2020 yılı tüm dünyadaki yaşam için bir garip başladı malumunuz… Sonuna dek yaşanası hayatın, son nefesini bir an önce getirmek üzere kurgulanmış bir yıl gibi geldi bana… Ya da yaşanası hayatın, sonunun erkene çekilmesi gibi… Elbet ki kimi hayatlar için!
Ölümcül grip salgını, depremler, yangınlar, terör saldırıları, savaşlar, seller ve diğerleri…
Dikkat ettiniz mi?
Son yaşanan ki, bizler bizzat içerisindeydik; İzmir’deki depremin üzerinden çok kısa bir zaman geçmesine rağmen, hayatlar, büyük çoğunluk için normale döndü. Nefes aldığımız dünya da dönmeye devam ediyor çünkü… Kalem ustamız Okan Yüksel’in “ayağa kalkın” dediği gibi; herkes ayağa kalkmalı ve hayat mücadelesine devam etmeli… Elbet ki, önceki hatalardan ders almış bir şekilde… Elbet ki, hatalarını bir daha yinelememek üzere…
İşte bu konuda sizleri bir spor organizasyonuna götürmek istiyorum; 8 Kasım 2020 Pazar günü koşulacak olan ve ayağa kalkanları konuk edecek bir organizasyona… Bu yıl 42. Kez koşulacak olan İstanbul Maratonuna…
İstanbul Maratonu, iki kıtada birden koşulması anlamında dünyada tek maraton aslında… İstanbul Maratonuna kısaca bir göz atalım; Tercüman Gazetesi tarafından 1973 yılında gündeme getirilen Asya'dan Avrupa'ya koşma fikri, 1979 yılında bir grup Alman turist tarafından gerçekleştirilebilmiş. Ancak yıldan yıla gelişerek Asya-Avrupa Koşusu, sonraki yıllarda da Avrasya Maratonu olarak koşulmuş. 2013 yılında ise şehrin tanıtımı ve adını ön plana çıkarmak amacı ile İstanbul Maratonu olarak değiştirilmiş ismi…
Son yıllarda, neredeyse tüm dünya sporseverlerinin dikkatini toplayan İstanbul Maratonuna katılım sayısı da, halk koşusu ile birlikte iki yüz bini geçiyor!