Bugün bir hikâyeci öldü dostlar...
Bilir misiniz?
Çocukluğumuzdan...
Bugün Kemalettin TUĞCU öldü...
Kim bilmez ki?...
İsmini duyunca bile,
Buram buram çocukluğumuza götüren...
Mümkünse,
Pek çıkmak da istemediğimiz,
Özlediğimiz geçmişe yolculuk ettiren...
Ablam Bahtiyar'ın
Kemalettin TUĞCU'su en çok...
Ablam tanıştırdı beni,
Kemalettin Baba'yla...
27 Aralık 1902'de,
İstanbul Çengelköy'de,
İki ayağı sakat olarak doğar TUĞCU...
Babası;
Kendisinden 16 ay büyük olan,
Ağabeyi Nurettin'e ders verirken,
O da okuma yazmayı öğrenir...
Sakatlığı yüzünden okula devam edemez...
Bir süre Galatasaray Lisesi'nde eğitim görse de;
Ailesinin her şeyini kaybedip,
Yoksul hale düşmesi yüzünden,
Bunu da sürdüremez Kemalettin...
Taaa ki;
Hikâyelerini,
Çocuklarıyla buluşturana dek...
Hayatı, hep yalnızlıklarla geçmiştir...
Okumayı - yazmayı ve Fransızca'yı,
Kendi kendine öğrenmesine rağmen;
Okula gidemeyişinin ezikliğini,
Ömür boyunca yaşar...
Bedensel engelli olması;
O'nun daha çok içine kapanarak,
Yazdığı romanlarıyla kendisine,
Yeni bir dünya kurmasına neden olur...
Bir söyleşide şunları söyler TUĞCU:
"Ne mektebe gittim,
Ne gençlik hayatı yaşadım...
Yalnızlığın bana verdiği can sıkıntısıyla,
Yazmaya başladım...
13 yaşımdan beri,
Yalnızca yazı yazdım...
Hep yazdım...
Beni bu yazılar avuttu,
Yazdıklarımla yaşadım..."
Hiçbir kitabında;
Cinayet, tecavüz, işkence yoktur TUĞCU'nun...
Gaddar üvey babalar,
Kötü ruhlu üvey anneler vardır...
Çocuklar dayak yer,
Evden kovulur,
Ama hikâyelerinin sonları hep iyi biter...
Hak yerini bulur,
Çalışan, dürüst olan kazanır.
Elması kızarır!...
Hayâl kurmayı öğretti TUĞCU,
Biz çocuklara...
Ve,
Kendi hikâyesinin kahramanı olmayı...
"Ben yazdığım kadar yaşarım..." dedi
ve bundan 24 yıl önce,
17 Ekim 1996'da,
Yazılarına da, bize de veda etti...
Ardında,
Milyonlarca kederli çocuğunu bırakarak...
"İnsan, yaşadığı yere benzer..."
demiş ya Edip CANSEVER;
Biz,
Kemalettin TUĞCU'nun hikâyelerinde yaşadık...
Kemâlettin TUĞCU,
Bizim hikâyelerimizi yazdı yıllarca...
Biz Usta Yazar - Şair'lere benzedik;
Usta Yazar - Şairler,
Bizim hikâyemizi yazdı sayfalarca...
Şimdi bu ölüm yıldönümünde;
Hikâyelerinle,
Acı dolu ama olabildiğince üretken,
İz bırakan yaşamınla anıyoruz seni...
Ruhun şad olsun...
Saygıyla, minnetle...