Eğitim-İş Sendikası, üniversitelerde yaşanan sorunlara dikkat çekerek, yükseköğretimin tarihinin en ağır kuşatması altında olduğunu belirtti. Eğitim-İş Denizli 1 ve 2 No’lu Şube Başkanları İlker Zengin ile Gökhan Okulu tarafından yapılan ortak açıklamada, akademik özgürlüğün, bilimsel liyakatin ve düşünce özgürlüğünün sistematik biçimde tasfiye edildiği vurgulandı.
Yapılan açıklamada üniversitelerin bilim üreten kurumlardan çıkıp, ticari rant merkezlerine dönüştüğü ifade edilirken; akademik kadroların liyakat yerine siyasi yakınlığa göre belirlendiği, üniversitelerin ise apartman dairelerine sıkıştığı belirtildi.
"Veriler Alarm Veriyor"
2024/2025 döneminde Türkiye’de 208 üniversitede 6.8 milyon öğrenci ve 185 bini aşkın akademik personel bulunduğuna dikkat çekilen açıklamada, bu dev sistemin bilimsel üretim işlevini yitirdiği ifade edildi. YÖK’ün 44 yıldır akademik özerkliğe ket vurduğu vurgulanırken, Türkiye’nin Avrupa Üniversiteler Birliği sıralamasında 35 ülke arasında son sırada yer almasının utanç verici olduğu dile getirildi.
"Rektörlükler Siyasi Atama Merkezi Haline Geldi"
Rektör atamalarının Cumhurbaşkanlığı makamının tekeline bırakılması sert dille eleştirilirken, Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmaması anayasa ihlali olarak nitelendirildi. 56 üniversiteye hukuka aykırı biçimde rektör atandığı, araştırma görevlisi sayısının ise 2022’ye göre ciddi şekilde azaldığı belirtildi.
"Üniversitelerimize Bütçe Yok"
2025 yılı devlet üniversiteleri bütçesinin 487 milyar TL olduğu ancak bu kaynağın yeterli olmadığı ifade edilirken, Diyanet’e ayrılan 130 milyar TL’lik bütçe ile karşılaştırma yapılarak bilim yerine itaate yatırım yapıldığı savunuldu. Teknik donanım, kütüphane, yurt ve laboratuvar gibi temel ihtiyaçların karşılanmadığına dikkat çekildi.
"Bilimsel Kalite Geriliyor"
2016 yılında URAP sıralamasında ilk 1000’de 18 Türk üniversitesi varken, bu sayının 2023’te 9’a düştüğü belirtildi. Türkiye’nin bilimsel yayın kalitesi açısından birçok Orta Doğu ülkesinin gerisinde kaldığı vurgulandı. Bu gidişatın devam etmesi durumunda, Türk üniversitelerinden alınan diplomaların yurt dışında geçersiz hale geleceği öne sürüldü.
"Öğrenci ve Personel Baskı Altında"
Açıklamada öğrencilerin demokratik haklarının yok sayıldığı, eylemler nedeniyle üniversitelerden ve KYK yurtlarından uzaklaştırıldıkları belirtildi. İdari ve teknik personelin ise görevde yükselme ve unvan değişikliğinde adaletsizliğe maruz kaldığı kaydedildi.
"YÖK Kaldırılmalı, Üniversiteler Özerk Yapıya Kavuşmalı"
Eğitim-İş, üniversitelerin kurtuluşu için 12 Eylül’ün mirası olan YÖK’ün kaldırılması, üniversitelerin siyasi otoriteden bağımsız ve demokratik şekilde yeniden yapılandırılması gerektiğini belirtti. Rektörlerin, üniversite bileşenlerinin iradesiyle seçilmesi gerektiği vurgulandı.
Son olarak, bilimsel özgürlüklerin sağlanması, akademik ve idari personelin özlük haklarının insanca yaşam koşullarına göre düzenlenmesi gerektiği ifade edilerek, “Üniversitelerimizi kurtarmak için mücadeleyi sürdüreceğiz” denildi.