Rusya Federasyonu (RF) “Tarihi tecrübelerden istifade ederek, barış ve istikrar ortamını korumak” adına her türlü taktiği uygulamaktadır. Birleşmiş Milletler kararlarına uygun olan; devletlerin egemenliklerini ve toprak bütünlüklerini esas aldığını ön plana çıkararak, IŞİD’e karşı mücadele etmek adına sahada hedefleri vururken diğer taraftan esnek bir diplomasiyi de göz ardı etmemektedir.Rusya Genelkurmay Başkanlığı Ana Harekât Dairesi Başkanı Orgeneral Sergey Rudskoy, ”3 Mart'ta Suriye ordusu güçleri Kürt güçlerinin kontrolündeki Münbiç bölgesine giriş yaptı" şeklinde açıklama yaptı. Rusya’nın ilk hedefi ise Esad’ı kendi kontrolünde ayakta tutup, Suriye’ye ve Akdeniz’e iyice yerleşmekti. Bunu büyük ölçüde sağladı. Esad’ın bundan sonra Rusya’ya rağmen ve İran’ı dikkate almadan hareket etmesi mümkün görülmemektedir. Rusya’nın artık Doğu Akdeniz’deki askeri varlığını sonlandırması ve Suriye’den çıkması beklenmemelidir.Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ise; bölgesel müttefikleri aracılığı ile uluslararası sistemi de zorlayarak rejim değişikliklerine giderken, ideolojik tutarsızlıklar içerisine girdi. IŞİD’le mücadele konusunda bölgede kendi gücünü kullanmak yerine müttefikler bulmayı tercih ederek onları kullanmak istedi. Böylece PYD, ABD'nin IŞİD'e karşı kullandığı güç olarak yerini almıştır. PYD Suriye’nin kuzeyinde siyasi ve askeri destek almayı sürdürmek ve federasyonu kurup, Şam’a kabul ettirmek istemektedir. Bu amaçla YPG’nin ABD’nin yerine savaşması ve ABD askeri yerine YPG’lilerin ölmesi karşılığında Suriye’nin kuzeyinde egemenlik kurmak isteklerine yol vermektedir. ABD, PYD’nin Münbiç’ten önce çekileceklerini sonra da çekildiklerine dair açıklamalar yapmıştı. PYD unsurlarının Münbiç’ten çekilmek yerine iyice yerleşmeye çalıştığı tespit edildi. Münbiç’te bulunan ABD özel kuvvetleri PYD ile birlikte ABD bayrağı asarak Türkiye’ye, “Buralar ABD koruması altındadır” mesajını vermektedir. ABD’nin artık Rusya, Türkiye, İran gerçeğini görmeden ve işbirliğine yönelmeden sadece YPG’ye dayanarak Suriye’de kalıcı bir etkiye sahip olmasının da zor olduğu görülmektedir.ABD, IŞİD'ten boşalacak Rakka’ya PYD’yi yerleştirmek istemektedir. ABD Rakka’ya, harekâtta PYD terör örgütünün de olmasını istemektedir. Türkiye ise karşı çıkarak ABD’yle birlikte savaşmayı önermektedir. ABD ayrıca, Türkiye’nin Akçakale’nin 54 km. güneyindeki Rakka’ya bu güzergâh üzerinden değil, El Bab’dan 200 km. yol kat ederek yürümesini istemektedir. Bu güzergâh çok tehlikeli ve uzun bir yoldur.Türkiye, bir taraftan ABD’nin sahadaki gücü olan PYD’ye diğer taraftan da Rusya’nın sahadaki müttefiki olan Esad güçleri ile karşı karşıya durumdadır. Türkiye’nin güvenliği ve istikrarı Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasına ve istikrarın sağlanmasına bağlıyken, yanlış dış politika uygulaması ile ülkemiz açısından olumsuz sonuçlara maruz kalmıştır. ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi eş başkanlığı görevi kabul edilmiş, Rusya’nın Esad’ı desteklediği görülememiştir.Arap şehri olan Menbiç'te, Araplar sözde “güvenlik” nedeniyle uzaklaştırılırken, yerlerine Kobani'den getirilen Kürtler yerleştirilmektedir. ABD, Rusya ve Suriye askerleri korumasında ki YPG'liler “özerklik” ilan ettiklerini açıkladılar. Afrin, Kamışlı, Kobani bölgelerinin dışında Menbiç’te dördüncü kantonu oluşturdular. Diğer taraftan Bölücü Terör Örgütü (BTÖ) Sincar'a (Şengal) yerleşmiş durumdadır. Ülkemiz ise altı aydır “Başkanlık Sevdası”na tutulmuş ve enerjisini gereksiz yere harcamaktadır.Son gelinen noktada; Suriye’nin parçalanması ve kuzeyinde bir uydu devletin oluşumunun bölgeye yaratacağı olumsuz etkileri dikkate alarak, gerekli tüm tedbirlerin alınmasıdır. Bu bağlamda zorunlu hale gelen güvenli bölgenin oluşturulmasını müteakip, ülkemizdeki tüm Suriyelilerin güvenli bölgeye yerleştirilmesi olmalıdır.
Siyaset
24 Mart 2017 - 06:49
EMPERYALİST GÜÇLERİN SURİYE'DE HAMLELERİ VE TÜRKİYE'NİN DURUMU
Emekli Tuğgeneral Ünal Karaosmanoğlu'nun köşe yazısını okumak için tıklayınız
Siyaset
24 Mart 2017 - 06:49