Osmanlı Devletinin yüzyıllarca ayakta kalmasının ve yine yıkılmasının temel nedenlerinden biri toprak yönetimi ve bu yönetimin bozulmasıdır.
Taşra teşkilatı Rumeli ve Anadolu Beylerbeyi olmak üzere ikiye ayrılırken idari birimleri;
Eyalet; yöneticisi Beylerbeyidir. Mısır, Trablusgarp..Bosna, Sivas, Erzurum, ..Hicaz, Kırım..örnek verilebilir.
(Salyaneli Eyaletler-iltizam sistemi, Salyanesiz Eyaletler- Tımar sistemi, İmtiyazlı Eyaletler- Vergi Vermeyen eyaletler, Haremeyn-Mekke ve Medine )
Sancak; Sancakbeyi tarafından yönetilir. Ankara, Manastır, Musul, Rodos, Sofya, ..örnek verilebilir.
Kaza; Kadılar tarafından yönetilir.
Ve Köy; Köy Kethudası tarafından yönetilirdi. Günümüzdeki pek çok köy(mahalle) milattan öncesine ait kalıntılar üzerinde olmasına karşın Osmanlı Devleti’nin hüküm sürdüğü tarihlerden kalmadır.. Bilindiği üzere, Osmanlı Devleti fetih sonrası yerleştirme politikası uygulayan bir sistemi benimsemişti. Kendi tebaasından nüfuzlu aileleri bu yeni kazanılan topraklara hem temsilcisi hem de idareci olarak göç ettirirdi. Burada da yukarıdaki teşkilat yapısına uygun sistem işlemeye başlardı. Gelelim toprak yönetimine;
Miri Araziler: Mülkiyeti devlete ait olan bu araziler, vergi verileceği yere ve ve vergi miktarına göre ( Has, Zeamet, Tımar, Dirlik) isimlendirilir, işlenmesi için köylüye dağıtılırdı.
Vakıf Arazileri: Sadece sosyal hizmetler için ( çeşme, yol,…) ayrılan bu arazilerden vergi alınmaz ve de satılmasına izin verilmezdi. Kadıların denetimindeydi.
Mülki Araziler: Öşüriye ve Hareciye olarak isimlendirilir, tasarrufu ve mülkiyeti Müslüman veya Gayrimüslim halka ait olan arazilerdi. Öşür ve ispenç adıyla devlet adına vergi alınırdı.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmasından sonrada ürün vergisi olarak bilinen öşür yani aşar vergisi 1925 tarihine kadar alınmaya devam etmiş bu tarihten sonrada kaldırılmıştır.
Osmanlı Devleti Miri yani devlete ait olan “Çift Bozan” adında bir vergi daha alırdı. Bu vergi toprağı işlemeyen, ürün ekimi yapmayan..bakımı yapılmamış bahçelerden alınırdı. Tarım arazilerinin pek çoğunun boş kaldığı bir dönemde bu verginin uygulanmasını ciddi ciddi talep etmek gerekiyor diye düşünenlerdenim. Gerçi vergiye karşı bu kadar duyarsız bir millet olmamızın sebepleri arasında da Osmanlı Vergi Sistemi’nde yer alan bekar’a ayrı,evliye ayrı vergi uygulaması yer almaktadır ya neyse..
Miri araziler üzerine mera yapılabilirdi. Zira tarımın olmazsa olmazlarından biri hayvancılıktır. Bugün halen var olan meraların köy tüzel kişiliğine ait olması da bundandır. Dünya genelinde bir milyar yoksul ailenin geçim kaynağı olduğu söylenen hayvancılığın yapılabilir olduğu köylerde/mahallelerde durum nedir? Kendi köyümden örnek vermem gerekirse küçük veya büyükbaş hayvanların kaba yem ihtiyacını karşılayacak boş tarım arazileri, hazineye ait çok fazla alan varken sabit bir mera yoktur! Yapmak çok mu zor dersiniz? Hayır! ( Bu konuya uzun uzun değineceğim için kısa kesiyorum) Tarih derslerinde ezber ettiğimiz, KPSS, ÖSS gibi sınavlarda hep karşımıza çıkan bu bilgiler ışığında biz neyi çok iyi biliyoruz; tımar sistemi yerine getirilen iltizam sistemi Osmanlı Devletini bir müddet daha yıkılmaktan korumuştur. Yine Celali isyanları gibi isyanların önünü kesmemiştir. Kentlere göçün önü alınamayınca boşalan tarım arazileri Ayanların kontrolüne geçmiş devlet üstü otorite kurmaya kalkmıştır. Ve kaçınılmaz son yaklaşmıştır. Yabancılara toprak satışında artan miktarlar, yabancılar adına alım yapan şahısların tapu kadastronun önünü yol edişi… dikkate alındığında tarım yapmaktan her geçen gün girdi, emek yoğun üretim,… iklim değişiklikleri de işin içine girdiğinde vazgeçen yerel çiftçi ve kentlere zorunlu ( eğitim, sağlık..) edilen göçler, mevcut yasalarla boşaltılan köyler… ile karşılaşıyoruz. Yani benzer bir son ile karşılaşmamız an meselesi halini almaktadır.
O halde şunları soralım;
Köylerin/ mahallelerin tarım arazilerini satın almayı sürdüren şahısların aile fertlerinin tamamının elinde kaç bin dekar arazi vardır?
Köyler/mahallelerde hayvancılık yapan ailelerin mera sorunu için ve bitkisel üretim yapan ailelerin zararının önlenmesi için ne beklenmektedir?
Çeşitli isimlerle çiftçiye yapılan ödemelerden alınan verginin adı nedir?
Yeni bağ-bahçe tesisi veya eskinin yenilenmesi söz konusu olduğunda, satış yapıldığında…tapu kadastronun devir işlemi dışında arazi sınır belirleme işlemini yapması zorunlu hale ne zaman getirilecektir?
..
Açılan sondaj kuyuları sebebiyle yer altı kaynak sularının çekilmesi ve susuzluk tehdidi söz konusu iken daha ne kadar bu konu yok sayılacaktır?
Ve tabi en önemli soru köye dönmenin-göçün sırası mı?
n.aydemir
18 Mayıs 2020- Çal [email protected]