Değerli Dostlarım Yurdumun Güzel İnsanları,
Günümüzde iletişim araçları o kadar çeşitli ve yaygın ki hayatımızın her anında kullanmaktayız. İnsanoğlu tarih boyunca haberleşmek için neler kullanmadı ki, bunlar hepimizin bilgisi dahilindedir.
Eğitimde iletişim 2000li yıllara gelinceye kadar veli öğretmen arasında gerçekleşirdi. Okul çıkışlarında veliler çocuklarını almaya geldiğinde öğretmeni yakalar hemen “Hocam benim oğlanın-kızın durumu nasıl?” şeklideki soruyu sorarak iletişim kurardı. Her dönemde birer kez yapılan toplantılarda veli öğretmenle iletişime geçerdi.
Başlığa bakınca meraklanmanız gayet normaldir. Düşünmeye de başladınız. Nasıl oluyor da eğitimde iletişim hayat kurtarıyor? Sorunun cevabını meslek hayatındaki bir anımla vereyim.
Akademik hayatımda her öğretim yılında ilk derste öğrencilerime 1996 yılına kadar sabit iş telefonumu daha sonraki yıllarda da GSM numaramı ve mail adresimi tahtaya yazarak verirdim. Bana ders dahil her konuda ihtiyaçları oldukları anda ulaşabileceklerini söylerdim. Öğrencilerim her zaman ifade ettiğim gibi evlatlarım şaşkın bakışları için de telaşla yazmaya çalışırlardı. Yaklaşık 32 yıllık akademisyenlik hayatımda hep böyle oldu.
Bazı öğretim üyeleri bana kızarlardı. Öğrencilerimin rahatsız edeceklerini söylerlerdi. Fakat hiçbir zaman da pişman olmadım. Çünkü eğitimde öğrenci ile iletişimde olmak eğitimin kalitesini artıran ve derse ilgi uyandıran en önemli etkendir diye düşünüyorum.
Malum okullarımızın kapalı olduğu ve uzaktan eğitimin yapıldığı şu günlerde sınıf öğretmeni olan eşim cep telefonu ile öğrencileriyle sürekli iletişimde olup onların derslerini ödevlerini yapıp yapmadığını takip etmektedir.
Değerli Denizliekspres okurları, daha önceki yazılarımda verdiğim derslerde yoklama almadığımı ama her öğrencinin derse gelip gelmediğini hafızamla yoklama aldığımı belirtmiştim. Aslında bu da bir iletişim yöntemidir.
Cep telefonlarının yaygın olduğu yıllarda derse gelmeyen bir öğrencimi arkadaşlarına sorduğumda evde olduğunu söyleyince ev arkadaşının telefonundan aramasını istedim. Arayınca telefonda“Evladım neredesin neden derse gelmedin?” deyince uykulu uykulu bir sesle arkadaşının adını söyleyerek “......git başımdan yaaaa.” deyip telefonu kapattı. Hoparlörden konuştuğum için sınıfta şahit olunca gülüşmeler yaşandı. Tekrar arayıp “Ben Şevket CİVELEK hoca evladım derse neden gelmedin.” deyince sesimi de alınca .özür dileyerek mazeretini bildirdi.
Hâlâ baştaki sorunun cevabını alamadınız değil mi? Evet sorunun cevabı aşağıdaki anımda. Yine derse gelmeyen bir öğrencime ulaştığımda birisinin dayısını yaraladığını onu öldürmek istediğini söyleyen öğrencimi saatlerce telefonda konuşup ikna etmiş bir kafede oturup yanlış yapmaması hayatını karartmamasını istemiştim.
Yıllar sonra bu öğrencim ziyaretime gelerek benim kendisini katil olmaktan kurtardığımı söylemişti minnet duygularıyla.
Değerli Dostlarım, Güzel İnsanları,
Eğitimde öğrenciyle her türlü iletişimde bir hayat kurtarıyor.Bir fert değil aslında bir millet kurtarır.Belki dünyaları kurtarır.
02.04.2020
Doç. Dr. Şevket CİVELEK