COVID-19 salgınından önce, ebeveynlerin
sık sık çocuklarının okul gününde dijital medya kullanımının miktarı
hakkındaki endişelerini dile getirdiklerini belirten Çocuk Gelişimi
Danışmanı Şeyma Akgün Nur,
uzaktan öğrenmeye geçişin bu endişeleri daha da şiddetlendirdiğini söyledi.
Nur; “Pandeminin diğer tüm stresleriyle birleştiğinde, ebeveynlerin uzaktan
öğrenmeye karşı mükemmeliyetçilikten umutsuzluğa kadar değişen bir dizi tepkisi
olabilir. Bu konuda bir uzmandan yardım almak; ebeveynlerin durumlarına karşı
duygusal tepkilerini belirlemelerine yardımcı olabilir ve ebeveynlerin öfkeleri,
umutsuzlukları, yorgunlukları ve çaresizlikleri hakkında konuşurken kendilerini
güvende hissetmelerini sağlayabilir. Ebeveynler öncelikle şu noktayı
atlamamalıdır ki; çocukların beyinleri en iyi ekranlar aracılığıyla öğrenecek
şekilde tasarlanmadı ve çoğu teknoloji programı da çocuklara öğretmek için
tasarlanmadı” diye konuştu.
“Video
platformları, grup aktivitelerinin sosyal ortamını sunmaz. Çocuklar, görüntülü
sohbette gördükleri gibi, grup aktiviteleri süresinde kendi yüzlerini
görmezler. Şahsen, sınıf arkadaşlarının yüzlerinden ve sınıfın paylaşılan
alanından gelen tüm bilgileri işlemek daha kolaydır ve bu nedenle, dikkatin
nereye odaklanacağını bilmek daha kolaydır. Çocukların bir fikir sunmak veya
başkalarıyla birlikte gülmek için seslerini açmasına gerek yoktur.
Çocuklar
çevrim içiyken YouTube, internet aramaları veya video oyunları aracılığıyla
sonsuz miktarda eğlenceye erişebilir ve bu da onları dersler sırasında çoklu
görev yapmaya yönlendirebilir. Zorlandıklarında veya sıkıldıklarında, birçok
çocuk bilgisayardan eğlence ve oyun sitelerine ulaşabilir.
Okulda çocuklar sıkıldıklarında sınıfta hareket ederler, dışarı çıkarlar ve tüm duyularını harekete geçiren, gözlerini yeniden odaklayan ve eklemlerini geren diğer aktiviteleri yaparlar. Bunun aksine, pek çok çocuk gün boyu dizüstü bilgisayarında gözleri ile aynı noktada oturuyor ve çok algılı bir yaklaşımla öğretilen derslere erişemeyebiliyor. Bu noktada dersi takip edememe, dersten kopma gibi durumlar yaşanabiliyor” dedi.
Ebeveynler, Çocukların Zorlandıkları Noktaları Öz-Şefkatle Dinlemeli
Akgün Nur, uzaktan öğrenme döneminde;
ebeveynlerin bu süreç ile en iyi başa çıkma stratejilerinin; egzersiz yapmaya,
yeterince uyumaya, aileleriyle olumlu zaman geçirmeye çalışmaları ve gerekirse
yakın çevre veya uzmanlardan destek görmeleri olduğunu belirterek; “Uzaktan
öğrenmenin zorluklarına işaret etmek, ebeveynlerin cesaretini kırmak için
değil, bunun mükemmel olmayan bir düzen olduğunu ve işler mükemmel gitmediğinde
kendilerine ve çocuklarına karşı nazik
olmaları gerektiğini anlamalarına yardımcı olmak için vurgulamaktayız. Ebeveynler,
çocuklarla birlikte çevrimiçi öğrenmeyi konuşurken, neden bu kadar zor
hissettirdiğini ifade etmelerine yardımcı olmalı, zorlandıkları noktaları
öz-şefkatle dinlemeli, başka çocuklarla kıyaslamaya girmemeli, çocukların verdikleri
geri dönüşler doğrultusunda ev-ortam düzenlemelerine gitmelidirler” şeklinde
konuştu.
Uzaktan eğitim zor olsa da, bir sınıf
topluluğu ile bağlantı kurmak gibi önemli eğitimsel faydalar sağladığını da
ifade eden Şeyma Akgün Nur,
derslere ve müfredata maruz kalmanın, ekranlar üzerinden yaratıcı bir şekilde
bağlantı kurmaya çalışan öğretmen ve çocuklar için yeni ve yaratıcı bakış
açıları geliştirebileceğini söyledi. Nur, bazı çocukların uzaktan öğrenmeye iyi
adapte olduğunu ve hatta bunu tercih edebildiğine dikkat çekti ve çevrim içi
öğrenmeyi zor bulan çocukların ebeveynleri için yararlı olabilecek şu
ipuçlarını verdi:
Sanal
okul sırasında çocuk farklı internet ortamlarına girmeye veya çevrimiçi oyun
oynamaya karşı koyamazsa, ödevlerini yazılı bir şekilde isteyebilirsiniz. Ayrıca
okul yönetimine ders esnasında YouTube’u veya diğer cazip siteleri engellemek
için bir tarayıcı izleme hizmeti olup olmadığını sorabilirsiniz.
Öğrenme
güçlüğü çeken veya geciken becerilere sahip çocuklar için ilerlemelerini takip
edin (örneğin, okuma puanları). Akademik beceriler geride kalıyorsa veya
duruyorsa, okul yönetimi bu durumu size bildiriyorsa, video oturumları veya yüz
yüze oturumlar yapın.
Ders yükü çok fazlaysa veya çocuklar çalışmak
için karşı koyuyorsa, çocuğun gerçekten pratik yapması gereken konulara
odaklanmalarını isteyin.
Unutmayalım ki bu süreç çocuk ve aileler için oldukça
yeni ve farklı bir deneyim. Bu süreçte ebeveyn-öğrenci-öğretmen işbirliğinde
ilerlemek en doğru yaklaşım olacaktır” dedi.