Değerli Dostlarım yurdumun güzel insanları,
Denizli Ekspres gazetesindekiköşemdekadınaşiddet ve kadın cinayetleri konusunda yazılar yazmış ve içimizi yakan bu sorunununçözümünde eğitimin öneminden bahsetmiştim.
Son olarak,Konya’da yaşanan acı olaydatekrar kadın cinayetlerini ve şiddetini farklı bir şekildegündeme getirdi. Hatırlanacağı üzere; gece saatlerinde bir kadına bir erkeğin şiddetine müdahale eden bir gençle o şahıs arasında çıkan arbede sonucunda yaşanan ölüm hepimizi üzmüştü.
Olay sonrası yurdum insanından farklı görüşler ortaya atıldı. Bu konu yazılı, görsel ve sosyal medyada çokça konuşuldu. Kimi tutuklanan öğrencinin derhal salıverilmesi gerektiğini, kimi nefsi müdafaa, kimi cinayet, kimimüdahale etmesi doğruydu, kimi de etmemeliydi. . .
Bir diğer tartışmada gencin neden bıçak taşıdığıdır. Biliyoruz ki, büyük metropollerde gece sokağa çıkmak zorunda kalanların kendilerini korumak için bir takım aletler aldığı hepimizin malumudur.
Tartışmalar uzayıp giderken, tanık olduğum bir olayı aktarayım. Yıl 2003 ODTÜ degörevliydim. Kampüste bir erkek öğrencinin bir kıza uygulamış olduğu şiddete dayanamayarak müdahale etmiştim. Bayan arkadaş bunun üzerine müdahale etmememi karışmamamı istedi. Oradan ayrılırken şiddet devam ediyordu.
Bu olay beni çok düşündürdü. ODTÜ gibi bir üniversitede en seçkin en zeki öğrenciler arasında da kadına şiddet yaşanmaktaydı. Bayan arkadaşın müdahale etmememi istemesi aslında daha sonrası yaşanacak üzücü olaylardan endişe ederek, şiddete razı olması olduğunu düşünüyorum.
Aslında bayan kendisine toplum önünde uygulanan şiddet karşında büyük bir utançduymakta,fakat şiddetin toplum tarafından kanıksandığı ve tanıdığı kişilerin görmediği zannının birinin müdahalesi ile ortaya çıkacağı için onur ve haysiyetinin kırılmasından endişe etmesi şiddete razı olmasının bir nedeni olarak düşünüyorum.
Kadına tacizlerinin ve şiddetlerin yaşadığı olaylara müdahale etmelimi yoksa etmemeli mi?
Olayın öncelikle bir insanî boyutu var. Fakat müdahale edeceğiniz kişi zaten kadına şiddet uygularken elinde ya da üzerinde bıçak ve silah benzeri bir takım aletler olacağından müdahale sonucunda iki taraf içinde vahim hadiselerin yaşanması kaçınılmazdır. Bu son Konya olayında olduğu gibisıkça şahit olmuşuzdur.
Kadına tacizlerin ve şiddetlerin yaşandığı olaylara müdahale etmek yerine kolluk kuvvetlerine haber verilmesi üç taraf için de;maruz kalan, şiddet uygulayan ve müdahale edenlerin hayatları için daha doğru olacağını düşünüyorum.
Konya’da yaşanan bu üzücü olayda ise farklı bir boyutta gerçekleşti.Olayda yaşanılanları yazılı ve görsel basında şahitlerin ve şiddete maruz kaldığı iddia edilen kadının beyanlarını analiz ettiğimizde yukarıdaki tespitlerimizin doğruluğunu görmekteyiz.
Bu olayda da kadın, maktulün kendisine şiddetuygulamadığını sadece bağırıp çağırdığını parktaki kamelyayı tekmelediğini iddia etmektedir.Akla şu soru geliyor: “Madem şiddete maruz değilseniz neden yardım ister tarzda bağırdınız?”
Bir görgü tanığı, gencin müdahale ettiğini daha sonra da ayrılıp giderken maktulün arkasından koşup ona saldırdığını sonrada çıkan arbedede maktulün yere yığıldığınıbeyan etmektedir.
Şuan Konya’da yaşanan bu olay medyatik olmaktan çıkmış, adli birvaka olmuşve iki taraf içinde hatta kamuoyu nezdinde adaletin gereğinin yerine getirilmesini beklemeliyiz.
Değerli Dostlarım, olay her ne şekilde yaşanırsa yaşansın, şuan en az iki eve ateş düşmüş ve milletçe hepimizi üzmüştür. Bu ve benzeri üzücü olayların yaşanmaması için toplumun tüm fertlerien iyi şekilde eğiterekbu olaylarıönleyebiliriz.Şiddetin her türlüsünü önlemede başarılı olmak için uzun yıllara ve planlı programlaraihtiyacımız olduğu su götürmez bir gerçektir.
Saygılarımla
12.02.2020