“Gerçek bilgi; yaparak, deneyerek öğrenilen bilgidir”
Descartes böyle söylüyor. İş ilanlarında en çok
gördüğümüz “tecrübeli” ifadesine de hak
vermek gerekiyor öyleyse, yoksa değil mi? ortaya şöyle bir soru atalım;
“ Yapabileceğim bir iş olmazsa ben tecrübeyi nasıl
kazanırım?”
Doğru yanıt “eğitim” olabilir mi?
Ülkenin 81 vilayetinde neredeyse bir üniversite,
ilçelerinde ise meslek yüksek okulları var. Var derken ismen, bina olarak… ya
da bunlara benzer bir şeyler var. Hoca,
uygulama alanı… ve materyal var mı?
Misal Coronavirüs bir zoonoz mu? Tu kaka mı sokak
hayvanları? Nasıl bulaşır? … Tıp Doktorlarının söylediği kadarıyla
aerosol/damlacık yoluyla insandan insana bulaşıyor, Türk veteriner hekimleri birliğinin
açıklaması ise hayvanlardan insanlara bulaşmadığı yönünde… Öyle de bu kadar
bilgi kirliliği ve etik olmayan ticari durum nasıl oluşuyor? Kafalarda hep bir
soru işareti.
Geçtiğimiz köşe yazımda Ceylanpınar’ı Çiftliğini
yazmıştım. Bir zamanlar “Tarım Meslek Lisesi” olarak da eğitime hizmet ettiği
aşikar. Tarımsal ve hayvancılık uygulama alanı, tarım alet ve makineleri..
işçi-çiftçi-tekniker ilişkisi..meslek incelikleri ve pratiği kadar liyakat, meslek
etiği adına eşsiz bir yer. Daha önceki yazılarımda da bahsetmiştim. Atatürk
Orman Çiftliği, Yüksek Ziraat Enstitüsüne alınması uygun bulunanların en az iki
yıl çalıştığı bir yerdi, diye.
Tıp fakültelerinde kadavra bulunamadığı bunun için yurt
dışından ithal kadavra aldığımızı basında ki yazılardan takip edebilirsiniz.
Sonra kim bu bizim sağlığımızla oynayanlar diye sağlık çalışanlarının üzerine
yürümeyi bir kez daha düşünürsünüz..
Hadi bakalım buradan yola çıkarak “etik veya mesleki etik
nedir?” diye biraz bakalım istiyorum zira oradan liyakate bağlarız.
Yunanca “karakter” anlamına gelen “ethos” kökünden türetilmiş töre bilimi, daha
anlaşılır olarak ise; hiçbir yazılı kaynağa dayanmayan kanunlar olarak ifade
ediliyor. Bir başka ifade ile “Etik,
insanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan
değerleri, kuralları doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaki açıdan araştıran
bir felsefe disiplinidir.” Bu bağlamda meslek etiğini tanımlamak gerekirse;
“…meslek yaşamındaki davranışları yönlendiren, neyin
yapılacağı neyin yapılmayacağı konularında rehberlik eden etik prensipler ve
standartların toplamıdır.” Bu neyin yapılacağı neyin yapılamayacağını ise
Meslek Etikleri makalesinde şöyle maddeleştirmiştir;
1. Bağımsızlık
2. Tarafsızlık
3. Hesap
verilebilirlik
4. Rüşvet-hediye
kabul etmeme
5. Kendine
ve yakınlarına çıkar sağlamama
6. İş
arkadaşlarına ve hizmet alanlara nazik davranma
TDK liyakat kelimesini nasıl tanımlıyordu; “layık olma,
yaraşırlık, uygunluk, yetenek.” Bu durumda ortaya ne çıkıyor; bir mesleği
seçerken o işe yeteneğinizin olması, eğitimini alma, mesleki etik değerleri
benimseme, tecrübe kazanmak için sahada çalışma, kendini tekrardan kaçınmak için yeniliklere
açık olma. …gibi pek çok şey sıralanabilir. “Para bunun neresinde?” derseniz,
onu da izah etmeye çalışalım. Hatta hem nalına hem de mıhına vuralım.
