan yurttaşların mağduriyetlerini evrensel hukuk ilkeleri ve demokratik değerler çerçevesinde gidereceğiz. Uzun ve keyfi gözaltılar, uzun tutukluluk ve savunma hakkının ihlali uygulamalarını sonlandıracağız. Masumiyet karinesini güvence altına alacağız. OHAL ilanını takiben yasa dışı ve keyfi biçimde uygulanan yurt dışı çıkış engellemelerine derhal son vereceğiz. Anayasal bir hak olan seyahat özgürlüğünü sağlayacağız. OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu’nu kaldıracak ve OHAL işlemlerini doğrudan yargı denetimine açacağız. Bu süreçte yargı kararı olmaksızın işini kaybeden, ihraç edilen ve hakları ihlal edilen insanlarımızın haklarına kavuşmasını sağlayacağız. 12 Eylül’ün ruhunu yansıtan % 10 seçim barajını ve adil temsilin önündeki tüm engelleri kaldıracağız. % 1’in üzerinde oy alan partilerin parlamentoda temsil edilmesini sağlayacak biçimde Türkiye Milletvekilliği’ni getireceğiz. Seçim kanunlarını ve Siyasi Partiler Kanunu’nu, siyasal çoğulculuğu ve katılımcılığı artıracak ve parti içi demokrasiyi güçlendirecek şekilde yeniden düzenleyeceğiz. YSK’yi siyasi iradenin güdümünden çıkaracak, YSK kararlarını Anayasa Mahkemesi denetimine açacağız. Seçimlere girme yeterliliği ilan edilen tüm siyasi partilerin Hazine yardımından adil biçimde yararlanmasını sağlayacağız. Seçimlerde haksız rekabete yol açacak şekilde kamu kaynak ve olanaklarının partizanca kullanılmasının önüne geçecek düzenlemeler yapacağız. Vatandaşımızın rahat bir nefes alması için ne gerekiyorsa yapacağız. Hak, hukuk, adalet için çalışıyoruz, çalışacağız. CHP iktidarı ile 24 Haziran'da hep birlikte kazanacağız” şeklinde konuştu.
Siyaset
21 Haziran 2018 - 17:25
CHP 'KURTULUŞUN VE KURULUŞUN PARTİSİDİR'
CHP Denizli İl Başkanı Mahir Akbaba, Millet Vekilleri Melike Basmacı, ve Kazım Arslan, Milletvekili adayları Gülizar Biçer Karaca, Özgür Savaş Bayar, İlhan Özcan, CHP yönetim kurulu üyelerinin katılımıyla Serinhisar İlçesi’nde Miting düzenlendi.
Siyaset
21 Haziran 2018 - 17:25