Endokrinoloji Bölümünün, endokrin sistem hastalıklarıyla uğraştığını belirten Endokrinoloji Uzmanı Dr. İffet Dağdelen Duran, bölümde; diyabet, tiroid hastalıkları, metabolik bozukluklar, hormonların fazla ya da az üretimi, menopoz, osteoporoz, hipertansiyon, yağ metabolizması ile ilgili hastalıklar, infertilite (kısırlık), büyüme geriliği (boy kısalığı), salgı bezlerinin tümörleri, şişmanlık, kemik erimesi ve kemik mineral bozukluklarının teşhis ve tedavisinin yapıldığını söyledi. Duran, bu hastalığı bulunan kişilerin düzenli takiplerini aksatmaması gerektiğine dikkati çekerek halk arasında şeker düşmesi denen ve sık yaşanan hipoglisemi hakkında bilgi vererek şöyle konuştu; “Diyabeti olan hastaların kanlarında çok fazla şeker vardır. Diyabet çok çeşitli sağlık sorunlarına neden olabilir. Tam tersi olup düşük kan şekeri hastalığı olarak bilinen hipoglisemi dakikalar içinde hayati sorunlara yol açabilir ve insülin kullanan herkeste görülme ihtimali mevcuttur. Kandaki şeker oranının aniden 70 mg/dl’nin altına düşmesine hipoglisemi denilmektedir. Hipogliseminin en önemli nedeni sağlıksız ve düzensiz beslenmedir. Aşırı şeker tüketimi, besin yetersizliği, sağlıksız yaşam tarzı, aşırı yorgunluk, aşırı alkol tüketimi, herhangi bir tümör, böbrek ya da karaciğer rahatsızlığı, insülini gereğinden fazla almak ya da insülin enjeksiyonlarının yerini değiştirmek, şeker hapının dozunun fazla gelmesi hipoglisemi nedenleridir” dedi.
Hipogliseminin
belirtilerinin; açlık hissi, titreme, huzursuzluk, göz kararması, terleme, dil
ve dudakta karıncalanma, solukluk ve çarpıntı gibi yakınmalar olduğunu, ağır
hipoglisemide ise bilinç kaybı oluşabileceğini dile getiren Uz. Dr. Duran; “Farklı
olarak bazı insanlar, özellikle de diyabetliler, hipoglisemi belirtilerini daha
az fark edebilirler. Örneğin 45 kan şekeri ile herhangi bir şey yokmuş gibi
dolaşabilirler. Eğer hipoglisemiden şüpheleniliyorsa; kan şekeri aleti ile
şekeri ölçmek gerekir. Belirtilerin yanında kan şekeri 70 mg/dl'nin altında
bulundu ise hipoglisemi tedavisine başlanmalıdır. 2-3 adet kesme şeker ağza
atılabilir ya da 1 çay bardağı meyve suyu/limonata içilebilir, hipoglisemi ana
öğünden az önce oluştuysa, hemen yemek yenebilir. Sonrası 10-15 dakika içinde
değişiklik yok ya da kötüleşme mevcutsa şeker alımına (aynı miktarda) devam
edilmelidir. Bilinç kaybı yaşanmışsa hastaya ağızdan hiçbir şey verilmez, sağlık
merkezinde damardan glukoz verilmeli ya da sağlık merkezi dışı şartlarda kas
içine glukagon enjeksiyonu yapılmalıdır. Bu yüzden glukagon enjeksiyonu
yapılışını önceden bizzat hasta yakının öğrenmesi gerekir. Hastanın bilinci
açılmıyorsa enjeksiyon tekrarlanmalı ve profesyonel yardım alınmalıdır. Hipoglisemi
tedavisinde hastalığın belirtilerinin önlenmesi, beyin hasarına yol açmaması ve
hipogliseminin tekrarının önlenmesi hedeflenir. Düzenli beslenme ve minimum
şeker tüketimi ile hipogliseminin önüne geçilebilir” şeklinde konuştu.
Hazır Basit Şekerli Gıdalardan Uzak
Durulmalıdır
Uz. Dr.
Duran, eğer yemek yedikten bir süre sonra şeker seviyesi birdenbire normalin
altına düşüyorsa buna reaktif hipoglisemi dendiğini, bu durumda yemek yedikten
sonraki iki-dört saat içinde aşırı derecede açlık ve halsizlik
hissedilebileceğini, tatlı ve şekere aşırı bir düşkünlük, aşırı derecede
sinirli olma, karamsarlık ve moral
bozukluğu yaşanabileceğini vurgulayarak şu önerilerde bulundu: “Bu hasta grubu
üç saatten fazla aç kalmamalı ve günde altı ya da sekiz öğün yemelidir, basit
şekerlerden ve aşırı yağlı yiyeceklerden uzak durmalıdır. Bunun yanında düzenli
bir fiziksel aktivite de etkilidir. Sağlıklı beslenmeye dikkat etmeli, spor
yapmalı ve kendine iyi bakmalıdır. Hipoglisemi ve reaktif hipoglisemi
hastalarının yanlarında her an şekerli ve tatlı bir şey bulundurmaları gerekir.
Ancak bunlar sadece kısa vadeli ve acil durumlar için işe yarayan çözümlerdir.
Şeker ihtiyacı için daha çok meyve ve sebze tüketmek ve hazır basit şekerli
gıdalardan (beyaz şeker, mısır şurubu girmiş gıdalar, şekerli gazlı içecekler,
meyveli renkli şekerler, hazır paketli gıdalar) uzak durmak herkesin yerine getirmesi gereken bir zorunluluktur” dedi.