Denizli Veteriner Hekimler Odası bu yıl sabit fiyat listesi
olacağını açıkladı henüz web sitesini güncellemese de fiyatlar veteriner
kliniklerinde mevcut. Buna göre;
Veteriner Hekim
muayenesinde muayene ücreti klinikte 100 TL.
Ev ve süs hayvanları için;
Cerrahi müdahaleler 250 TL.
Kastrasyon/Kısırlaştırma 400-600 TL,
Hemogram ve Röntgen 120 TL,
Kan Serum Biyokimya ( her test için) 40 TL..
…
Büyükbaş, küçükbaş ve atlar için tarifeler ise daha
farklı… Veteriner Hekimler Odası sesimizi diliyorum duyar ve güncel listeyi bir
an evvel sitesine yerleştirir. Zira yetiştirici için bu listeler önemli. Tabi
bir de sokak hayvanları için mücadele eden dernek,gönüllü..içinde. Çünkü en
mağdur onlar bağışlar ile belediyelerin yapması zorunlu işleri özel kiniklerde
borçlanarak yapmaya çalışmaktadırlar.
Misal ben merak ediyorum, biyokimya tetikleri için
istenen 40 TL içinde ilaç katkı payı var mıdır yoksa o ayrı talep edilir mi?
Talep edilmesi ne kadar etik olur? Veteriner Hekimlik Andı, Aydınlatılmış Onam
İlkesi… gibi gibi kavramlar boşuna mıdır?
Yetiştirici için ekonomik değere sahip büyükbaş, küçükbaş
veya kanatlı hayvanların gönencini sağlamanın başlıca yollarından biride hekim
kontrolleridir. Şap, Brusella…gibi insanlara da bulaşan zoonoz hastalıkların
tanısı, aşılaması…takibi hekim gözetiminde yapılması gereken unsurlardır.
Türkiye şartlarında küçük aile işletmesine sahip yetiştirici için ise ek
maliyet olarak görülen hekimlik ancak acil müdahale veya iş işten geçtikten
sonrasına kalır…
En başa dönmeden şunu gördük değil mi? Para her yerde!
Gelelim veteriner hekim, ziraat mühendisi gibi sahada
çalışılması gereken meslek gruplarında tecrübe en önemli unsudur. Bunun
kazanılması eğitim ile başlasa da pek çok üniversitenin durumu ortadadır. O
halde çözüm nedir?
-Ziraat Mühendisleri için bayilik sınavı açıp gidin ilaç
satacak işletme kurun demeden önce tecrübe kazanılması zorunlu çalışma
programları oluşturulmalıdır. Bu amaç doğrultusunda TİGEM bünyesinde, mevcut
bayilerde… çiftliklerde çalıştırılmalıdır.
-Veteriner Hekimlik için mezun oldun klinik aç demeden
önce tecrübe için; TİGEM, yetiştirici
çiftliklerinde.. hara veya mevcut kliniklerde 5 yıldan az olmamak üzere çalışma
zorunluluğu getirilmelidir.
-Devlet veya özel üniversiteler fakülte açma izni alırken
yeterlilik aranmalı, staj her yıl zorunlu olmalı eğitim süresi 4-5 yıllık bir
süreci kapsamamalı bunun için tarım-hayvancılık üzerine liseler açılmalıdır!
..
Liste elbette uzayıp gidecektir. Şunu unutmamak gerekir ülkenin çiftçisi-mühendisi-hekimi
ile ancak ekonomik kalkınma başlayabilir, tüketici için güvenli gıda/güvenilir
gıda üretilebilir, sağlıklı nesiller yetişebilir… ve tecrübe, etik, liyakat
gibi önemli hususları da topyekun içimize sindirebiliriz.
n.aydemir
12 Mart 2020 Denizli [email protected]
Kaynak:
İonna Kuçuradi, Çağın Olayları Arasında, (Piyasa Kıskacında “Meslek Etikleri”;
Mikroetik, Musa Toprak sy: 429-466) Tarihçi Kitapevi, İstanbul-2014
https://tr.wikipedia.org/wiki/Etik
http://sbe.balikesir.edu.tr/dergi/edergi/c9s16/makale/c9s16m4.pdf